TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu ( İKK) Kadın Komisyonunun Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle açıklama yaptı.
Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' olarak ilan edildiğine dikkat çekilen Adana İKK Kadın Komisyonu açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
"Ülkemizde, kadına yönelik şiddetin, kadını hedef alan açıklamaların, uygulamaların her gün bir yenisine daha şahit oluyoruz. Kadın hiçleştirilmekte, toplum içindeki ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal varoluşu geriletilmektedir. Kadının kimliğini yok eden, evine kapanmaya zorlayan, aile içine hapseden ve kadın bedenini namus kavramının odağına koyan anlayış, yaşam biçimi olarak topluma model olarak dayatılmaktadır.
Hukuksuzluğun "hukuk" haline getirildiği bu dönemde, Anayasa'da yer alan "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" düzenlemesi günlük yaşamımızda hiçbir şey ifade etmemektedir.
"2025'in ilk 10 ayında 317 kadın erkekler tarafından öldürüldü"
1 Temmuz 2021'de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin üzerinden 4 yıl geçti. Bu 4 yılda, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınlar için ne kadar hayati olduğu verilerle görünür oldu.
Toplumsal cinsiyet eşitliği kazanımı ile kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadının insan hakkı yolunda mücadelesinin sona erdirilmesi için; toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden politikaların geliştirilmesi ve uygulanması, kaynakları önleme ve müdahaleye tahsis etme, kadın hakları örgütlerine yatırım yapılması gerekmektedir
Bu gerçekliklerin her gün gazete sayfalarında magazinsel haberler kıvamında verilmesi şiddet ortamını adeta körüklemedir.
Bu ortam ve bu şartlar altında biz, TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu olarak hayatın her alanında kadına yönelik her türlü şiddete, gerek bedenleri üzerindeki, gerekse ekonomik, sosyal, kültürel varoluşlarına ilişkin şiddete karşı koyacağız.
Savaş, kadına yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddet ortamını güçlendirir; gericilik kadın özgürlüğü üzerinde bir tehdittir.
Erkek egemen sistemin çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplumun yaratılması mümkün değildir.
Bizler, emeğimizin yok sayılmasına, sömürülmeye, yoksullaştırılmaya, cinsel, fiziksel, duygusal, psikolojik, ekonomik her türlü erkek egemen şiddete hayır diyoruz.
Bizler, savaşa, şiddete, gericiliğe, kadını ret ve inkâr eden her türlü anlayışa karşıyız.
Ve sadece karşı olmakla kalmayıp, savaşın, şiddetin, gericiliğin son bulduğu eşitlikçi, özgür bir toplum yaratılması için; kadın ve erkek eşit bir şekilde, yan yana, yaşamın her alanının özgürleşmesi için omuz omuza mücadelemize devam edeceğiz.
Biz kadınlar, bedenlerimiz üzerinden devam eden tüm dayatmacı ve baskıcı politikalara karşı toplumun tüm kesimleri ile olan dayanışmamızı güçlendireceğiz.
Erkek egemen anlayışın temsilcilerine, uygulayıcılarına, destekçilerine duyuruyoruz:"