Başlık bir şey ifade etmiyor; anlamsız gibi. Açıklayayım.
Ekim ayındayız. Ay sonunda, Atamızın, “En Büyük Eserim” dediği Cumhuriyeti kutlayacağız. Ama nasıl?
Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir yönetim biçimidir.
Cumhuriyet, özellikle 1789 Fransız İhtilalinden sonra uygar ülkelerde yaygınlaşan, demokrasileri gelişmiş ülkelerde uygulanan bir devlet biçimi, ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel bir dönüşümdür.
Cumhuriyet yönetim ve egemenlik hakkının bir kişi veya aileye ait olmadığı, hükümet ya da devlet başkanının belli bir süre için, önceden belirlenmiş yetkilerle ve halk tarafından demokratik yöntemlerle seçildiği bir yönetim biçimidir.
Cumhuriyet, ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimidir.
Cumhuriyet kişilerin de birey olarak bağımsızlaştığı ve özgürleştiği halkın ' tebaa ya da köle' değil, eşit haklara sahip vatandaş, ya da yurttaş olduğu bir rejimdir.
İşte yüzüncü yılında böyle bir rejimi kutlamaya hazırlanırken, Cumhuriyeti yüz yıllık bir reklam arası diye niteleyenlerin etekleri, bir devrin sonu diye zil çalıyor.
Merak ediyorum, böyle bir günü anmak için;
BEN NE YAPACAĞIM
Yarından itibaren, 29 Ekime kadar;
Kuşkusuz bütün bunları yaparken, sayısız eksiğim, kusurum, yanlışım da olacak. Hepsi için şimdiden bağışlanmamı diliyorum. Ne yapayım, bu yaşta elimden ancak bunlar geliyor.
AMA BAŞLIKTA DEDİĞİM GİBİ;