Bir çay içimi vakit çalmaktı hedefim; kalabalıklar ortasında yalnızdım, yapayalnız..
Hayallerimde çıktı birdenbire karşıma; "kimsin sen ihtiyar?" dedi, derinliklerine bakarak gözlerimin..
*
"Sen KİMSİN?" diyemedim..
"Bana, kendini anlat diyorsun da, ne bilmek isterdin? " diye soracaktım, vazgeçtim! ..
Bildiğim birçok konuda roman olacak kadar anlatırdım belki;
Bilmiyorsam susardım!..
*
Aslında sevmem
kendimi anlatmayı;
"beni kendi gönlünden geçtiği çerçevede" anlasınlar isterim..
Şimdilik istisna olsun, anlatmaya çalışayım kendimi azıcık;
Bu an'a özel!
*
"Kelimeler bazı şeyleri anlatır. Kelimelerin sihirine bırak herşeyi" derdi büyüklerimiz..
Ben hep karşı çıkardım;
"Ama sadece kelime her şeyi yaşatmaz!" derdim..
"Hani çoğu kez, ben bile yabancı olurken kendime;
Bir başkasına nasıl anlatırdım ki kendimi kelimelerle?"
*
"Neşeliyim!" diyeceğim; üzgün, süzgün anıma denk geleceksin..
"Espriliyim!" diyeceğim, belki ağlamalarımın yanıbaşına düşeceksin..
"Özgürüm!" diyeceğim, belki tutsak anlarımda yakalayacaksın beni..
*
Kendimi anlatamam. Anlatıp da; bir kalıba sığdıramam ki, düşlerimdeki beni..
Ben kendimi hep tek başına bıraktım; bazı anlarda yapayalnız!
Sadece kendim için dürüst, samimi ve beklentisiz kaldım!
Kendim için "küçücük bir şey" istemedim kimseden..
Bir başkası için "belki çok şeyi", nasıl isterim ki!
Ama verdim!
Karşılık beklemeden..
*
Bazıları için "herhangi" biri oldum..
Kimileri için "vazgeçilmez"..
Ben düşlediğim kadar insan'ım;
insan olduğum için de duygusal..
Reel olduğum anlarda ise gerçeğin peşinde..
Bu dünyaya "ot" gibi gelip, "saman" misali geçecek biriyim ben!..
*
Kısacası, kimine göre, "çok";
Kimine göre "hiçbir" şey!
Bilmem anlatabildim mi;
"Emekli bir gazeteciyim ben!"
Sorma gerisini..
İşte "buyum" ben!
Çay soğumuş, kimsenin baktığı, ilgilendiği yok..
Tabağın altına bıraktım birşeyler, az-çok..
Gideyim yoluma artık, size günaydın..
Mutlu ve huzurlu pazar günü temennisiyle..