Mevlana’nın ifadesi ile “dün dünden kaldı, yeni şeyler söylemek lazım cancagazım”. Yeni bir tarımsal öğretim paradigmasının yaratılması gerekir.
Son yılarda artan dünya nüfusu ile birlikte artan gıda talebi doğal olarak tarıma olan ilgiyi yeniden artırdı. Ülkemizde geçişte sanayileşeceğiz diye tarım geri plana itilmesi ve sonunda sanayileşemediğimiz gibi son yıllarda tarımda birçok üründe ithalatçı duruma gelmiş bulunuyoruz. Ekonomik ve ekoloji nedenlerde üretim yetersizliği ve dağıtımdaki sorunlar sonrası mutlak yeniden tarıma önem verilmeli ve üretim ekonomisine geçilmesini konusunda ciddi talepler oluşmaktadır. En son TÜSİD başkanı tarıma önem verilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Başta mera alanlarının tarıma ve yerleşim yerlerine açılması, et-balık kurmalarının özeleştirmesi, şeker ve türün yasaları ile devlet desteğinin kaldırılması, tarım teknolojilerine gerekli önemin verilmemesi, tarım topraklarının amaç dışı kullanıma açılması ile yaklaşık 34-38 milyon dekar arazinin tarımdan koparılması sonucu bugün ülkemizde ciddi tarım ürünlerin ulaşım sorunu yaşanıyor. Halen sahip olduğumuz coğrafyanın sunduğu, yeterli güneş enerjisi, ılıman iklimi ve toprak yapısı itibarı ile üretim yeteneğimiz fena değil anacak potansiyelimiz tam olarak kullanılmamaktadır. Bu bağlamda yeniden Türkiye’nin kalkınması için tarımsal eğitiminde yeni bir paradigma değişimine ihtiyaç duyulmaktadır.
Ziraat eğitimi Türkiye’deki en köklü eğitimlerden biridir ve yaklaşık 174 yıla yakındır tarımsal eğitim yapılmaktadır. Ancak halen arzu edilen bir ziraat eğitimine de kavuşmuş değildir. Ziraat Fakültelerinde ‘Ziraat Mühendisliği’ mesleği unvanının ve diplomasının kazanılmasına yönelik olarak 1999 yılında önerilen 5 öğretim programı bir eğitim sürecini tamamlanmadan ilk iki yılda tartışılır durma gelmiştir. Daha sonra tekrar bölüm eğitimine geçilmiştir. Ziraat Mühendisliğinin geleceği her şeyden önce tarım eğitimi alacak kişinin eğitim gördüğü alan ile ilgili işe girebileceğini bilmesi ve onun güvencesi gerekmektedir. Bu konudaki çabaların başında yeni eğitim programları oluşturarak bölümlerin sayısının azaltılması ve buna bağlı olarak ta daha az öğrencinin fakültelere alınması kararlaştırıldı. Fakat ne yazık ki yeni sistem yeterince tartışılmadığı için beraberinde birçok sorunu da getirmiştir. Diğer taraftan öğretim üyelerinin ekonomik zorluklarının da etkisiyle yeterince öğretim üyesi olmayan fakültelerin açtığı ikili öğretim büsbütün Ziraat Mühendisliği enflasyonunun artırmıştır. Ziraat mühendisliği eğitiminde yeni programların yeniden tartışılması ve alt programların oluşturulmasında eski bölümlerin yanında çağın gereksinimi olan yeni alt programları ve yan-dal eğitimi konuları tartışılmaktadır.
İkincisi mevcut eğitim sistemi yalnızca öğretme merkezli olması nedeniyle, birçok öğretim üyesi yıllar öncesi edindiği bilgi ve becerileri ile öğretim faaliyeti yapmaya çalışmaktadırlar. Ancak iletişim teknolojileri çağının karmaşık ve ileri üretim teknikleri ortamında öğretim üyelerinin kendilerini hızla bu tür gereksinimleri öğrencilere kazandıracak şekilde donatması kaçınılmaz gözüküyor. Çağdaş eğitim teknikleri ve okuryazarı olmamak, eleştirel-analitik düşünme becerilerinin öğrenciye nasıl kazandırılacağının bilmek ve bu konuda motivasyon sahibi olmak da çağın gereksinimleri içinde belirtilmektedir. Bu şekilde düşünen eğitim kadrolarının eğitim sürecinden geçmemiş ve iyi eğitilmemiş Ziraat Mühendisleri gerek kamuda ve gerekse özel kuruluşlarda kendilerinden beklenilen performansı göstermeleri beklenmemelidir. Son yılarda eğitimde çokça tartışılan Eğitimde Toplam Kalitenin felsefesi ve sınırları mesleğimizde tam olarak belirlenmediği için Ziraat Mühendisi eğitiminde klasik öğreti ile devam edilmektedir. Toplam kalite anlayışı hâkim olmadığı için sorunlar ve ihtiyaçların dikkate alındığı dinamik bir eğitim yapılamamaktadır.
Helen günümüzde hangi bilgi birikimine ve donanıma sahip bir nasıl bir ziraat mühendisi aranıyor sorusuna aranan cevap net değil. Bu bağlamda kamudan çok özel sektörün amaca yönelik beklentileri bulunuyor ancak ağırlıklı olarak kamuda istihdam edilen ziraat mühendisi iş tanımı ve aranılan yetkinlikler net değil.
Ziraat Mühendisi nasıl taraf edilir? Ziraat Mühendisi (Tarım mühendisliği), tarımsal üretim ve kırsal gelişme için doğal kaynakları kullanarak, doğal, biyolojik ve çevre faktörlerinin devamlılığını sağlayan, mühendislik sistemleri ve işletme stratejilerinin geliştirtmesi amacıyla, gerekli mesleki teorik ve uygulamalı bilgi ve deneyim sağlayan disiplinler arası uygulamalı bir bilim dalıdır (Sabancı, 2001 (Ekin Dergisi 11 Ocak 2001). Ortaş, 2001, CBT, Sayı 7227).
21 Yüz Yılda Ziraat Mühendisliği Eğitimi İçin Arana Eğitim Beceri ve Yetkinlikleri Nelerdir?
İletişim ve teknolojileri çağının tarım her alanında üretimden pazara kadar otomasyon ve iletişim ağı yapısı mezunlarda yeni yetkinlikler ve becerilerin aranmasına neden olmaktadır. Çağın yetkinlik gereksinimlerinin başında,
Yaratıcı ve eleştirel düşünme becerisi
Enformasyon ve teknoloji okuryazarlık becerileri
Sosyal ve kültürel yetkinlik gibi temel becerilere sahip olmayı gerektiriyor.
İletişim teknolojileri çağının önümüze koyduğu yapay zekâ, Endüstri 4.0, nono-bioteknoloji ve sosyal medya olgularının gereği olan nitelikli mezunların yetiştirilmesi gerekmektedir. Tek boyutlu insan yerine çok boyutlu, çözümleyici, eleştirel düşünen, değişik varsayımlar üreterek bunları test edebilen, üretimde ve yönetimde yer alabilen, uzak görüşlü ve stratejik düşünebilen insanların yetiştirtmesi hedeflenmektedir. Proje konusunda bilgi ve deneyim sahibi ve kimlikte olmalıdır mühendis. Bu bilgiler yanında bağımsız düşünebilen, üreten ve değerlendiren bilgiye ulaşabilen ve elde ettiği bilgiyi ve ürünü rasyonel kullanabilen çok yönlü olmalıdır mühendis.
Yukarıdaki tanımlamalardan mesleğin doğası gereği çok boyutlu ve geniş bir alanda bilgi, beceri yetenek sahibi olmayı gerekmektedir. Örneğin herhangi bir çiftçi tarlasında bir bitkinin yetiştiriciliği, beslenmesi, hastalık ve zararlı ve toprak işlemeden sulamaya kadar birçok disiplinin bir tek bitki yetiştiriciliğinde gereksinim duyulduğu düşünüldüğünde konu ile ilgili mezunun (mühendisin) bir bütünlük (holistik bakış açısından) içerisinde bütün bilgilerin kullanacak şekilde donatılması gerekmektedir.
Bu durumda soru Ziraat mühendisliği eğitimi belirli konuda eğitilmiş uzman (specialist) olarak mı yetiştirilmeli, (I tipi) yoksa genel bilgi ile donatılmış (generalist) şekilde mi eğitilmelidir (T tipi). Veya disiplinler arası yaklaşımı sembolize eden pi π tipi eğitim modeli ile fen bilimleri, iletişim teknolojileri ve mühendislik disiplinlerinin birikimlerini bütüncül olarak kavrayan eğitim modeli (Ortaş, 2002, http://vizyon21y.com/documan/Egitim_Ogretim/Onemli_Insanlari/Bil_Ins_Olmak/I_T_pi_tipi_bilim.html). Japon eğitim modelinde bu ve benzeri konular genelci eğitim sistemini benimsemiş olup yetiştirilen elamanlar iş hayatında esneklik kazandırmak ve birçok alanda kullanımına olanak kazandırmak için. Bu şekilde eğitilen mühendis birçok alanda iş bulma şansına sahip olduğu gibi bulunduğu iş yerinde bir alandan başka bir alana mobilize edilebilmektedir.
Prof. Dr. İbrahim Ortaş,
iortas@cu.edu.tr