CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Cumhuriyet Gazetesi’nde Olaylar ve Görüşler köşesindeki yazısında, “Seçimle birlikte “AKP yıkılmaz, seçimle gitmez” tabusu yıkıldı. AK Parti ya milletin sesine kulak verecek ya da yanlış politikalarında ısrar edecek ve gidecek...” diye yazdı.
Bulut’un Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısı şöyle:
“İktidar, mahalli yöneticileri belirleyeceğimiz 31 Mart’ı beka tartışmalarıyla genel seçim havasına çevirmek istese de sonuçta yerel seçimdi. İktidarın izlediği politika vatandaş nezdinde karşılık bulmadı; seçmen sandığa yerel seçim havasında gitti.
Ancak, 23 Haziran’da yenilenen seçimi “yerel seçim” diye değerlendirmek yanlış olacaktır. 31 Mart’ta 13 bin olan farkın 813 binlere gelmesi ülke siyasetinde yeni bir sayfa açmayı, yeni bir yol izlenmesi gerektiğini zorunlu hale getirdi. Seçmen, 31 Mart seçim sonuçlarına yönelik haksızlığa, milli iradeye, demokrasiye karşı gerçekleştirilen sivil darbe girişimine gereken cevabı sandıkta verdi.
İktidar ya kendini yenileyecek ya da...
Vatandaşlar, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllardır kullandığı ayrıştırıcı, ötekileştirici dile karşı çıktı ve barış diline, kucaklayıcı, birleştirici siyaseti onayladı. Bundan böyle var olan siyasi dille, politikalarla siyaset yapmak artık mümkün değil. İktidar ve sözcüleri ya kendilerini yenileyecek ya da aynı politikalara devam ederek, gidişini hızlandıracak.
Aslında ne 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan anayasa referandumunda, ne de 24 Haziran 2018 seçimlerinde partili Cumhurbaşkanlığı sistemi üzerinde çok tartışıldı. Tartışma, kamuoyuna yeterince anlatılmayan, daha doğrusu tartıştırılmayan “yeni sistem” yerine kişiler ve partiler üzerinde yürütüldü. Seçmen de kararı parti ve kişiler üzerinden verdi.
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi üzerinden geçen 1 yılda ekonomi çöktü. Halkla iktidar arasında köprü olan kanallar tıkandı. Milletin Meclis’i, pasifleştirilerek yürütmenin sekretaryası yapıldı. Bakanların atamayla gelmesi, liyakatten uzak kişilerin devletin en önemli kurumlarına atanması, ekonominin Saray’ın damadına teslim edilmesi çöküşün en önemli sebebiydi.
Askeri ve sivil bürokrasi, üniversiteler, tüm kurum/kuruluşlar Saray’ın hâkimiyeti altına girdi, kamusal hizmet veren, halkın taleplerini savunan meslek örgütleri, STK’ler, odalar ise itaate zorlandı. Yine bağımsız ve tarafsız olması gereken medya, tek sesli bir basın yaratmak için yandaş iş insanlarına devlet bankalarından verilen kredilerle havuz içine alındı.
Yandaş olmayan iş insanlarının üzerinde korku bulutları gezerken, kamu ile iş yapan, devletten ihale alan iş insanları ise dernekler, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla siyasete dahil edildi. Köprüyü de, barajı da, hastaneyi de yapan müteahhitler, basın gibi, futbol gibi etkili kuruluşların yöneticileri yapıldı.
Yargı ağır hasar aldı
Bu süreçte hasarın en büyüğünü yargı aldı. Papaz Brunson’ın talimatla serbest bırakılması, Saray’ı en ufak şekilde eleştirenlere, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, milletvekillerine, parti kuracağı iddia edilen eski bakan Ali Babacan’a dava açılması bunun örneğidir.
Yukarıda özetlenen bu yönetim anlayışından başlayan hoşnutsuzluk, 31 Mart seçimlerinin Yüksek Seçim Kurulu eliyle gasp edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Nihayet seçmen “artık yeter” dedi. Vatandaş, 23 Haziran’da partili hükümet sistemine, Saray’ın şatafatına, hakhukuk- adalet tanımazlığına, KHK ile yaptığı haksızlıklara, kural-kaide tanımazlığına, getirdiği çöl demokrasisine bu defa “ben yokum” dedi. Aslında bu seçimde ilk defa partili Cumhurbaşkanlığı sistemi oylandı.
Güçlü bir Meclis’e ihtiyaç var
Bundan sonra ne olacak?
İstanbul’un yenilenen seçimi her yönüyle siyasetin bir mihenk taşıdır. Seçim sonuçları ülkenin darbe hukukundan arındırılmış bir anayasaya ve güçlü bir parlamenter sisteme olan ihtiyacı ortaya koydu.
Terazinin bir kefesinde ülke yönetimini elinde tutan ancak koltuğu sallanan partili Cumhurbaşkanı; diğer kefesinde ülkenin yarı nüfusunu belediye ile yönetecek, vatandaş tarafından dikkatle izlenen CHP’li belediyeler ve Millet İttifakı’nın belediyeleri var.
Seçimle birlikte “AKP yıkılmaz, seçimle gitmez” tabusu yıkıldı.
AK Parti ya milletin sesine kulak verecek ya da yanlış politikalarında ısrar edecek ve gidecek...
BURHANETTİN BULUT
CHP Adana Milletvekili