Kolay değil 7 dönem halkı Parlamentoda temsil etmek. Yine kolay değil o kürsüde iktidara tek başına muhalefet etmek. Sözü biraz ileriye götürmek gerekirse darbeci cuntaya sert sözlerle yüklenmek, kafa tutmak.
Söyler mısın bu cesareti 1980 darbesinden hemen sonra senden başka kaç milletvekili yüksek sesle dile getirdi, bu azim ve kararlılığı gösterebildi. Sen bu ülkede insan hakları savunuculuğunu yaparken, Meclis salonunda oturdukları koltuklarında panik ve korkudan dizleri titreyerek 'ecel teri' dökenleri bu halk unutmadı, unutmayacaktır.
Tek kişilik muhalefettin. Kürsüye her çıktığında Türkiye adeta nefesini tutuyor ne söyleyeceğini merak ediyordu. Neydi sendeki o yüksek cesaret, gösterdiğin kararlı duruş. Sen konuşmadığın zaman Parlamento sessizliğe görülüyordu. Ya darbecilere yönelik sarf ettigin sözler, inan hala dudak uçuklatıyor, kulak çınlatıyor, bir kesiminin uykularını kaçırıyor.
Sen Meclis Kürsüsü'nden 12 Eylül’ün ülkeyi nasıl bir kaosa sürüklediğini, kardeş kanının nasıl oluk gibi akıtıldığını anlatıyordun ve gençlerin 'sağ', 'sol' diye kamplara bölünerek birbirlerini öldürmelerine nasıl göz yumulduğunu ayrıntı ve belgeleriyle ortaya koyarken, halk ekranlarda dinleyerek senin cesaretini konuşuyordu. Senden cesaret alıyordu.'İşte beni temsil eden irade' diyerek seninle gurur duyuyor, alkışlamaktan avuçlarının içi kızarıyordu.
Gerek Meclis'te gerekse dışarıda herkes suspus iken sen konuşuyordun. Hak ihlallerini haykırmaya devam ediyordun.
Bazı milletvekilleri Meclis'te seni dinlemeye dahi cesaret etmiyordu. Sen konuştuğunda iktidarı temsil eden milletvekilleri ya protesto ediyor veya salonu terk ediyordu ama seni hiç kimse doğruları söylemekten alıkoyamıyordu.
Herkes susup hatta köşebucak gizlenirken, sen cezaevlerini ziyaret ediyordun. Işkencenin en büyük insanlık suçu olduğunu ifade ediyordun, cunta rejimine tek başına kafa tutuyordun mangal gibi yüreğinle.
Ya Fethullah Gülen hakkındaki sözlerin. İnan hala Meclis duvarlarında yankılanıyor. O gün seni dinlemek ve anlamak istemeyen bazı anlayışlar 15 Temmuz'dan sonra seni çok arıyor ve anıyor bilesin.
Sözlerin, düşüncelerin ve toplumcu ruhun gün geçtikçe daha çok anlaşılıyor. Kaldı ki sen sadece Tunceli'yi temsil etmiyorsun, her konuşmanda 'Türkiye Milletvekilliyim' diyordun. Ogün seni anlamayan ya da anlamak istemeyenler bugün binpişman.
Sen sadece milletvekilligi yaptığın 7 dönemde değil, yaşamın boyunca laiklik, demokrasi, cumhuriyet ve bağımsızlık mücadelesi verdin. O mücadele ruhun toplumda bugün daha çok anlam buluyor. Mücadele insanıydın.
İlkelerinden zerre kadar ödün vermedin. Hiçbir zaman hiçbir güç karşısında başını eğmedin. Liderler sultasına gösterdiğin direnç hafızalarda güncelliğini koruyor. Kürsüde konuşurken sana laf atanlara verdiğin carpici biokadar ilginç yanıtlar tazeliğini hala koruyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e duyduğun hayranlık, eğer kaleme alınmış olsaydı değil kitaplar ansiklopedilere sığmazdı.
Halk, bugün 'Bu Meclis'e bir Kamer Genç daha gelmedi' diyor. Bugüne kadar gelip gitmiş kaç Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve milletvekilli için bu sözler söylendiği ki.
Türk siyasetinin renkli siması Kamer Genç'in siyasi yaşamı hep mücadele ile geçti. Sözünü hiç bir zaman esirgemedi.2016 yılı 22 Ocak günü bu dünyadan göçüp gitti. Vasiyeti üzerine doğup büyüdüğü memleketi Tunceli'nin Nazimiye İlçesi'ne bağlı Ramazanköy'de toprağa verildi.
Bu yürekli insan, ölümünün 8'nci yıldönümünde yarın olumsuz hava koşullarına rağmen, mezarı başında törenle anılacaktır. Ulkesine, toprağına halkına sevdalı yürekli insan, sen memleketinde ana kucağında rahat uyu.
Bilmeni isterim: Yaşama değer katan insanları yaşarken onurlandırma lütfuna layık görülen bir isim oldun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin duvarlarinda hala yankılanıyor. Toprak seni incitmesin. Ne Tunceli, ne Tuncelili ne de bu toplum seni asla unutmayacaktır.
Ruhun şad mekanın cennet olsun.Doğanın ve insanlığın vücut bulduğu diyarın yiğit evladı.