9 KADIN STAJERE AVUKATLIK RUHSATI
9 KADIN STAJERE AVUKATLIK RUHSATI
Staj dönemini başarıyla tamamlayan, dokuz kadın stajyer için ruhsat töreni düzenlendi.
Mahmut Esat Bozkurt Salon'unda gerçekleşen törende, Çağla Uğur, Ezgi Merve Önelge, Duygu Odabaş, Demet Durgaç, Duygu Tatar (Çukurova Üniversitesi), Çağla Özkan, Melike Doğan (Gaziantep Üniversitesi), Ece Güneyli, Esengül Saluk (Çağ Üniversitesi) ve Çağla Uğur ruhsatnamelerini aldılar.
Genç avukatlara cübbelerini, Av. Ömer Faruk Gerger, Av. Ömür Nureddin Taşar, Av. Feride Özlenen İşigüzel Kılınç, Av. Tuğçe Toplayıcı, Av. Oya Koyuncu, Av. Mustafa Çinkılıç, Av. Semih Gökayaz, Av. Tuna Erdem, Av. Çağatay Koyuncu ve Av. Zehra Yavaş Uğurlu giydirdi.
Baro Başkanı Av. Çıtırık, genç meslektaşlarını kutladı, kadınların toplumsal rollerinde, istihdamda, eğitimde, yerel yönetimlerde, siyasette ve yöneticilikte yer alabildikleri bir ülke özlemi duyduklarını söyledi. Çıtırık, “Gençlerin temsilde, kamusal sıfatlar almalarında ve özellikle 3 bin yıllık geçmişi bulunan ve her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan bir dönemde genç avukatlara ihtiyaç duyulmaktadır” diye konuştu.
“ÜLKE ZORLU GÜNLERDEN GEÇİYOR”
Türkiye’de 1984 yılından beri teröre 40 binin üzerinde şehit verdiğini ifade eden Av. Çıtırık, konuşmasında şöyle dedi:
“Ülkemiz zorlu dönemlerden geçiyor.. Artık şehit ve ölüm haberlerinin sıradanlaştırıldığı ve kanıksatıldığı günlerden geçiliyor. Türkiye'de sıfat taşıyan ve sorumluluk taşıyanların akan bu kanı durdurmaları elzemdir, temel bir ihtiyaçtır, zorunluluktur. Türkiye, 1984 yılından beri tam 33 yıldır terörün her türlüsüyle uğraşmaktadır. 40 binin üzerinde insanını yitirmiştir ve milyarlarca dolar da bu ülkenin bu ülkenin savunulması için harcanmıştır. Elbette, ülkenin bölünmez bütünlüğünü hepimiz savunmaktayız. Ama Türkiye’nin de eğitimine, sağlığına, hukuka, sanayiye, tarıma harcayacağı bütçeyi de savaş ekonomisine harcanmaması gerekir. Ölümlere de kimseyi alıştırtmamak gerekir. Aslolan yaşam hakkıdır. Öyleyse anayasada ve Uluslar arası sözleşmelerde güvence altına alınmış olan yaşam hakkını asgari koşullarda devlet olarak sağlamak zorundadır. Eğer bunu sağlayamıyorsa bir yerde zaaf bulunmaktadır”
Ülkenin, 15 Temmuz’da başarısız darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Av. Çıtırık, “Öncelikle, Adana Barosu olarak her türlü darbeyi, darbe girişimcilerini net bir şekilde lanetliyor, kınıyoruz. Türkiye’nin anayasal düzeninden yanayız. Türkiye’nin parlamenter-demokratik rejiminden yanayız. Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü taşıyan devlet anlayışından yanayız. Elbetteki darbecilerle de hesaplaşacaktır. Kanunsuz suç ve ceza olmayacağına göre, herkesin eyleminin Türk Ceza Kanununda karşılığı neyse adil yargılanma ilkesi içerisinde, masumiyet karinesine ve lekelenmeme hakkına da bir gölgeleme düşürülmeden Türkiye’nin bir yargılama sürecinden geçilmektedir. Üzülerek gözlemlemekteyiz, Olağanüstü Hal Kararnamelerinin, OHAL ile aynı paralellikte tedbirler taşımadığı, insanlar hakkında daha bir satır iddianame yazılmamışken, bu iddianameler ilgili Ağır Ceza Mahkemelerince kabul edilmemişken ve yine iddianamelerdeki suçun niteliği ve eylemi gerçekleştirenlerin kim olduğu daha ortada değilken, insanların lekelenmeme hakkına gölge düşürülmüştür”