Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, 2010-2019 yılları arasında binden fazla maden emekçisinin hayatını kaybettiğini, hayatını kaybeden maden emekçileri arasında 16 maden mühendisi meslektaşlarının da bulunduğunu bildirdi.
Maden Mühendisleri Odası’nın hazırladığı 2010’dan 2020’ye ‘Madencilikte Yaşanan İş Kazaları Raporu’nu kamuoyuna açıklayan Yılmaz, 3 Mart’ın dünya madencilik tarihinde yaşanan en büyük facialardan biri olan ve grizu patlaması sonucu 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu faciasının yıldönümü olduğuna dikkat çekti.
Yılmaz, oda bünyesinde hazırlanan raporun 2010 yılında yayımlanan “Madencilikte Yaşanan İş Kazaları” raporunun ardından geçen 10 yıl içerisinde yaşanan önemli olayları derlemek, yapısal sorunları tespit etmek ve bir yol haritası önermek için yazıldığını söyledi.
Madenciliğin hayatımızda önemli bir yer tuttuğunu ve gelecekte de tutmaya devam edeceğini kaydeden Mehmet Yılmaz, “Dünyadaki örneklerden, madenciliğin çok daha güvenli bir şekilde yapılabileceği, kazaların “kader” olmadığı uzun yıllardır bilinen bir gerçektir. Buna rağmen 2010-2019 yılları arasında 1000’den fazla maden emekçisi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden maden emekçilerinin arasında 16 maden mühendisi meslektaşımız da bulunmaktadır. 10 yıl içerisinde ülkemizde kilometre taşı niteliğinde pek çok olay yaşanmış olsa da iş kazalarında maalesef gözle görülür bir iyileşme olmamıştır” dedi.
Tüm madencilik kolları düşünüldüğünde ülkemizin ölüm oranının dünyada en iyi konumda olan Avustralya’ya kıyasla 10 kattan fazla olduğunu dile getiren Yılmaz, madencilik faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden Polonya’ya kıyasla ise 4 kattan fazla olduğunun görüleceğini vurguladı.
“ORTAYA BİR İRADE KONULMALI”
Oda tarafından 10 yıllık süreçte işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda eğitimler, yayınlar da dâhil olmak üzere çeşitli çalışmalar yapıldığını, 2011 yılından 2019 yılına kadar 5 adet sempozyum düzenlendiğini ve yaşanan üzücü olaylar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili sıklıkla basın açıklamalarında bulunduklarını dile getiren Yılmaz, “Odamızın pek çok eleştirisi güncelliğini korumaktadır” diye konuştu.
2014 yılı madencilik sektörü için acı bir milat olduğuna dikkat çeken Mehmet Yılmaz, şunları söyledi:
“Soma ve Ermenek’ten sonra mevzuat değişiklikleri yapılmış, konu ile ilgili farklı aktörlerin yaptığı farklı nitelikte çalışmalar olmuş ama benzer faciaların yaşanmaması için yapılması gereken pek çok değişiklik maalesef hayata geçirilmemiştir. Bizler bugün 2014 yılındaki gibi bir acıyı bir daha yaşamayacağımızı maalesef söyleyemiyoruz. Bugünlerde dahi Afşin-Elbistan’da sinyallerini vermeye başlayan olası bir göçük riski, Soma’da derinlere inildikçe artan metan gazı güncel olarak yetkililerin dikkatlerini vermesi gereken yerlerdendir. Son 10 yılda yaşanan iş kazaları tek tek incelendiğinde altında yatan teknik nedenler ayrı ayrı ortaya çıkartılabilir. Ancak konunun derinine inildiğinde bu bilindik konulara karşı alınması gerekli tedbirlerin ivedilikle alınabilmesi için bir irade ortaya konması, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir devlet politikası haline gelmesi gerekmektedir.”