Hiçbir yakınmanız olmasa bile 21 yaşından itibaren mutlaka… Ciddi hastalıkların belirtisi olabilir! “Annemde de vardı bir şey olmadı!” diyerek ihmal etmeyin!
Adet sırasında aşırı kanama, şiddetli adet ağrıları, tekrarlayan ve geçmeyen kaşıntı... Bu tür belirtiler “Nasıl olsa kendiliğinden geçer” veya “Annemde de aynı sorunlar vardı bir şey olmadı” düşüncesiyle ihmal edilebiliyor. Oysa kadınlarda vücudun alışagelen düzeninde oluşan değişiklikler veya yeni ortaya çıkan birtakım belirtiler önemli bir hastalığın erken habercileri olabiliyor! Özellikle kanser gibi, erken tanı konulduğunda tedavide her geçen yıl başarıların daha da arttığı hastalıklarda, bu belirtilerde zamanında hekime başvurmak çoğu zaman hayat kurtarıyor. Sadece kanserde değil, yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebilen endometriozis gibi bazı hastalıklarda da tanının erken konulması, hastalığa bağlı oluşabilecek komplikasyonları önleyebiliyor ya da oluşma hızını yavaşlatabiliyor. Hatta yapılan tarama testleri sayesinde hastalıklar henüz hiç belirti vermemişken tespit edilebiliyor. Acıbadem International Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, düzenli sağlık muayenelerinin genellikle yılda bir yapılmasının önerildiğine dikkat çekerek, “Jinekolojik hastalıklara karşı, cinsel yaşam başlamış olsun ya da olmasın, her kadının 21 yaşından itibaren yıllık jinekolojik muayenelerini yaptırmaları gerekiyor. Ayrıca yıllık muayeneler haricinde, bazı belirtiler oluştuğunda, zaman kaybetmeden jinekoloji uzmanına başvurmak erken tanı açısından büyük önem taşıyor” diyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, kadınların asla ihmal etmemeleri gereken belirtileri anlattı; önemli uyarılarda bulundu!
Adet sırasında aşırı kanama
Adet döneminde kanama miktarındaki artış ve bunun süreklilik kazanması pek çok sebebe bağlı oluşabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, rahmin iyi huylu miyomları ve poliplerinin adet sırasında oluşan aşırı kanamanın en sık görülen sebepleri arasında yer aldığını belirterek, şöyle devam ediyor: “Yine genç kadınlarda sık görülen bazı hormonal hastalıklar, örneğin hipotiroidi gibi, adet sırasındaki kanama miktarını arttırabiliyor. Bazı hastalıklar için sürekli kullanılan birtakım ilaçlar (bazı kan sulandırıcı ilaçlar) da aşırı kanamaya neden olabiliyor. Daha ileri yaşlarda ise rahmin iç kısmını döşeyen dokunun kanseri aşırı kanamaya yol açabiliyor”
Adet zamanı dışında kanama
Adet zamanı dışında oluşan ve tekrarlayan kanamaların mutlaka değerlendirilmeleri gerekiyor. Adet sırasında fazla kanama yapan etkenlerin birçoğu bazen adet dışı kanama da yapabiliyor. Bunların yanı sıra özellikle üreme yollarının herhangi bir bölümünde oluşan enfeksiyonlar veya kanser ve kanser öncüsü lezyonlar da adet zamanı dışında kanamaya neden olabiliyor.
İlişki sonrasında kanama
Cinsel ilişki sırasında ve sonrasında oluşan kanama rahim ağzındaki enfeksiyonun, rahim ağzı kanserinin veya kanser öncüsü lezyonların habercisi olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, özellikle tekrarlayan kanamaların mutlaka ciddiye alınması ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısında bulunarak, “Zira rahim ağzı kanserinin erken tanısı hastalığın tamamen tedavi edilebilmesini sağlıyor” bilgisini veriyor.
Adet döneminde şiddetli ağrı
Adet dönemlerinde pelvikte biraz rahatsızlık hissi doğal olsa da, adet görmek aslında çok ciddi ağrı oluşturan bir durum değil. Özellikle ağrı kesicilere tam olarak yanıt vermeyen, bele ve bacaklara doğru yayılan ağrılara, makata doğru baskı hissi ve bulantı ile kusma da eşlik edebiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, bu sorun her adet döneminde ortaya çıkmaya başlarsa, altta yatan organik bir hastalık olup olmadığının mutlaka araştırılması gerektiğini belirterek, “Özellikle endometriozis dediğimiz, rahim içini döşeyen endometrium dokusunun rahim, tüpler ya da yumurtalıkların üzerinde gelişimi ile karakterize olan bu hastalıkta, adetin ilk günü genellikle ciddi ağrılı geçiyor. Endometriozisi olan kadınların yüzde 40'ında infertilite (kısırlık) görülebiliyor. Hastalığın yumurtalıkta ortaya çıkan çeşidinde de yumurtalıkta çikolata kistleri diye bilinen kistler oluşabiliyor ve cerrahi tedavi gerektirebiliyor” diyor.
Tekrarlayan-geçmeyen kaşıntı
Özellikle geç menopozal dönemdeki kadınlarda, akıntıyla ilişkisiz olan, sık kullanılan mantar ya da kaşıntı ilaçlarına cevap vermeyen veya bir süre iyileşip sonra yine tekrarlayan kaşıntı şikayetlerinde jinekoloji uzmanı hekime başvurmak gerekiyor. Zira bu tür inatçı kaşıntıların nedeni, uzun süreli tedavi gerektiren genital bölge derisine özgü bazı kronik deri hastalığından biri olabileceği gibi yine bu bölgeye özgü deri kanseri de olabiliyor. Özellikle kanser söz konusuysa erken tanı konulduğunda hastalık çok daha kolay tedavi ediliyor ve yüksek başarı elde edilebiliyor.
Karında şişkinlik, çabuk doyma, istemsiz kilo verme
Karında şişkinlik, çabuk doyma ve istemsiz kilo verme sorunları özellikle birlikte görülürse bu belirtiler yumurtalık kanserinin habercisi olabiliyor. Dr. Nadire Sevda İdil, yumurtalık kanserinin genellikle oldukça sinsi başlayan ve bu nedenle çoğunlukla ileri döneminde tanı konulan bir kanser türü olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla yumurtalıkla ilgisiz gibi görünen bu şikayetlerde hekime başvuruda bulunulması yaşamsal önem taşıyor” diyor.