AÇLIĞIN ÇÖZÜMÜ OLMADAN “UMUT” DA YOK!
Manşet Haber 18.02.2022 22:23:31 0

AÇLIĞIN ÇÖZÜMÜ OLMADAN “UMUT” DA YOK!

AÇLIĞIN ÇÖZÜMÜ OLMADAN “UMUT” DA YOK!






Anlaşılmış değil kanımca, “iktidar” lokma girmeyen boğazları “doygun” gösterebilmek için tüm çabasını harcıyor; “açlığın” dalgası olur mu, gerçekten anlamıyorum…





Bir kaçını anımsayalım mı?





İnsanlarımızı enflasyon altında ezdirmedik/ ezdirmeyeceğiz,





Kombiyi çok açma, atletle dolaş,





Faturalar fazla abartılıyor,





Elektrik pahalıysa nedeni muhalefet,





CHP yüzünden elektrik pahalı,





Zamlar geçer tepkiye gerek yok,





Doğalgaza mini mini zam geldi,





Bu zamları devlet yapmıyor…





Yirmi yıldır ülkenin her karış değerini çar çur ettiklerini, değerlerini “özelleştirme” adı altında peşkeş çektiklerini, halkın vergilerini “tek elden” beceriksiz biçimde kullandıklarını, eğitimin cılkını çıkardıklarını, ülkeyi beş çeteyle sınadıklarını, bilgi düzeyine tsunami vurgunu yedirdiklerini, halkı “yoksulluğa/ yoksunluğa” sürüklediklerini de yadsıyacaklar!





Tüm bunları “iktidar” yapmamış, “iktidar” yurttaşları enflasyon altında ezdirmemişse eğer, tüm bunları “kim” yaptı, yirmi yılda “kimin” ellerine teslim ettiniz de yurttaş bu denli acılı/ doyumsuz/ yazgısına teslim; bu üst “güç” kim?





***





Verilen büyük çaba/ uğraş sonucunda kurulan bir ülkenin yurttaşının bu denli “anlaşılmazlığa” sürüklenmesi konuşulmayacak/ tartışılmayacak/ üstü örtülecek sorun değil!





İnsanlar verdikleri “oyun” biçimine göre değil, içinde bulundukları kabın/ toplumun yapısına göre yaşananlardan etkileniyorlar!





Oyunu kime verirsen ver, kim için geceni gündüz sayarsan say, kimin için yollara düşersen düş; bu elektriği, bu doğalgazı, yaşamın pahalılığını “dar gelirli” aynı bungunluğu çekerek yaşıyor!





Pazardaki tezgaha, marketteki rafa yaklaştığında, cebindeki paranın “alım gücünü” düşünmeyen/ “alım gücünü” aştığında yaşayacağı zorluğu öngörmeyen kim kaldı ki yaşadığımız mahallede/ sokakta?





Düşünsenize; “tüm güç” bendeyken, “olanlar” için başka “sorumlular” aramam ne denli tutarlı davranış olur ki; utanırım açıkçası…





Bu yurdun insanlarına “iyi” bir gelecek, yaşanılır bir ülke oluşturmaları için “vekil” olarak görevlendirilen isimlerden ipe/ sapa gelmez, üstelik “alaysı” sözler duymanın yurttaş için hangi zorluklar demek olduğu algılanmıyor mu hiç, bu denli kafalar “sıyrık” mı; gerçekten anlamak zor!





***





Kendimden bir örnek vereceğim:





Ocak ayında yüzaltmış lira olan elektrik faturası şubatta ikiyüzkırkbeş lira, ikiyüzkıriki lira olan doğalgaz üçyüzseksen lira geldi; Aralık ayında gelen fatura, bugün gelenin yarsının da altında…





“İktidara”, bu faturaları “kim yükseltti” denilmiyor, yurttaş “faturaları ödeyemiyor, görmüyor musun, zorlu kışta insanlar zarar görüyor, sorunu çöz” diyor!





Sağa/ sola söz uzatmak, akıl almaz “yerler” suçlanarak işin içinden çıkmaya çalışmak, yalanlarla oyalamak yurttaşın “lambasını yakmaya, tenceresini kaynatmaya, ısınmasına, doymasına” ne umut, ne de çare…





Faturaların aralık ayından bu yana ikiye katlandığı ne yalan, ne abartı; ancak emekçilerin “emeklerini” ortaya koyarak aldıkları törpülenmiş “emek karşılığı” ay sonunayetmeyecek denli az; anlıyor musunuz?





Birçok bildiğim “nasıl ödeyeceğim” ya da “ödersem yememi kısmak zorunda kalacağım/ üniversitede okuyan çocuğuma daha az göndereceğim/ geçen yılın kışlıklarını giyeceğim/ televizyon ışığından yararlanacağım/ elektrikli aletleri çalıştırmayacağım” diyerek homurdanıyor kendi kendine…





Aracına akaryakıttan dolayı binemiyorsun, elektriğini/ doğalgazını zamnedeniyle açamıyorsun, evdeki çamaşır/ bulaşık/ fön / düzeltme/ ısıtma aletlerini gereksinmene karşın kullanamıyorsun…





Bunun sonucu şatafat içerisinde yaşamak, yurttaşı algıyla yönetmek, olanları yadsımak, ülkenin “orta direğini” silmek isteği gibi olmaz; anlayın!





***





“Hiçbir şey yapılmıyor mu” sorusu çok soruluyor…





Yapılmaz olur mu; önce sopanın uzunluğu gösteriliyor, ardından “yarısı” geri alınıyor!





“İlk” sopanın “uzunluğundan” çok, sopanın “ne kadar” küçültüldüğü “bayram” havasında/ alanlarda davul eşliğinde halay çekerek kutlanıyor!





Bunlar “gözleri görmeyenin/ kulakları duymayanın/ yüreklerinde sevgi taşımayanın” bilecekleri, anlayacakları “şeyler” değil!





Belediye ekmek büfeleri önündeki kuyruğu gördüklerinde, “onlar ekmek almak için değil, video çekmek için oraya gidiyor” diyecek denli kafaları sıyrık, soğuk/ kış aylarında insanların saatlerce orada olduğundan habersiz!





Temel gereksinmelerin kdv’si düşürülünce sosyal medyadaki “iktidar” trolleri çıldırdı/ taş atıp altında durdu hepsi; yaparsa “iktidar” yaparmış hani…





Filenizi alıp bir markete gidin, kasaba gidin, pazar tezgahına yaklaşın; gördüğünüzü bilin yeter!





Unutulmadan anımsatayım; Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, geçtiğimiz günlerde, “temel ilke vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyecek adımları ivedi şekilde atmak, neticelerini yakın zamanda göreceğiz, vatandaşın yükünü hafifletecek yeni adımlar atılacak” demiş, el yakan faturaların yalımını azaltacak “umut” vermişti.





“Açlığın, doyumsuzluğun, yoksunluğun” çözümü olmadan “umut” da yok; bilinsin!



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

34° / 20.4°