Milliyet Gazetesi’den Aysel ALP’in haberine göre, Van, geçen yıl 7.2’lik depremle yıkılırken, Türkiye afet risklerine karşı milyonlarca binasını yıkmaya hazırlanırken, 1996 tarihli Deprem Haritasının hala güncellenmemesi tartışma yarattı.
Bilim adamları Marmara’nın tamamının, Van, Erzurum, Elazığ ve Tunceli’nin 2.dereceden 1.dereceye alınması gerektiğini söyledi.
Bilim adamları 2.derece deprem bölgesinde olan Van’ın bir an önce 1.bölgeye alınması gerektiğini vurgularken, bürokratlar deprem haritasının 2 yıldan önce değişmesinin ‘zor’ olduğunu söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise, “1.derece, 2.derece önemli değil. Biz Van’da inşaat şartlarını 8.5 büyüklüğündeki depreme göre belirledik” dedi.
Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik, deprem haritasına göre hazırlanıyor. 2007 yılında güncellenen bu yönetmelik, kentlerin deprem riskine göre binalarda uyulması gereken yapım kurallarını belirliyor.
İKİ BÖLGE ARASINDAKİ FARK
1.bölgede yer alan bir kentteki yapım kurallarıyla, 2.bölgedeki şartlar farklılık gösteriyor. 1.derece deprem bölgesinde, deprem esnasında beklenen ivme değeri 0.4 g alınırken; 2.derecede bu miktar 0.3 ile 0.4 g arasında bulunuyor. 3.derecede ise beklenen ivme değeri 0.3 ile 0.2 g oluyor. Böylece bir binayı 1.bölgede yapmak ile 2.bölgede yapmak arasında yüzde 25 fark bulunuyor.
Prof. Dr. Ahmet Ercan, ise ivme değerlerini 1.bölgede 0.4-0.6 g; 2.bölgede ise 0.2-0.4 g aldığını belirterek, “Yani 2.bölgede bir binayı, 1.bölgeye göre depremin yüzde 50 daha az vuracağı hesabına göre yaparsınız. Kent, 1.bölgede olduğu için deprem 100 bin ton ile vuracaksa; siz o kenti 2.bölgede saydığınız için binayı da 50 bin tonla vuracakmış gibi yaparsınız. Dolayısıyla bina yıkılır” dedi.
GEÇ KALINDI
Deprem haritasının değiştirilmesinde gecikildiğini belirten Ercan, 7.2’lik deprem olan Van’ın mutlaka 1. Derece deprem bölgesine alınması gerektiğini söyledi. Mevcut haritaların sadece depremin büyüklüğüne göre hazırlandığını; yeni haritalarda ise yerin dayanım ve davranış özelliklerinin olması gerektiğini vurgulayan Ercan, “O yer kaç katlı, ne kadar ağırlıkta binayı taşıyabilir, taşıyıcı kayanın derinliği nedir, yer esner mi batar mı oturur mu, üzerindeki yapı ne kadar zıplar, sıvılaşma var mı yok mu, gibi sorularının yanıtı için haritalarda dayanım ve davranış özellikleri olmalıdır” dedi.
2 YILDAN ÖNCE BİTMEZ
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, Afet Bölgesinde Yapılacak Yapılar Yönetmeliğinin deprem haritasına göre hazırlandığını belirterek, en son 1996 yılında değişen haritada bir güncellemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Bölgesel ölçekte deprem tehlike haritalarının oluşturulması için Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’nün detaylı çalışmasının bitmesini beklediklerini ancak bunun 2 yıldan önce bitmesinin zor olduğunu söyledi. Nurlu, MTA’nın diri fay haritasını bitirdiğini, şimdi de sismo- tektonik harita çalışmalarına başladığını duyurdu. UDSEP-2023 kapsamında paleosismolojik çalışmaların da başlayacağını belirten Nurlu, mevcut haritanın 1/1. 800.000 ölçekli olduğunu ve Türkiye’nin o dönemki genel tektonik özelliklerine, deprem verilerine göre hazırlandığını anımsattı. Nurlu, yeni haritaların ise daha detaylı olacağını ve bilgi geldikçe 2 senede bir yenilenebileceğini anlattı. Nurlu, 1/5000 ölçekli mikro bölgeleme haritalarına geçilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
“VAN’IN FİLMİNİ ÇEKMİŞTİK”
Bir MTA bürokratı ise deprem haritasının 1/1.000.000 ölçekli olduğunu yani genel planlamalarda kullanılabilecek bir harita olduğunu söyledi. Teknolojik imkanlar ve bilgi birikiminin artmasıyla MTA’nın ülke için 100 yılın imkanını sağlayarak 1/25.000 ölçekli harita çalıştığını vurgulayan bürokrat, tüm Türkiye’nin karış karış gezilerek bin 930 adet diri fay tespit ettiklerini anlattı. Bu çalışma sonucu Türkiye Diri Fay Haritasını yenilediklerini belirten bürokrat, “Depremin nerede olacağını çok iyi biliyoruz” dedi.
Şimdi de sismo-teknotik haritalar üzerinde çalışmaya başladıklarını ifade eden bürokrat, bu haritada diri fayların yanı sıra, tarihsel dönem deprem katalogu, aletsel dönem deprem katalogu, büyük fay sistemlerine ilişkin kayma hızları ve stres dağılımının yer alacağını açıkladı. Bu çalışmanın, deprem bölge haritasına temel oluşturacağını anlattı.
Aynı bürokrat, MTA’nın aynı zamanda illere yönelik yer bilim açısından check-up yaptığını, 2007 yılında da Van’a ilişkin detaylı bir çalışma yürüttüklerini anımsatan bürokrat, “Aktif faylar, heyelan, sıvılaşma riski, eğim gibi tüm unsurlar yer alır. Van için bunu 2007’de yaptığımızdan, 2011 depreminden sonra ‘acil yer seçimi’ gerektiğinde bu harita kullanıldı. Dolayısıyla Van’da tüm kamu kuruluşları bu haritayı dikkate alarak çalıştı” diye konuştu.
“MARMARA’NIN TAMAMI 1.DERECE OLMALI”
1.DERECEDE OLMASI GEREKEN YERLER:
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat da deprem haritasının güncellenmesi gerektiğini belirterek, ‘mikro bölgelendirme’ haritalarına geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
1996’dan sonra Türkiye’de önemli depremler meydana geldiğini anımsatan Kalafat, 2.derece içinde yer alan İstanbul'un kuzeyi, Adana-Çukurova, Tunceli, Elazığ, Erzurum, Van'ın yeni haritayla 1. derece içerisine alınabileceğini ifade etti. Kalafat, Marmara Bölgesinin tamamının 1.bölgeye alınabileceğini belirtirken, 1998 Adana-Ceyhan depreminin etkisiyle Çukurova bölgesinin de 2.derecen 1.dereceye alınması gerektiğini vurguladı.
2003 Tunceli, 2005,2007,2010 Elazığ, 2004 Erzurum, 2011 Van depremlerindeki can ve mal kayıpları dikkate alındığında buraların da 1.derece deprem bölgesi içinde olması gerektiğinin altını çizdi.
PARKESİNE DEĞİL, KOLONUNA BAKIN
Kalafat, depreme karşı toplumsal bilincin önemine dikkat çekerek,vatandaşın bir ev alırken parkesine, dolabına, cephesine gösterdiği özeni betonarmesine, kolon-kirişlerine göstermesi gerektiğini söyledi. Kalafat, “Herkesin çevresinde bir mimar, mühendis ya da belediyede tanıdığı vardır. İnsanlar hem binayı hem de projesini sorgulatmalılar” dedi.
En son 1996 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla güncellenen bu haritada İstanbul’un büyük bölümü, Van 2. Derece deprem kuşağında görünüyor. Oysa 1999 Marmara Depreminin ve 2011 Van depremlerinin büyüklükleri ve yarattıkları can kaybı göz önüne alındığında bu haritanın değişmesi gerekiyor. 16 yılda yaşanan depremler nedeniyle İstanbul ve Van’ın yanı sıra Tekirdağ, Adana-Çukurova, Elazığ, Tunceli ve Erzurum’un da 1. Derece deprem bölgesine alınması gerektiği vurgulanıyor.