Adana kent kimliğini kaybediyor
Manşet Haber 15.09.2014 09:49:05 0

Adana kent kimliğini kaybediyor

Adana kent kimliğini kaybediyor

alidemircali_5ocak_Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili ve TBMM Savunma Komisyonu Üyesi Ali Demirçalı, partisinin 18'inci Olağanüstü Genel Kurultayı sonrası 5 Ocak Gazetesi'ne konuştu. 5 Ocak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Eker, Haber Koordinatörü Sefa Saygıdeğer ve Haber Müdürü Serden Çevik'in sorularını cevaplandıran Demirçalı, partilerinin kurultaydan daha güçlü çıktığını bildirirken, iktidarı eleştirdi, Adana için birlik çağrısı yaptı. Metronun Adana için yük olduğunu bildirip, Ulaştırma Bakanlığı'na devri için 14 milletvekilinin el ele vermesi gerektiğini vurgulayan Demirçalı, ulaşıma yapılan zammın geri alınmasını istedi. Adana'nın imar sorununun aşılması gerektiğine de dikkat çeken Demirçalı, 'Başka Adana yok. Adana kent kimliğini kaybediyor. Adana yaşanabilir noktaya çekilmeli, cazibe noktası haline getirilmeli. Yoksa gidiş iyi değil' dedi.


* Öncelikle kurultaydan yeni çıktınız. Kurultayı başarılı buluyor musunuz?

Bir bayram, bir şölen havasında geçti. Demokratik bir yarış oldu. Kırmadan, dökmeden,  CHP'ye yakışan bir şekilde. Çok başarılı geçti diyebilirim. Bu kurultay aslında bizi de uyarmış oldu.

KURULTAYIN KAYBEDENİ OLMADI

* Nasıl bir uyarı? Muharrem İnce'nin aldığı oyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sonuçta Muharrem Bey 415 oy aldı. Tabii bu oyun tamamı Muharrem beyin aldığı oy değil. Kurultayı ve oyları kırgınların, küskünlerin bize bir uyarısı gibi okumak lazım. Biraz daha dikkatli olmamız gerektiğini, biraz daha çalışmamız gerektiğini bize anlattı. Kurultay bizi daha da birleştirdi, kenetlenmemizi sağladı. Önümüzde genel seçimler var. Genel seçimlere daha ciddi hazırlanmamız gerektiğini iyi projelerle çıkmamız ve halka daha fazla dokunmamız halkın ayağına gitmemiz gerektiğini hatırlattı. Bu kurultayın kaybedeni olmadı. Kazanan da Cumhuriyet Halk Partisi oldu.  Örnek bir Kurultay'dı. Bu Kurultayı diğer siyasi partilerde görmemiz, hele ki AKP'de görmek çok daha da zor. Onlara da umarım böyle bir Kurultay nasip olur.

* CHP'nin 91'inci kuruluş yıldönümünü de kutluyoruz bu arada.

Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı gençlerimizin, emekçilerimizin, işçilerimizin 91 yıl önce temelinin atıldığı gündür. Çok partili sisteme geçildi. Daha çok ülkeye özgürlük getiren bir siyasi parti olarak ben CHP'nin 91'inci yılını kutluyorum. Tüm partililerimizin 91'inci yılını kutluyorum.

* Kurultaya yeniden dönersek. Parti içi muhaliflerin sesinin duyulduğu bu Kurultay'ın ardından CHP nasıl çıktı?

Tabi ki, CHP bu Kurultaydan güçlenerek çıktı. Daha da kenetlendi. Muharrem Bey az önce de dediğim gibi bizim evladımız, emeği olan bir arkadaşımız. Onu da özgüveninden dolayı kutluyorum. Bu süreçte genel başkanımız oldukça demokrat davrandı. Demokrasiden özgürlükten yana olan, bu tür farklı düşüncelerin, zenginliklerin yanında olan biridir. Genel başkanımız tebrik etti, konuşmadan sonra yanına çağırdı. Muharrem Beyle birliktelik pozu verdiler. Bizim genel başkanımız eleştirilere açıktır. Olumlu olmak şartıyla eleştirebilirsiniz. Her zaman kapısı bütün milletvekili ve partililere açıktır. Herkesi oturup dinleyen sorunlarını sıkıntılarını paylaşabilen oldukça mütevazı bir genel başkan zaten tüm kamuoyu biliyor. İyi bir yarış oldu diyebiliriz.

* Peki, Prof. Dr Mehmet Bekaroğlu'nu nasıl değerlendiriyorsunuz? Atatürk'e hakaret ettiği eleştirileri yapıldı.

Partimizin en büyük kazanımlarından biri oldu.  Atatürk'e hakaret gibi bir şey söz konusu değil. Ne Atatürk'le ne Cumhuriyetle, ne de bayrakla sorunu olan bir arkadaşımız değil.  Bana göre partinin ihtiyacı olan isimlerden bir tanesidir, gerçek bir solcu arkadaşımızdır.

CHP SAĞA KAYMIYOR

* Peki CHP'nin sağa kaydığı eleştirileriyle ilgili ne söylersiniz? CHP gerçekten sağa mı kayıyor?

Hayır, öyle bir şey yok. CHP'nin ideolojisini, politikalarını, ilkesini benimseyen herkese kapılarımız açıktır. CHP'nin ideolojisi, ilkeleri bellidir. 77 milyonu kucaklayan bir partiyiz. Herkesin kendini görebileceği, kendini bulabileceği bir parti olma yolunda gidiyoruz. Çünkü sadece bize oy verenlerin değil Türkiye'nin partisiyiz. Geçmişte AKP'ye, MHP'ye oy vermiş vatandaşlar olabilir. Ama şimdi bize gelmek istiyorlarsa kapımız açıktır.

* 91 yaşındaki CHP'ye gençlerin ilgisi bir hayli fazla. Mesela, PM'de Ezgi Akar ismi çok dikkat çekti.

Bir genç gözün partiye girmesi, Parti Meclisi'nde olması gerçekten ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Ezgi, 22 yaşındadır. Bilkent Üniversitesi'ni burslu okumuş, çok başarılı bir öğrencidir. Türkiye ve gençler onu çok sevdi. Başarılı olacağını ve partiye çok katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Genel başkanımız ve parti meclis üyelerimiz tarafından da çok sevildi. Ezgi'ye başarılar diliyorum.  Tüm gençlerin de partimize gelmesini istiyorum. Kızımız internet üzerinden başvurusunu yapmış, CV bırakmış, genel başkanımız da bildiğim kadarıyla kendisini davet etmiş. Gelecek vaat eden bir kızımız. Partimize, ülkemize hayırlı olsun.

'KILIÇDAROĞLU İSTEDİ, PM DIŞINDA KALDIM'

* Parti Meclisi'nden söz açılmışken, PM'de Adana'dan kimsenin olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel başkanımız neden Adana'dan kimseyi düşünmedi?

Öyle düşünmeyin. Aslında, ben PM listesinde vardım. Ama genel başkanımız sıkışık olduğunu, çok talep olduğunu beni arayarak (Yardımcı olabilir misin?) dediğinde ben de (seve seve) dedim. Biz normalde partinin vereceği her görevde varız. Parti Meclisi'nde olmamız gerekmiyor. Sonuçta genel mecliste birebir görüşen, Adana'nın sorunlarını, sıkıntılarını genel başkanımıza, parti meclisimize aktaran noktadayız zaten. Genel merkezle hiçbir sorunumuz yoktur. Adana böyle düşünmesin. Neden bir Adanalı milletvekili Parti Meclisi'nde değil gibi düşünmesin. Oradaki arkadaşlarımızın hepsi Adana demek, bundan emin olun.

* Adana'daki delegelerin çoğunun Muharrem İnce'ye oy vermesinden dolayı PM'de Adanalı isim olmadığı yönünde düşünce hakim ama....

 

Ben öyle düşünmüyorum. Olmalı mıydı? Belki olması gerekirdi. Ama genel merkezi de çok sıkıştırmamak lazım. Sonuçta genel başkanımız benim yol arkadaşlarımdan biri, sonuçta birlikte yola çıkmışız, birlikte yürüyoruz. Genel başkanımız böyle uygun gördü. Bunu bir eksiklik olarak görmüyorum. Adana ile ilgili her türlü konuda genel başkanımızla, parti meclisi üyelerimizle her türlü katkı sunmaya hazırım. Çok yakın arkadaşlarım var Parti Meclisi'nde. Hepsi de değerli pırlanta gibi. Hepsi Adana demek, olaya öyle bakın.

* 10 ay sonra seçimler var. Peki siz yeniden aday gösterilecek misiniz?

Böyle bir garanti yoktur siyasette. Ne zaman ne olacağını bilemezsiniz. Demirel'in bir sözü vardır (24 saat çok uzun bir süre siyasette) diye. Onun için kimsenin yeri garanti değil. O günkü şartlarda ne olur, bilemiyoruz. Ne benim, ne de bir başkasının yeri garanti değil.

* CHP seçime hazır mı? Önümüzdeki süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yeni kurultaydan çıktık. İlk MYK'da alınacak kararlar çok önemli tabii ki. Bir yol haritası önümüze koyulacak. Bizler zaten hızlı bir şekilde önümüzdeki seçimlere hazırlanacağız. Sizler de zaten göreceksiniz. 10- 15 gün bu bölgeden ayrılmayacağım. İlçelerde, köylerde zamanımı geçireceğim. Bol bol ziyaretlerde bulunacağım. Vatandaşın sıkıntılarını sorunlarını not alacağız. Genel kurul açıldığında orada gündeme getireceğiz. Basın yolu ile duyurmaya çalışacağız. Önümüzdeki zamanda iyi bir hazırlık yapacağımızdan eminim 2015 seçimlerinde CHP bana göre büyük bir başarı yakalayacak. Yeni kadroyla, bu heyecanla önümüzdeki seçimlerde Adana'da rahatlıkla birinci olacağına inanıyorum.

* Bu seçimlerde iktidar partisinde Recep Tayyip Erdoğan olmayacak?

Evet, Davutoğlu olacak, olsun. Zaten çok çapsız bir dışişleri yönetti. AKP'nin en başarısız bakanını getirdi emrivaki bir şekilde partinin genel başkanı yaptı, başbakan yaptı. Burada ne bir demokrasiden, ne de bir özgürlükten bahsedilebilir. 300 tane AKP'li milletvekilinin karşısına koydu. Dikta etti. (Ben böyle diyorum böyle olacak) dedi. Bu anlayış başarı  getirmez. Zaten sayın Davutoğlu çok kötü bir Dışişleri Bakanlığı yaptı. (Komşular ile sıfır sorun) diye yola çıkmıştı. Hepinizin gördüğü gibi Suriye'yle, Irak'la geldiğimiz nokta belli. İtibarımız, saygınlığımız kalmadı. Kolumuzu kanadımızı kırdı. Böyle başarısız bir Dışişleri Bakanı'nı, Başbakan yaparsan bu anlayıştan da başarı çıkmaz.

* Özeleştiri yaptığınızda (Acaba biz şurada hata ediyoruz) dediğiniz noktalar oluyor veya oldu mu?

Tabi ki, biz özeleştiri de yapıyoruz. Biz yeteri kadar vatandaşa gidemiyoruz. Burada bir başarısızlık varsa bunun sebebi bizleriz. Ben elimden geleni yapıyorum. Özellikle Adana noktasında yerelde, hem de genelde her türlü sorunu sözlü ve yazılı önerge olarak mecliste gündeme getirmeye çalışıyorum. Kamuoyu yaratmaya çalışıyorum. Tabi ki önce seçim bölgemle ilgili. Çünkü, ben bu kente borçluyum, bu kentin adına ben orada görev yapıyorum. Bu kentin insanlarının oyuyla seçilip gittim. Onun için Adana ve Adanalı benim önceliğimdir. Bundan dolayı daha çok çalışmam gerektiğini bu çalışmanın yeterli olmadığını da düşünüyorum. Bundan dolayı önümüzdeki 15 günü Adana'nın ilçelerinde, köylerinde geçireceğim. Birkaç günü şehir merkezinde geçireceğim. Sivil toplum örgütlerini ve basını ziyaret edeceğim. İşçiyi, esnafı, emeklileri, memurları ziyaret edeceğim. Kendimi, partimizi, partimizin politikalarını anlatacağım. Bunun faydalı olacağını da düşünüyorum. Partiye de katkı sunmuş olacağım. Yerinde gidip göreceğim. Bazı akşamlar hastaneleri ziyaret etmeyi düşünüyorum. Acil servisleri, Balcalı'yı ve diğer hastaneleri ziyaret etmeyi düşünüyorum. Oradaki vatandaşın yaşamış olduğu sıkıntıları gündeme getirmeyi düşünüyorum. Çiftçilerimizin sıkıntılarını gündeme getirmeyi düşünüyorum.

ULAŞIM ZAMMI YARGIYA TAŞINACAK

* Halkın sorunlarını dinlemek ve gezmekten söz edince, şu anda Adana'da en fazla konuşulan şey yolcu taşıma ücretlerine yapılan zam. Bu konuda zammın geri alınması çağrısı yapmıştınız. Çağrıyla yetinecek misiniz?

Daha önceden de bildiğiniz gibi 480 bin abone düzenli olarak evsel atık adı altında, bir zulüm vergisi adı altında para ödüyordu. Önce yine tüm belediye başkanlarına uyarıda bulunmuştum. Hüseyin Sözlü'ye yaptığım uyarı gibi, onları da uyarmıştım. Fakat kendi belediyem dahil olmak üzere hepsini dava ettim. Başarılı oldum. 480 bin aboneyi her ay para ödemekten kurtardık. Bir kez daha Hüseyin Sözlü'ye çağrı yapıyorum. Bu zammı geri çeksin. Yoksa ben önümüzdeki hafta mutlaka dava açacağım. Bu yürütmeyi de mutlaka durduracağım. Bir anda bu kadar zammın yapılması kabul edilir bir şey değil. Adana işçinin, yoksulun yoğun yaşadığı bir kent. Adanalı bunu hak etmiyor. Seçim döneminde şöyle bir tweet atmış (Öğrenciden ücret almayacağız) demişti. Demek ki populizm yapmış. Adanalı gerçek bir belediye başkanı istiyor. Adana'nın bunlara artık karnı tok bence. Adanalı bunu hak etmiyor. Bu kente hepimizin borcu var. Adanalıya borcumuz var. Onun için ben sonuna kadar bunun takipçisi olacağım. Adanalı'nın bunu bilmesi lazım. Hüseyin Sözlü için önemli bir para olmayabilir ama o çocukların, öğrencilerin başka kardeşlerinin de okuyacağını, ailesinin de asgari ücretle çalıştığını düşünmesi gerekir. Bu çocuklarımızın başka kardeşleri belki başka okullarda okuyorlar yazık günahtır.

* Milletin efendisi köylüler, çiftçiler de sıkıntılı.

Önümüzdeki aylar Adana'da ve Türkiye'de ekim ayı. Çiftçilerimiz girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı rekabet edemiyorlar, çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Ürettiği ürünü satamıyor, ihraç edemiyor? Bunların en büyük nedenlerinden birisi girdi maliyetleri, ayrıca, dış politikada yaşanan başarısız süreç. Sonuç olarak elimizde iyi geçindiğimiz komşu kalmadı. Suriye'yle ticaretimiz sıfır noktasında, İran ve Irak'la problem yaşıyoruz. İhraç edemiyor. Elinde kalıyor ve artık girdi maliyetleri gerçekten çok yüksek. Mazotun üzerindeki ÖTV ve KDV'nin mazotta ve gübrede mutlaka kaldırılması lazım. Adam yatıyla geziyor yarı fiyatına mazot alıyor. Benim çiftçim dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor. Yazık değil mi bu çiftçiye. Dünyanın en verimli, sulak topraklarına sahibiz biz Çukurova'da. Ama benim şu anda Çukurova'da çiftçilerim çok büyük sıkıntı içerisinde. Desteklemeler zamanında yapılmalı, desteklemeler bir an önce açıklanmalı, çiftçi de ona göre ekimini yapmalı. Planlama yo. Buğday hasadı zamanı buğday, mısır hasadı zamanı mısır ithal eden anlayışın bu ülkeye fayda getirmeyeceğini herkesin bilmesi lazım. Yağlı tohumlara bir bakın. Sadece biz tüketimin yüzde 5'ini üretiyoruz.  Yüzde 95'ini yurtdışından ithal ediyoruz. Pamuğu Yunanistan'dan ithal ediyoruz. Tarımın her alanında şu anda çok çok geriye gittik. Türkiye'yi besleyen bir bölgeydi Çukurova ama şimdi kendine bile yetemiyor. Yazık günah değil mi ? Kamyonlarla, tırlarla, traktörlerle narenciye toplanıp ırmağa dökülüyor.

* İktidarı eleştiriyorsunuz ama başarılı bulduğunuz bir alan yok mu?

 

Bu iktidarın başarılı olduğu bir alan var. Önce yoksullaştırıyor, işsizleştiriyor, sonra üretmiş olduğu işsizliği, yoksulluğu yönetmeye çalışıyor. En başarılı olduğu alan bu. Bu ülkede hiçbir şey iyiye gitmiyor. Devletin tüm kurumları şu anda iflas etmiş durumda. Yargı iflas etmiş, hukuk rafa kaldırılmış. Emniyet çökertilmiş, askerin kolu kanadı kırılmış çökertilmiş. Bölgemizde Ortadoğu coğrafyasında kolu kanadı kırılmış sindirilmiş askeriye ne dünya barışına, ne ülkemize hizmet eder. Şu andaki Başbakan'ın aklını başına toplaması lazım, tüm politikaları yeniden gözden geçirmesi lazım ki, her alanda kötüye gidiş var.

ADANA METRO ÇIBANINDAN KURTULMALI

* Adana'da uyuşturucu meselesi var. Türkiye genelinde de uyuşturucu artışında dikkat çeken bir kent. Uyuşturucuyla top yekün savaşta ne dersiniz?

Artık ilkokul sıralarına kadar indi uyuşturucu kullanımı. O çocuklar bizim geleceğimiz. Eğitim sistemindeki aksaklıklardan kaynaklı durum. Kendi çocuklarımıza yeteri kadar sahip çıkamıyoruz. Adana gerçekten son 20 yıldır hem yerelde, hem genelde çok kötü yönetildi. Bir kent düşünün 2 bin 500 üzerinde çıkmaz sokak var. Bir kentte çıkmaz sokak demek insan vücudundaki kapalı damar gibidir. Sistem sağlıklı çalışmıyor emektir emniyet problemi, sağlık, itfaiye problemi demektir. Varoşlardaki çocukların yeteri kadar spor yapacağı oyun alanları yeşil alan yoktur. Kentimizin her tarafı sıkıntılı. Büyükşehir Belediye başkanımız da, açık açık şunu söylemeli (ben 5 yılda kişi başına düşen yeşil alan miktarı şu noktaya taşıyacağım) demeli, (Ulaşım trafik sorununu çözeceğim) diyebilmeli. Adana Belediyesi'nin gelirleri 2021 yılına kadar ipotek altında. Adana, işletme maliyetlerini dahi kurtarmayan metro çıbanından kurtulmalı. İktidara çağrı yapıyorum. Söz verdiler, taahhütlerinin arkasında dursunlar. 14 milletvekiline de çağrı yapıyorum. Gelsinler ulaştırma Bakanı'na çıkalım. Bu metro belasını ortadan kaldırsınlar.

* İktidarın il başkanı ise metroyla ilgili hiçbir başvuru olmadığını bildiriyor ama...

Doğruyu söylemiyorlar. Taahhütleri değil miydi? Her seçim döneminde mikrofonları ellerine alıyor, metroya devralacaklarını söylüyorlar. Adanalı ,14 milletvekilini seçmiş göndermiş, Adana'yı temsil etsinler diye. Onlar bizim düşmanımız değil ki. MHP'li ve AKP'li milletvekillerine sesleniyorum. Gelsinler, en büyük katkıyı ben sunacağım. Nereye gitmemiz gerekiyorsa gidelim.

* Adana'nın farklı sektörlere de hayat veren inşaat imar sorunu ve mania problemi var. Öte yanda, Çukurova Bölgesel Havalimanı'nın da yapımının durması söz konusu.

Bence mevcut havaalanının tadil edilerek, pistin uzatılarak, gerekirse kamulaştırılarak bazı yerler yerinde kalması lazım. Adanalıların da sahip çıkması, geliştirilmesi lazım. Bölgesel havalimanını da yapması çok zor. Mania sorunu teknik konu. Buradaki en büyük sıkıntı geçmiş dönem belediyelerin paftalarını işlememiş olması. Belki yapsalar da müteahhitlerimiz de bu kadar sorun yaşamayacaklardı. Bu konu gecikmeden Ankara'yla temaslar yapılıp, ilgili bakanlıkla çözüme kavuşturulması Müteahhit gidiyor imarını alıyor, izni alıyor, yapımına başlıyor, belirli noktaya geliyor, sonra, 'Dur mania sorunu var' diyorlar. Müteahhitlerin ne suçu var, oradan ev veya işyeri alanların ne suçu var. İmarı olmayan bir kentte yaşıyoruz. İmarı olmayan kent olabilir mi? Kent her geçen kent kimliğini yitiriyor. Adanalı buna seyirci kalmamalı, seyirciler buna seyirci kalmamalı, sivil toplum örgütleri bu duruma seyirci kalmamalı. Belediye başkanları siyasi parti ayrımı yapmadan bir araya gelmeli. Benim çağrım tüm Adanalı'ya. Başka Adana yok. Yaşanabilir bir noktaya çekilmeli. Cazibe noktası haline getirilmeli. Yoksa gidiş iyi değil. Önceliğimiz Adana ve Adanalı.

* Adana'da Uluslararası Altın Koza Film Festivali başlıyor. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Bu festivalin Adana'da başlaması ve burada yapılması kentimiz için büyük önemlidir. Türkiye'de bir ilktir. Kesinlikle sahip çıkılmalıdır. Daha çok sahip çıkılmalı ve yaşatılmalıdır. Daha da güçlendirilerek sürdürülmelidir. Adana'nın simgesidir, tüm Adana'nın sahip çıkması gerekir.

YAZARLAR

31.1° / 12.8°