İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, Adana’nın yıllara dayalı büyük sorunları bulunduğunu, özellikle imarın önemli bir sorun olduğunu söyledi. Turanbayburt, imar plan uygulaması iptallerinin, plan değişikliklerinin, onaylı projeye uygun olmayan yapı üretiminin eksilmediği Adana’da, imar sorunlarının maalesef çözüme kavuşturulamadığını vurguladı.
Turanbayburt, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak; Adana’nın, kentte yaşayan insanların sosyal, kültürel yaşamlarını geliştiren planlamaya sahip, çevreye duyarlı, çağdaş, güvenli bir kent kimliğine ulaşmasını istediklerini söyledi.
Mesleki ve toplumsal sorumluluklarının bir gereği olarak kent sorunlarını dile getirmekteki amaçlarının Adana’daki sorunların çözümü yönünde adımlar atılmasını sağlamak olduğuna işaret eden Turanbayburt, “Bunu sağlamak için vatandaşlarıyla, kurumlarıyla, yerel yönetimleriyle hepimize görev ve sorumluluk düşmektedir. Ancak hiç kuşku yok ki bu görev ve sorumluluk birincil olarak bu çalışmaları yapmak üzere göreve talip olan, seçimler sonucu bu sorumluluğu ifa etmek üzere göreve başlayan yerel yönetimlere düşmektedir. Adana’nın yıllara dayalı sorunları olduğunu, plansız büyümeyle çarpık yapılaşan kentimizde bu sorunların çözümünün kolay olmadığını biliyoruz. Özellikle imar sorunları kentimizde başlı başına önemli bir sorundur. İmar plan uygulaması iptallerinin ve plan değişikliklerinin eksilmediği Adana’da, imar sorunları maalesef çözüme kavuşturulamamıştır. İmara açık arazilerin sayısı ve büyüklüğü kısıtlıdır. Bina üretim sürecindeki bu durum şüphesiz ki pek çok kesim açısından sıkıntı yaratmaktadır. Ancak bu durumun, usulsüzlüklerin yapılması için gerekçe oluşturmayacağı son derece açık ve nettir” dedi.
İMO Adana Şubesi’nin pek çok sorun gibi bu sorunu da daha önce kamuoyu nezdinde dile getirerek, yerel yönetimleri uyardığını ancak Adana’daki kimi inşaatlarda onaylanan mimari projeler üzerinde, yapım aşamasında oynamalar yapılarak projeye aykırı değişiklikler yapıldığına, haksız kazanç sağlandığına dair şikayetleri gerek üyelerden gerekse vatandaşlardan almaya devam ettiklerini belirten İMO Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, şunları söyledi:
“Kimi uygulayıcılar tarafından imara uygun olarak hazırlanan ve onaylatılan projeye, üretim aşamasında uyulmadığı, yapılan değişikliklerle inşaat alanının genişletildiği; etik dışı bu uygulamanın hukuksuzluğa, firmalar arasında haksız rekabete neden olduğu ve bu duruma da ilgili idarelerden göz yumanların olduğu Şubemize iletilmiştir. İlgili idarelerin, özen göstermesi ve denetlemesi durumunda bu usulsüzlüklere meydan verilmeyeceği düşüncesindeyiz. Bu nedenle tüm ilgili kurumları, bir an önce önlem almaya davet ediyoruz.
Yine, yerel yönetimlerin, park, yeşil alan ve deprem toplanma alanı olarak belirlenen arsaları, inşaat firmalarına satması, emsal teşkil etmeyen yerlerde park alanı göstermeleri kabul edilemez. Mahalleliye olası bir depremde toplanma alanı olarak daha uzak bir başka mahallede alan göstermek, onların park ve yeşil alanlarını yok etmek aldatmacadan ibarettir ve kamusal hizmet anlayışıyla bağdaşmaz. Bu tarz inşaatların durdurulması için sorumluların etkili girişimi acilen yerine getirmesi gerekmektedir.
“İMAR AFLARI YENİ SORUNLAR OLUŞTURUYOR”
Ülkemizin, özelde de kentimizin çok sayıda sorunu bulunmaktadır. Seçim öncesi gündeme giren ruhsatsız yapılara yapı kayıt belgesi verilmesi içeren düzenlemenin, bu sorunları körüklediğini düşünüyoruz. İmar afları, daha önceki uygulamaların da gösterdiği gibi zaten sıkıntılı bir durumda olan yapı stokuna, yeni kaçak yapıların eklenmesine gerekçe oluşturarak, yeni sorunlar yaratacaktır. Devletin görevi insana değer vererek, sağlıklı konutlarda yaşamasını sağlamak, kamu yararını gözeterek yapı stokunu güvenilir, dayanıklı duruma getirmek için önlem almak, denetimi ve bunu sağlayacak düzenlemeleri yapmaktır, kaçak yapıları affetmek değildir.
BİLİMSEL, ETİK VE GÜVENLİ ÇALIŞMA ÇAĞRISI
Rant hesabı, siyasi ve kişisel çıkar gütmek, bunu yapanlara karşı çıkmamak insan hayatına mal olacak durumlar yaratmaya sebebiyet vermektir. Ülkemiz, önemli deprem kuşakları üzerindedir. Önümüzdeki günlerde, 17 Ağustos tarihinde, ülkemizin en yıkıcı depremlerinden Marmara depreminin üzerinden 19 yıl geçmiş olacak. Kaybettiğimiz canlar ve acılar unutulmamalıdır. Bu nedenle diyoruz ki; barınma hakkını birebir ilgilendiren imar, inşaat, kentsel dönüşüm, riskli yapı ve benzeri tüm bu konular bilimsel, etik, güvenli bir çalışma anlayışı ile imara uygun tasarımlarla, projelere uyularak ve düzgün denetimle hayata geçirilmelidir. Yerel yönetimlerden beklediğimiz budur.”