“ADANALILIK RUHU KALMADI”
“ADANALILIK RUHU KALMADI”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer; Adana´nın eski günlerine dönebilmesinin yolunun tarımdan geçtiğini söyledi.
Üniversite öğrenimini Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde bitiren ve uzun yıllar Adana´da bulunan ve bir süre Yeni Adana Gazetesi´nde yazılarına yer verilen; Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Adana ve ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Adana´nın her geçen yıl büyük kentler yarışında alt sıralara düşmesini, Adanalılık ruhunun yitirilmesine bağlayan Gürer; Çukurova´nın yaşam kültürü ile özel bir kent iken, kentleşme adına bu ruhun yok olduğunun altını çizerek, değişen ekonomisi ve kapanan fabrikaların Adana kimliğini yok ettiğini , işçi-emekçi kenti Adana´yı özünden çok farklı bir konuma getirdiğini söyledi.
“MEDYA SORUNLARI YOKMUŞ GİBİ YANSITIYOR”
Gürer, toplumsal sorunların gündeme gelebilmesi için örgütlü bir mücadele gerektiğini ancak bu konuda sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin medya üzerinde oluşturulan baskı ile yok edilmeye çalışıldığını belirterek, “büyük ve tek sesli bir medya varlığı sorunları yokmuş gibi gösteriyor, magazinselleştiriyor ve ana muhalefetin ciddi konularla mücadelesi çarpıtılıyor” dedi.
S.B: Adana´yı büyük şehirler yarışında geri koyan temel sorun ve çözümü size göre nedir?
Ö.F.G: Adana´da iken; Adana Tekstil Sendikası, Çukobirlik ve Adana şube başkanlığını yaptım. Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği´ni okuyup bitirdim. Adanalılığın özünü yaşamışlardan olarak kente insanına olan sevgim hep var oldu. Yavuzlar, İstiklal, Emek, Akıncılar ve Reşatbey mahallelerinde geçen yıllarımda Adana´yı farklı kılan Adanalılık ruhu idi. Ne yazık ki kentleşme adına bu ruh kaybedildi. Adana, Çukurova denildiğinde yaşam kültürü ile bir özellikli kentti. Doğası, doğallığı, sanayisi, sanayicisi, emekçisi, işçisi, el sanatları, mutfağı, davulu zurnası ile çok yönlü farklılığını sahipti. Kentleşme adı altında diğer kentlerle benzeşti. Çok katlı yapılar ile oluşan yeni Adana´nın ruhu da bu süreçte oluşmadı.
Doğallığından arınırken büyük köy Adana anlatısı özünü taşıdığı yaşamdan onu alıp koparıp ruhsuz bir kimliğe götürdü. Görüntü var ama ruhunu yitiren bir şehir oldu Adana. Benzeşmek Adana´ya yaramadı. Farkı fark ettirecek kimlik kalmayınca eskinin özel kenti olağanlaşma ile geriye düştü. Sanatın, kültürün insan yaşam zenginliklerinin rengi değişti. Ekonomik varlık ve onlarca fabrika kapanması, işçi- emekçi kentini farklı bir konuma taşıdı. Ne varsa dünde kalan bir kentin yeniden ayağa kalkmasında temel unsur. Adanalılık ruhunun göçle değişen dokusunu da kapsayacak derinlikte yeniden var kılınmasından geçen temel sorun ruhundan kopan Adana´yı yeniden kendine özgü ruhu ile buluşturmak olmalıdır.
S.B: Adana´da veya ilçelerinde başlatılıp yurt geneline yayılabilecek bir proje var mı? (enerji, tarım, istihdam, ticaret, eğitim vs.)
Ö.F.G: Adana için her alanda kooperatifleşme ve örgütlenme öncelikle sağlanması gereken yoldur. Üretimin varlığını sağlayıp dayanışmayı geliştirerek sorunların aşılması olasıdır. Globalleşen dünyada sorunları yerelde aşmak, farklı markalaşmaları yaratabilmekten geçmektedir. Dünyada robotların hakimiyetine giren sanayi karşısında en önemli alan tarım ve hayvancılıkta sanayi yaratmaktır. Aile tipi işletmeleri koruyup büyük işletmelerle bir arada tarıma yapılacak yatırım ve bu bağlama AR-GE ile oluşacak yeni arayışlar bölge için yeni bir başlangıca kapı aralar, her alanda ihtiyaç ve talebin yerel olanaklarla birlikte alınıp markalaşacak ve yurt dışı satış olanaklarını geliştirecek biçimde düşünülmesi de ihtiyaçtır. Toprağa, ürüne ve üretene sahip çıkan bir Adana her alanda yenilenebilir.
S.B: Adana da yaşayan mülteciler ile yerli halkın ilişkisini gözlemlediniz mi?
Ö.F.G: Bu sorun yalnız Adana´ya özgü değil ülkenin de sorunu. İçişleri Bakanı´na sorduğum soruya verdiği yanıtta; ülkemize çok farklı ülkelerden binlerce kişi gelmiş adı “Suriyeli” konsa da Irak, Azerbeycan, Özbekistan, Rusya, Gürcistan ve daha çok farklı ülkelerden gelip çalışma iznide alanlar var. Bu süreç kayıt dışı ekonomiyi de tetikliyor. Doğal olarak ucuz işçiliğin yanında eğitimden güvenliğe varan birçok sorunda üretiyor. Adana 50 yıldır sürekli göç alan bir bölge. Yeni sürecinde en etkilenen illerden ancak sorunun üreteni mevcut iktidar ve iktidarın bu bağlamda sağlıklı bir projesi yok. Öyle olunca yerleşik nüfus ile mülteciler bir barışık-bir sorunlu bir arada yaşayacaklar. Adana tarihinde göçler sonrası yaşanmış olaylara bakılırsa, orada olan bugün de sürüyor. Özellikle kenar mahalle sayılan ve ekonomik sorunları olan alanlarda sorun yumağı daha belirginleşiyor. Mülteci sorunları arttıkça kente yarattığı yükte artıyor. Başta eğitim olmak üzere zorunlu göçün yansımaları en aza indirgenecek düzenlemeler hızla sağlanmalıdır.
S.B: Coğrafi olarak düzlük bir kent iken trafik sorununu ne ile açıklarız?
Ö.F.G: Ülkemizde trafik sorunu büyük kentlerin tamamında yaşanan bir sorundur ancak Adana gibi düz bir yerleşmede alternatif yollar en azından yeni sayılan bölgelerde dahi yaratılmaması ciddi eksikliktir. Kentin yerleşim alanları oluşturulurken nüfus ve yapı stoku bir bütün olarak bakılsa idi bu süreç yaşanmazdı.
Raylı sistem geliştirilmesi sağlanabilir. Trafik geçiş noktaları ve yol güvenliği birlikte ele alınıp üretilecek düzenlemeler sorunu kısmen düzeltilebilir sürekli akan trafiği sağlayacak arayış sağlanmalıdır. Trafik ışıkları çokluğu bu bağlamda özellikle sabah-akşam trafiğinde yığılma yaratmaktadır. Işıkların olduğu yerde yer altı geçişleri kesişme noktalarında yonca düzenlemeleri gibi kısmi iyileştirmeler üretilebilir. Ancak sürekli çözüm en az 100 yıl hedefleyen bir planlama ile yaratılabilir.
S.B: Adana´da işsizlik nedir? Kamuoyunda oluşturulan “İş beğenmeme” yaklaşımını nasıl yorumluyorsunuz?
Ö.F.G: Adana´yı anlamak için önce düne bakmak lazım. Adana deyince akla gelen Sümerbank, Çukobirlik, Akdeniz, Güney Sanayi, Tekel, Paktaş, Bossa, Özbucak fabrikaları kentin içinde büyük fabrikalardı. 30 bini aşkın çalışanı olan bu işletmeler bugün var mı? İrili ufaklı yüzlerce tesis kapandı. Adana ile özdeşleşen Sabancıların bölgede varlığı dündeki kadar kent ile bütün mü?Adana ayakkabı üretiminde el sanatlarında marka idi, o özelliği devam ediyor mu? İş alanları değişime uğradı. Pamuk tek başına bölgeyi taşıyordu, günümüzde ithal pamuk ile tekstil sanayi dönüyor. İş alanları yan sanayi geliştiriyordu, kapanan işyerleri yanında büyük entegre tesisler bölgeye gelmedi. Göç var iş alanı daraldı. İşsizlik soruna dönüştü. İş beğenmeme değil işin iş olarak yevmiyeciliği aşan yanı yok ki, sürekli güvenceli emeğinin karşılığını alacağı bir iş talep etmek iş beğenmemek olarak görülüyor oysa her işi yaparım diyen yüzlerce kişi bu talebi dahi yok çünkü iş yok.
S.B: İşsizliğin önüne geçebilecek uygulama ne olmalıdır?
Ö.F.G: Öncelikle göç durduracak ve köylere dönüşü sağlayacak projeler öne alınmalı. Bunun yolu tarım ve hayvancılığı destekleyen ve bu alanda üretim sanayini var kılacak kararlar almak, köylerin gelişmesi üretimin artmasını sağlar. Kent trafiği dahil her sorunda rahatlama getirir. Devletin trilyonları bulan yıllardır yaptığı desteği doğru kullanmıyor. Ülkemiz için en büyük proje köye dönüş-köyde üretim projesi olmalı. Üreten Türkiye, tarım ve hayvancılığı gelişen Türkiye dünyaya bakar. Dünyanın gıdada sorun yaşayacağı apaçık belli. GDO su ile oynayıp ürün çeşit ve verim arayışında olan ülkeler var. Oysa biz kentten köye dönüş ile üreten bir ülke olsak çok sorunumuzdan arınırız işsizlik için de köye dönüş ve kooperatifleri ciddi anlamda oluşturmak köyde üretimden pazarlamaya her aşamada bilinçli bilimsel tarım ile geleceği kurtarırız.
S.B: İçinden nehir gecen sayılı kentler arasinda olmasına karşılık yıllardır ihmal edilen kent görselliğinin, turizm sektörünün kentimizde geldiği nokta ve turizm adına yapılabilecekler listesi kısaca neler olmalıdır?
Ö.F.G: İçinden nehir değil deniz geçirsen bir bakış yoksa o değişim olmuyor. Etrafı deniz ile çevrili ülkemiz ne kadar fayda sağlıyor ki?
Adana iş, aş, emek kenti ama çok zengin bir tarihi dokusu da var. Kültür ve tarih ile buluşan bir Adana turizmden pay alması artar. Anavarza´yı gezerken Ege´de böyle bir yer olsa nerelere ererdi diye düşündüm. Adana´dan bakanlar çıkıyor ama Adana´ya bakan yok. Bazı değişimlerde iktidarın yatırım ve desteğinin önemi büyük. Turizmde ya da nehirden yararlanmada da iktidar Adana´ya gereken duyarlılıkta destek sağlamıyor.
S.B: Siyasal iktidarın yarattığı sanal gündemlerin peşine neden düşülüyor? (Kadir Mısıroğlu ziyareti-rektörlerin kadınlar ile ilgili yaptığı açıklamalar vs…)
Ö.F.G: Toplumsal sorunların daha çok gündeme gelmesi örgütlü mücadele ile olur. Sendikalar ve Demokratik kitle örgütlerini adeta yok eden bir anlayışın iktidar olması toplumsal sorunların öne çıkmasını engelliyor. Medya üzerinde oluşturulan yoğun baskı ve satın alarak tek sesli kılınan büyük bir medya varlığı ülke sorunlarını yokmuş gibi yansıtıyor. O süreçte muhalefetin ciddi konularda mücadelesi çarpıtılıyor, kamuoyuna yansıtılmıyor ve magazinleştirme anlayışı öne çıkarılıyor. Toplum sorunları haberleştirilmiyor. O arada 10 önemli konu anlatıyorsanız onun içinden en az önemi olan manşet haber kılınıyor ancak sizin sorunuzda yer alan konular ülkenin nereden nereye savrulduğunu anlatan örnekler. Doğal ki o konuda da konuşun diyen bir kesinde var ama asgari ücret, taşeron, EYT işsizlik dediğimizde belli birkaç ulusal gazete ve tv dışı açıklamalarımız haber olmuyor. O kadar çalışan sorunları için etkinlik düzenledik kısa bir haber dahi yapmayan çok yayın oldu.
S.B: İttifak kurulsun-kurulmasin, diğer siyasi parti temsilcileri neden CHP´nin ismini terör örgütleri ile bir arada kullanır oldu?
Ö.F.G: CHP hiç bir zaman terör örgütleri ile adı anılamaz. Tamamen iktidardaki gücün saptırma ve yalanları. Mustafa Kemal Atatürk kurucusu olduğu şehit aileleri ve gazilerle milli mücadelede doğan bir parti yutseverlikten öte bir tanımla anılamaz. Bölücü örgütle bir arada siyaset kurgulamış hasta zihniyetin çamur at izi kalsın anlayışından başka bir şey değildir. CHP için atılan iftiradır.
S.B: Siyasal iktidar - doğrusu ile yanlışı ile- yaptıklarıyla konuşulurken ana muhalefet neden iç çatışmaları ile gündeme geliyor? Mazbatasını dahi almadan genel merkezi eleştirdiği için ihraç edilmesini istenen milletvekili oldu.
Ö.F.G: CHP her kademesinde demokrasinin gereklerine göre davranan, bireyin özgürce düşüncesi ifade edebildiği ancak parti tüzüğüne bağlı olarak davranış göstermesi gerektiği bir kurumdur. CHP dışında her partide olağan yaşananların CHP´de daha çok konuşulması parti içi demokrasinin güçlülüğünün yansımasıdır. Farklı görüşlerin ifade edilmesi sorundan çok bir zenginliktir ancak partide herkesi bağlayanda program ve tüzüktür .
S.B: CHP´nin İşbankası hisseleri ile ilgili... Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu´na Atatürk ´ün kurduğu o ilkeleri taşımadığı düşüncesi haklarının verilmediği iddialarına karşılık neler söylemek istersin? Ve bugünkü CHP Mustafa Kemal Atatürk´ün kurduğu CHP midir?
Ö.F.G: CHP Atatürk´ün kurduğu anlayışın değişmez olduğu partidir. Çağdaş, özgür, üreten, insanca hakça bir düzeni kurma çizgisi hiç değişmemiştir. Bilgi ve bilim ile buluşan medeniyet seviyesin en üste taşımayı hedefleyen CHP, ülkenin de güvencesi ve sigortasıdır. CHP´nin işbankası hisseleri sembolik bir olgudur. İktidar zora düştüğü her süreçte gündem saptırmak için aslı astarı olmayan laflarla ‘kuşa bak´ deyip cebimizi boşalttığı zamlarla yaşamı daralttığı dönemlerde servis ettiği bir kaç konudan biridir. İş Bankası özel bankalar içinde milli ve yerli kalan tek banka olduğu için ‘bunu da ele geçirip nasıl satarız?´ kafasının, duygularının dışa vurumudur. Ekonomik kriz zirve yapınca raftan indirip gereği kadar kamuoyunu gerçek gündeminden saptırıp geri rafa koyulan bir durumdur. Hukuk devletinde konuşulmayacak bir konuyla Erdoğan amaçladığı faydayı sağlamıştır. Bundan sonra da gündem saptırmak için ihtiyaç duyduğunda konuşacaktır Zekası olan bunun bir algı operasyonu olduğunun farkındadır.
S.B: Her cümlesinde demokrasi vurgusu yapılan açıklamalara gore... CHP içindeki bu kargaşayı nasıl aşıp asıl görevi olan ana muhalefete odaklanacaktır?
Ö.F.G: CHP´de kargaşa yoktur düşüncelerini ifade eden her zaman olabilir. Esas olan partiyi temsil eden Genel başkandır. En azından Salı günleri CHP grup toplantısında Genel Başkanımızı dinleyenler CHP sorunlara karşı duyarlı ve mücadelesi görmüş olurlar. İşçi, çiftçi, emekli, esnaf, öğrenci, genç, engelli, kadın için her alanda mücadele veriyoruz. Taşeron, emekli ikramiyesi, kıdem tazminatı, EYT Asgari ücret Ek 3600 gösterge gibi toplumsal her sorunda; çiftçinin ürettiği üründen esnafın sıkıntısına kadar takip eden, yurt dışı ilişkilerden göçmen sorununa değin uğraş veren CHP´dir. CHP mücadelesi yansıtmamak gündemi saptırmak adına güçlü bir yandaş medya olunca sanki sorunlu, çözüm üretmeyen bir parti gibi hava verilmek isteniyor. Tümü saptırma yalanlarla kurulan iftiraları içinde barındıran algı operasyonlarına karşı CHP´yi kurumsal kimliği ile izleyen doğruyu görecektir.
Bir bütün olarak sorunlara CHP´nin yaklaşımını görmezseniz içinden cımbızlanan sözlerle anlam değişikliklerine gidecek, işin özünü taşıyacak çarpıtmayı üretebilirsiniz. Esas olan kaynağından doğru kapsamlı bilgi ile vatandaşın buluşması yolunun açılmasıdır. Ülkede ne yazık ki sansür ve baskı doğru bilgiye buluşmanın önünde en büyük engeldir.
Nerede ise her gün bir kadın cinayeti işlenen, iş cinayetinde Avrupa birincisi olduğunu görmeyen, yoksulluğun, yokluğun, işsizliğin, zamlarla daralan insanları gündeme taşımayan yandaş basının varlığı iktidarın konuşulması yerine muhalefeti hedefe koyduruyor.
16 yıldır ülkeyi yönetenlerin yanlış uygulamaları ekonomik kriz yanında başta aile kurumu olmak üzere toplumsal dokumuzu da ciddi anlamda bozdu. Ükemiz kötü yönetiliyor bunun yansıması dar gelirliler ile emekçilere oluyor. CHP olarak işçi,çiftçi, işsiz, emekli, memur, engelli, kadın, çocuk ve her kesimin sorunlarını çözecek tek partiyiz. Ülkemizin bölünmesine izin vermeyeceğimiz gibi, Atatürk değerleri ile doğan Cumhuriyet ve demokrasiden vazgeçmeyiz. Yolumuz ve önderimiz Mustafa Kemal Atatürk çizgisinde ülkemizin her sorunu aşması içinde çözüm önerilerimizle çalışmaya devam edeceğiz.
Yeni Adana Gazetesi ki Başta Çetin Remzi Yüreğir ağbimizin olmak üzere; emek veren ve vermiş olan herkesi de saygı ile selamlıyorum. Anadolu´da milli mücadeleden bu güne ayakta kalmayı başaran ve gazetecilik yapan bir gazete olmak başlı başına bir olay ve tarihtir.(http://www.yeniadana.net/haber/topraga-urune-sahip-cikar-bir-adana-her-alanda-yenilenebilir-31324.html)