Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ, “Öteki Türkiye: Emek ve Şiddet Raporunu” yayınlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile görüştü.
CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşmede Görendağ ve Tekin, sayıları 1 milyona ulaştığı tahmin edilen Suriyeli sığınmacıların maruz kaldığı sömürü ve insan hakları ihlalleri değerlendirildi.
Görendağ, Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin Türkiye mevzuatında yer alan iltica sistemine dahil olmadığını ifade ederek, “Onlar için önce ‘misafir’ kavramı kullanıldı. Ancak bunun hukukta bir karşılığı yok. Zaten bu kampların yasal bir statüsü de yok. Bu yüzden haklar ve güvenceler açısından ne durumdalar tam olarak bilinmiyor' dedi.
Gürsel Tekin, bu durumun hükümet tarafından bilinçli olarak korunduğunu, sığınmacıların; ev işçiliği, madencilik, tekstil, eğlence gibi sektörlerde ve merdiven altı atölyelerde kayıt dışı olarak, Türkiyeli işçilerin yarısı kadar ücretle çalışmaya, ihbar edilme ve ülkelerine geri gönderilme tehdidi altında tamamen patronların insafına terk edilmiş bir yaşama zorlandığını belirtti.
Ucuz iş gücü adına sömürülmeleri yetmezmiş gibi, sığınmacıların düşen ücretler sebebiyle hedef tahtası haline getirildiğinin ve sığınmacılara yönelik nefret söylemini tehlikeli boyutlara ulaştığının altı önemle çizildi. Tekin, Öteki Türkiye: Emek ve Şiddet adlı raporunda da yer verdiği 'Sığınmacı Kiralama Bürolarına' ve bu sömürü bürolarının insanları zorunda bıraktığı insanlık dışı koşullara dikkat çekti.
Görüşmede' Suriyeli olmayan diğer sığınmacıların sorunları da masaya yatırıldı. Görendağ, SSGSS’de yapılan düzenlemeyle tüm sığınmacıların SGK kapsamına alındığını, ancak tedavi giderlerinin kim tarafından ödeneceği konusunda net bir ibare olmadığı için göçmenlerin yine sağlık hakkından faydalanamadığını vurguladı. Bu soruna çözüm olarak göçmenlerin valilikler bünyesindeki sosyal yardımlaşma vakıflarına başvuru yapılması konusunda düzenleme yapıldı. Görendağ, göçmenlerin vakıflara direkt başvuramadığını, bunun için önce polisten sevk kağıdı almaları gerektiğine dikkat çekti. Görendağ şöyle devam etti: “Kişi doktora gitmek istiyor. Önce polise gidip hastalığını anlatıyor. İlgili polis ona ‘Senin bir şeyin yok. Gidip bir ilaç al yat” diyerek sevk vermeyebiliyor. Yine kişi sevk kağıdı alsa bile her işlemde yeni baştan sevk kağıdı isteniyor”
Tekin'in konuya dair İstanbul'daki çalışmaları esnasında karşılaştığını farklı olaylar geçtiğimiz günlerde basında yer bulmuştu.
Görüşme, sayıları 1 milyonu bulan sığınmacıların yalnızca 200.00'ine sağlanan kamplarda yaşanan insan hakları ihlallerinin değerlendirilmesiyle devam etti. Tekin, Kenya-Somali sınırındaki Dadaab Mülteci Kampı'nı dahi rahatlıkla ziyaret edebilmişken, milletvekili oldukları ülke sınırlarındaki kamplara alınmamalarının kampların sığınmacılara değil, radikal gruplara hizmet ettiğinin kanıtı olduğunu belirti. Görendağ; İnsan Hakları Derneği, Mazlum-Der, Uluslararası Af Örgütü gibi birçok sivil toplum örgütünün ortak giriş izni başvurusunun dahi reddedildiğini ekledi.
Görüşme, Suriyeli sığınmacıların maruz kaldıkları insan hakları ihlallerini önleyebilmek adına adına ortak çalışmaların gerekliliğine de vurgu yapılmasıyla sona erdi.