Tarih: 30.05.2017 20:13
ALADAĞ YANITI SUÇLU “AŞÇI EKSİKLİĞİYMİŞ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’un, 12 çocuğun öldüğü, 20’den fazla kişinin de yaralandığı Aladağ Faciasının ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’na verdiği soru önergesine bakanlıktan yanıt geldi. Gelen yanıtta, yangından önce yapılan denetimlerde yangın için alınması gereken önlemlerin alındığı, her katta yangın tüplerinin bulunduğu, tüplerin periyodik bakımlarının yapıldığı, yangın merdiveninin ve kamera sisteminin bulunduğunun belirtildiği ancak aşçı görevlendirmesinin ve telefon ankesörünün eksiklik olduğu ifade edildiği belirtildi.
Altıok gelen yanıtla ilgili şunları kaydetti:
Adana Aladağ’da çok büyük facia yaşadık ve 12 çocuğu çıkan yangında kaybettik. Bu dernek, iktidara yakın tarikatlardan birisinin kontrolünde olan bir yapı. Bölgedeki yoksul kız çocuklarının bazıları imkanları olmadığı için burada kalıyor ve eğitim almaya çalışıyorlar. Devletin asli görevi olan eğitim sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle özellikle yoksul çocuklarımız Ensar Vakfı başta olmak üzere cemaat ve tarikatlara teslim ediliyor. Bu Akp tarafından bilinçli yapılan bir harekettir. Kindar, dindar ve cahil bir nesil isteyen iktidarın eliyle ve devlet onayıyla yapılmaktadır. Aladağ’da ihmaller zinciri sonrası bir yangın çıktı. Yangının elektrik panosundan başladığı biliniyor. Ancak yapılan incelemelerde binada kaçak akım rölesinin yani bildiğiniz sigortanın olmadığı anlaşıldı. Bu sigorta en fazla 200 lira tutar ancak bu karanlık ve gerici tarikat anlayışında 200 lira, çocuklarımızdan daha değerli anlaşılan. Biz bakanlığa bu ihmalleri ve sorumluları sorduk. Bakanlığın 5 ay sonra verdiği yanıtta gerekli denetimlerin yapıldığı söyleniyor. Denetimlerde tek eksik telefon ve aşçı olmamasıymış!
ALADAĞ’DA ÇOCUKLARIMIZI YOKSULLUK, CEHALET VE İHMAL YAKTI
Yanan binanın Çevre ve Bayındırlık Bakanlığı’nın şartnamelerine göre yapılmadığı, sigortanın olmadığı, kabloların eski olduğu, binanın herhangi bir yangın anında acil çıkış kapısını gösteren yönlendirmelerin olmadığı ve kameraların da çalışmadığı ortaya çıktı. Bakanlıktan gelen yanıttan anlıyoruz ki denetimlerde bu eksikliklerin tamamı görmezden gelinmiş. Daha sonra çocukların ifadeleri de ortaya çıktı. Bu vakıf, bölgedeki yoksul çocukların aileleri ile iletişime geçiyor, alabildiği çocuklara da bütün temizlik ve bina hizmetlerini de yaptırıyormuş. Adana’da valilik, Milli Eğitim Bakanlığı, Kaymakamlık ve devlet yetkilileri hem izlemiş hem de bu vakfa izin vermiş. Yani Aladağ’da çocuklarımızı yakan yoksulluk, ihmal ve cehalet olmuştur.
BİNLERCE ÇOCUK HALA TEHLİKE ALTINDA
Bakanlıktan edindiğimiz bilgiye göre kurucusu vakıf olan özel öğrenci yurdu sayısı 174, kurucusu dernek olan özel öğrenci yurdu sayısı 2.470. Ülke genelindeki yatılı bölge ortaokulunda 25.896 kız, 30.619 erkek olmak üzere toplam 56.515 yatılı öğrenci barınmaktadır. Sayısı binlerceyi bulan bu yurtlar nasıl ve kimler tarafından ne şekilde denetlenmektedir? Bunun cevabını Aladağ faciasında görebilirsiniz. İktidar tarikat ve cemaat yurtlarına çocuklarımız teslim etmiştir. Denetlemelerini de nasıl yaptıklarını Aladağ faciasında hepimiz yaşadık. Binlerce çocuk hala tehlike altındadır.
SANIKLAR VE SORUMLULAR KURTARILMAK İSTENİYOR
İddianame hazırlanmadan önce bazı sanıklar tahliye edilmiş gelen itirazlar ve tepkiler üzerine daha sonra tutuklanmışlardı. Bu olayda direkt ya da dolaylı olarak sorumluluk sahibi olanlar en hızlı ve sert şekilde cezalandırılmalıdır. Hazırlanan iddianamede sanıkların sadece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun (TCK) 85/2. maddesine göre cezalandırılmalarının istenmiş olması sanıkların ve sorumluların kurtarılmak istendiğini bize göstermektedir. Yangının meydana geldiği yurt binasının yapımından, kullanım izni ve denetiminde yaşanan çok önemli ve hayati eksikliklerle, sorumluların duyarsızlığı dikkate alındığında sanıklarınTCK’nın 85/2. Maddesine göre değil de TCK’nın 22/3. Maddesine atıf yapılarak sanıkların bilinçli taksirden yargılanmaları gerekmekteydi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —