“Anadolu’nun Kemal’i”

Anadolu’nun unutulmuş bir köyündeki 7 çocuklu yoksul bir aileden, CHP Genel Başkanlığı’na uzanan zorlu yolculuğun öyküsü... Azimle, çalışmayla, doğrulukla, dürüstlükle kurulan bir hayat. Cumhuriyet’e borcunu, Türkiye’nin Başbakanı sıfatıyla ödemeye kararlı bir lider. İşte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşamındaki az bilinen gerçekler... Hepsi,  “Anadolu’nun Kemal’i” belgeseliyle gün ışığına çıktı. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatını konu alan “Anadolu’nun Kemal’i” isimli belgeselin gösterimi, 28 Mart Cumartesi günü, İstanbul Kongre Merkezi’nde iki bine yakın davetlinin katılımıyla yapıldı. Belgeselin gösteriminde; partililer, iş, ekonomi, medya dünyasının önde gelen isimleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri yer aldı. 

Belgeselde, 17 Aralık 1948’de Tunceli’nin Nazimiye Köyü’nde dünyaya gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yoksul ailesiyle birlikte geçen çocukluk yılları, başarılı okul dönemi, bürokrasi dönemi ve SSK’da görev yaptığı yıllar anlatılıyor. Ayrıca, ailesi ile birlikte hayatının çeşitli dönemlerinde yer alan iş ve okul arkadaşları ile yapılan röportajlara da yer veriliyor.

“Ben yükselişimi ve başarımı Cumhuriyete, Atatürk ve arkadaşlarına borçluyum”

Belgeseli ilk kez davetlilerle birlikte izleyen Kemal Kılıçdaroğlu, gösterimin ardından çok duygulandığını ifade ederken, “Ben Anadolu kültürünün, o yoksul halkın bir parçasıyım. Bu yüzden herkesin huzur içinde yaşamasını istiyorum. Anadolu’nun köyünde de olsa, yoksul da olsa her gencin hayalleri vardır. Ben yükselişimi ve başarımı Cumhuriyete, Atatürk ve arkadaşlarına borçluyum. Eğer bu ülkede Cumhuriyet olmasaydı Kemal Kılıçdaroğlu asla CHP Genel Başkanı olamazdı. Onların yaptığı devrimin ne kadar önemli olduğunu ben kendi hayatımdan biliyorum” dedi. 

“Sen doğru dur, eğri belasını bulur”

Sıklıkla Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatını ve ideallerini şekillendiren sözlere yer verilen belgeselin gerçekleri başarılı bir şekilde yansıttığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Babamın bana bıraktığı en önemli miras bir nasihattır. ‘Sen doğru dur, eğri belasını bulur’ derdi. Benim yolum daima dürüstlükten yana oldu. Çocuklarıma da bu mirası aşıladım” açıklamasında bulundu.  

“Türkiye’de yoksulluğu sıfırlamak için gücümüz var”

Türkiye’deki yoksulluğun çözümsüz olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Yetiştiğiniz kültür sizin yoksuldan yana olmanızı, emeğin hakkını korumanız gerektiğini, alın terinin ne kadar değerli olduğunu ve kul hakkı yememenin ne kadar önemli olduğunu zaten öğretiyor. Türkiye’de yoksulluğu sıfırlamamız lazım. Her evde huzur ve mutluluk olması lazım. Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin derken, bunu hayatında yaşayan biri olarak söylüyorum. Çocuklar huzur içinde ve karınları tok olarak uyuyabilsinler. Biz bunu yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz ve bu gücümüz var” dedi.

“Veremeyeceğim hiçbir hesabım yok”

Belgeseldeki siyasi söylemlerine de değinen Kılıçdaroğlu, “Siyasete giren kişinin hayalleri olmalıdır. Bu toplumu nasıl yüceltebilirim, nasıl mutlu bir toplum yaratabilirim, demelidir. Eğer siyaseti ahlaki temeller üzerine inşa ederseniz, Türkiye’nin bütün sorunlarını çözersiniz. Benim de siyasete giriş nedenim budur. Hayalim emekten ve halktan yana daha mutlu, daha güçlü bir Türkiyedir” dedi. Dürüstlüğün siyasi yaşamda önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu “Verilecek hesabınız yoksa sizden daha güçlü kimse yoktur” diyerek, kendisinin veremeyeceği hiçbir hesabı olmadığını belirtti. 

Kılıçdaroğlu’nun hayatında az bilinen gerçekler bu belgeselde

Hazırladığı belgesel ilgili konuşan Rıdvan Akar şunları söyledi: 'Kemal Bey özel yaşamında kamuoyu tarafından yeterince tanınan bir lider değil. Oysa, Anadolu'nun ücra bir köyünden başlayan son derece çarpıcı bir yaşam öyküsüne sahip. Belgeselde onun yaşamının farklı dönemlerine tanıklık eden isimlerle görüştük. Bir aylık çalışma ve 3bin kilometrelik bir yolculuğun ardından belgeselimiz hazırlandı.'