Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, mesajında, son yıllarda basın emekçilerinin ekonomik ve sosyal kazanımlarının birer birer ortadan kalktığını, basın ve ifade özgürlüğünün önünde büyük baskıları görmezden gelmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Çok sayıda medya kurumunun kapatıldığını, el konulduğunu, Wikipedia’nın halen erişime kapalı olduğunu hatırlatan Av. Veli Küçük, cezaevlerindeki gazetecilerin özgürlüğe kavuşamadıklarını, sürekli yeni davalar açıldığını, mahkumiyet kararlarının birbirini izlediğini, 5 bini aşkın işsiz gazeteci ordusu olduğuna dikkat çekti.
Av. Veli Küçük, ülkemizde tutuklu gazeteci ve medya mensubu sayısının 2019 Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre 125 olduğunu, siyasi iktidarın demokrasinin standartlarını yükseltmek, düşüncenin ifade edilmesi, örgütlenme, basın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırması gerekirken, temel hak ve özgürlüklerin kullanımını daraltan, demokratik parlamenter rejimden totaliter rejimlere özgü, Türk usulü partili Cumhurbaşkanı sistemiyle birlikte baskıcı ve sansürcü bir anlayışın tüm uygulamalarının görüldüğüne işaret etti.
'GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR'
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“10 yıllık dönemde dünya genelinde 869 gazeteci hayatını kaybetti. Bu isimlerden en akılda kalanı hiç şüphesiz İstanbul Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülen Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı oldu. Türkiye'de 1999 yılında suikaste kurban giden Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ahmet Taner Kışlalı, 2007 Ocak ayında silahlı saldırıya uğrayan Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink, sadece Türkiye değil dünya gündeminde de oldukça konuşulmuştu.
Türkiye'de 2015 ve 2016 yıllarında yabancı uyruklu Fares Hamadi, İbrahim Abd el kader, Naci Jerf, Rohat Aktaş, Zaher al-Shurqat adlı gazeteciler suikaste kurban giderek hayatını kaybetmişti. Ayrıca Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ'ın ardından Antalya'da gazeteci İdris Özyol da saldırıya uğramıştı.”
Basın özgürlüğünün demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu belirten Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Türkiye'de gazeteciler; güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle işsizlik, ekonomik zorluklar ve bunun yanında yazıları ve yaptıkları haberler nedeniyle sansür, baskı, tehdit, soruşturma, ceza ve tutuklama kıskacında yaşamaya zorlanıyorlar ve işlerini yapmaları engelleniyor. Toplumun büyük bölümü tarafsız haber alamıyor. 180 ülkenin yer aldığı Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında 157. sıraya batıp çıkamayan, Avrupa Parlamentosu’nun AB üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınmasını istediği Türkiye’de iktidar, etki alanına soktuğu Yargı, TRT ve Anadolu Ajansı gibi kurumları özerk ve demokratik özlerinden daha da uzaklaştırdı.
Yurttaşın haber alma hakkı, bilgilendirilme hakkı, demokrasinin işletilmesinde dördüncü kuvvet olması gereken basının (medya) görevini ne kadar yerine getirebildiğinin de ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Av. Küçük, 'Bağımsız ve özgür basın demokratik bir hukuk devletinin en önemli öğelerinden biridir. Türkiye ciddi bir şekilde yeni bir sayfa açmak istiyorsa, hukuk devleti ilkesini tesis etmeli ve gazeteci, muhalif siyasetçi ve sivil toplum örgütleri temsilcilerine yönelik baskıya son vermelidir” ifadesini kullandı.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:
'Demokrasinin ve toplumun her alanda yaşadığı sorunları ve bu sorunların çözüm önerilerini, gecesini gündüzüne katarak yeri geldiğinde canı pahasına dahi kaleme alan, kamuoyuna aktaran gazetecilerimizin bu anlamlı gününü kutluyor, çalışma yaşamlarında başarılar diliyorum.
Bazı meslekler kutsaldır. Tıpkı gazetecilik gibi. Mesleğini onurla icra eden basın emekçilerinin 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü ‘nü kutluyorum.
Burada gazeteci yazar George Orwell’in “Gazetecilik birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Geri kalan her şey halkla ilişkilerdir! ”