BASIN KONSEYİNDEN ADANA’DA ETİK GAZETECİLİK EĞİTİMİ
22.03.2025 21:24:00 0

BASIN KONSEYİNDEN ADANA’DA ETİK GAZETECİLİK EĞİTİMİ

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Etik Gazetecilik Projesi kapsamında Adana'da 2 gün süreli “İfade Özgürlüğü ve Gazetecilere Yönelik Ayrımcılıkla Mücadele Eğitimi” programı düzenlendi

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Etik Gazetecilik Projesi kapsamında Adana'da 2 gün süreli  “İfade Özgürlüğü ve Gazetecilere Yönelik Ayrımcılıkla Mücadele Eğitimi” programı düzenlendi

Haber: Düzgün COŞKUN

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Etik Gazetecilik Projesi kapsamında dün Adana'da başlayan “İfade Özgürlüğü ve Gazetecilere Yönelik Ayrımcılıkla Mücadele Eğitimi” programı sona erdi.

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nin ev sahipliğinde yapılan eğitim programında, ÇGC Başkanı Cafer Esendemir eğitim programının başarılı geçeceği inancını taşıdığını söyledi.

Eğitim programında ilk sözü Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Murat Ağırel aldı. Ağırel, Türkiye'de gazeteciliğin neredeyse suç sayılır hale geldiğini anlattı. Ağırel, " Her şeyi yaz ama beni yazma algısı yaratılıyor. Doğruları yazmaya devam edeceğim. Çünkü Kalemim namusumdur" dedi.

- Gazetecilik zor ama bu zorluğu aşacağız 

Günümüzde gazetecilik yapmanın zor olduğunu ifade ederken, bu zorluğu aşmak için mücadele ettiğini belirtti. 

Toplumun haber alma hakkının kısıtlanmaya çalışıldığını anlatan Ağırel, şunları kaydetti: "Türkiye'de etik kurallar hiçe sayılıyor. Demokles'in kılıcı gibi üzerimizde davalar açılıyor. Hakkımda açılmış 170-180 dava var. İnanın önemsemiyorum. Üç kez tutuklandım. 103 kez cezaevine girsem de doğru haber yazmaktan vaz geçemeyeceğim. Çünkü Kalemim namusumdur 

- Üç değil 103 kez tutuklansam da doğruyu yazacağım-

Toplumun haber alma hakkının kısıtlanmaya çalışıldığını anlatan Ağırel, daha sonra şunları kaydetti: "Türkiye'de etik kurallar hiçe sayılıyor. Demokles'in kılıcı gibi üzerimizde davalar açılıyor. Hakkımda açılmış 170-180 dava var. İnanın önemsemiyorum. Üç kez tutuklandım. 103 kez cezaevine girsem de doğru haber yazmaktan vaz geçemeyeceğim. Çünkü halkın haber alma hakkı kutsaldır. Bizler toplumu doğru bilgilendirmezsek meslek etik kurallarını hiçe saymış olacağız. Günümüzde basın kesinlikle özgür değil. Bunun mücadelesini de veriyoruz. Ayrıca haber yapmaya devam edeceğim. Susmayacağım. Doğruları söylemeye devam edeceğim".

Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Özdemir, Konuşmasında gazeteciliğin etik ilkeleri, bağımsız haberciliğin önemi ve toplumsal kutuplaşmada medyanın rolü gibi konular üzerinde durdu. Ayrımcılığa ayrı bir parantez açtı.

Etkinlikte, gazetecilerin doğru, tarafsız ve kamu yararını gözeten habercilik anlayışını benimsemesi gerektiği vurguladı. 

Prof. Dr. İlker Özdemir, cinsiyet, etnik köken, din veya sosyoekonomik durum gibi faktörlere dayalı ayrımcı dilin, toplumsal eşitsizlikleri pekiştirdiği ve kamuoyunda kutuplaşmayı dizginlediğini kaydetti. 

Gazetecilerin sürekli izlendiğini dile getirdi. 

-Ayrımcılığa her yerde muhalifiz-

Prof. Dr. İlker Özdemir, her yerde ayrımcılığa maruz kalındığını, hayatın her alanında ayrımcılık yaşandığını söyledi. Ülkede kadın sorunu değil, erkek sorununun varlığından bahsetti. Türkiye'de azınlığın sorun haline getirildiğini belirtti. Ülkede eşit yurttaşlık hakkının kağıt üzerinde var olduğunu ancak bunun uygulanmadığını söyledi. 

Ayrımcılığı kadınların değil erkeklerin yaptığını ifade eden Prof.Dr. Özdemir, dini temel üzerinden ayrımcılık yapıldığını dile getirdi. 

Prof. Dr. Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: "Azınlık gruplar kendilerine biçilen rolleri kabul ettikleri sürece sorun yok. Asıl sorun biçilen rolün kabullenmemesinden kaynaklanıyor. Siyaset toplumu taciz etmekte, yıldırmakta ve taciz etmektedir. Doğru bilgiye erişme hakkı kısıtlanıyor. Ama bizler işimizi hakkıyla yapacağız. Gazetecinin müstakil olması lazım. Gazetelerin de bir yayın politikası olması gerekir. Örneğin Adana'da Cumhuriyet öncesi yayımlanan Yeni Adana gibi".

-Dijital yayıncılık gazeteleri bitirir-

Günümüzde dijital yayıncılığı gazeteleri bitirme noktasına getireceğini anlatan Prof. Dr. Özdemir, böyle giderse önümüzdeki 10-20 yılda gazetelerin okunmayacağına dikkat çekti.

- Devlet korunurken adalet kaybedilmemeli-

Adana eski Baro Başkanı Avukat Necati Erdem, ayrımcılığın ceza olarak kabul edildiğini söyledi. Erdem, "Ayrımcılıkla mücadele alınganlıktan uzak. Basın eğitim kurumudur, halkı yönlendirir. Devlet korunurken, adaleti kaybetmemek gerekir. Adalet kaybolursa toplumu da kaybetmiş olursunuz" vurgusu yaptı. 

Hakaretin kişiye özel değil, her yurttaşı kapsamasının önemine dikkat çekti. Avukat Erdem, basın yoluyla işlenen suçlar konusunda örnekler verdi.

-Türkiye'de hukuk değil kanunlar uygulanıyor-

Erdem, " Hukukun anlamı hakların bütünlüğüdür. Algı veya toplum mühendisliği öyle yaygınlaştı ki akıl erdirmek mümkün değil.

Türkiye'de hukuk uygulanmıyor, kanunlar uygulanıyor. Onun için kamuoyunda " Türkiye kanun devleti oldu" algısı giderek yaygınlaşıyor" diye konuştu. 

Basın Konseyi 2. Başkanı Misket Dikmen 28 yıllık Basın Konseyi faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Özgür basın i un etkili mücadelenin devam ettiğini söyledi. Basın Konseyi'nin hak ihlali yapan gazetelere idari ve ihtar cezaları verdiğini anımsattı.

Avrupa Birliği Proje Direktörü M. Alişan Kuloğlu da Proje kapsamı hakkında teknik bilgiler verdi.

Adana'da 2 gün devam eden eğitim programı soru cevap şeklinde son buldu.

www.adanaulus.com

 

 

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

21.2° / 7.6°