Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar 2023-2024 ekim dönemi öncesi üreticilerimizin desteklenmesi konusunda görüntülü basın açıklaması yaptı.
“Önemli temel ürünlerimizden olan ve Ülkemiz ekiliş alanlarının yüzde 40’dan fazlasını kapsayan buğday, arpa ve kırmızı mercimekte ekilişler kısa bir süre sonra başlayacak” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Üretim sezonuna başlayacak olan üreticilerimiz kullandıkları gübrenin yaklaşık yüzde 50’sini ve tarımda toplam kullanılan mazotun yüzde 25’ini bu dönemde kullanıyor.
Son aylarda mazot başta olmak üzere gübre ve diğer girdilerde yaşanan fiyat artışları 2023 yılının hasat zamanında üreticilerimizi olumsuz yönde etkiledi.
Üreticilerimiz, girdi fiyatlarında geçtiğimiz sezonki artışların mağduriyetini yaşarken, girdi fiyatlarına gelen yeni zamlarla birlikte umutsuzluğa kapıldı. Üreticilerimiz ürünlerini satıp borcunu ödeyip gelecek sezona hazırlanırken gelen zamların etkisinin hafifletilmesi tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor.
En ucuz üretim sürdürülebilir üretimdir, sürdürülebilir üretim için de üreticilerimizin yeterli girdi temin etmesi ve alın terinin karşılığını alması gereklidir.
Ekim ayında verilecek mazot ve gübre destekleri bir an önce artırılarak verilmeli, sezona başlayan üreticilerimizin önü açılmalıdır. Aksi takdirde üreticilerimizin üretme isteği ve tüketicilerimizin gıdaya erişimi açısından zor günler bizi bekliyor.
Üretim ve lojistik maliyetlerinin bu şekilde artmaya devam etmesi halinde tüketicilerimizin pazarda, markette, manavda, ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir.
Üreticilerimizin emeğine, alın terine gereken değeri verip ürettiği ürünlerden yeterince gelir etmesini sağlamalıyız. Geçtiğimiz dönemlerde girişimlerimizle yem ve gübrede KDV kaldırılmış, elektrik ve zirai ilaçta KDV indirilmişti. Yıllardır mazotta özellikle ÖTV’nin kabul edilebilir bir vergi olmadığını, mazotun tarımsal üretimin asli unsurlarından biri olduğunu söylemiş, ÖTV’nin ve KDV’nin kaldırılmasını talep etmiştik. Fakat mazot maliyetinin yarısının üreticilerimize destek olarak verilmesi uygulamasına geçildi, gübrede ise dekar başına belirlenen maktu bir miktar üreticilerimize ödeniyor.
Mazottan alınan ÖTV ve KDV’nin tüm tarıma verilen destek ödemelerinin yüzde 70’ine denk geldiğini daha önceki açıklamalarımızda belirtmiştik. Çok yüksek olan bu oran, üreticilerimizin mazota ödediği miktarın oldukça yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle 2023 desteklerinde mazota daha fazla önem verilmelidir. Mazota verilen destek oranı artırılmalıdır.
Gübrede ise yıllardır dekar başına çok düşük kalan destek miktarı üreticilerimizin gübreye erişimini sağlayacak şekilde artırılmalı, üreticinin makul fiyatlardan gübre kullanması sağlanmalıdır.”
“Artan girdi fiyatları kullanımı azaltıyor, verim ve kalite oranı bu durumdan olumsuz etkileniyor”
“Mazot ve gübre fiyatları, Kasım 2021’de petrol fiyatlarının ve döviz kurlarının artmasıyla birlikte yükselmeye başladı. Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla 2022-2023 üretim sezonunda gübre çeşitlerinde yıllık yüzde 400 oranında, mazotta ise yüzde 250’yi bulan artışlar yaşandı. 2023-2024 üretim sezonu yaklaşırken, gübre ve mazotta aylık ve yıllık bazda artışlar yaşandı. Aylık bazda gübrede yüzde 30’u aşan artışlar görüldü.”
“Mazot fiyatları artmaya devam ediyor”
“Mazotta özellikle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte artan petrol fiyatları ve döviz kurlarının etkisiyle 2022 yılından itibaren artan fiyatlar, 2023 Temmuz ayında mazottaki Özel Tüketim Vergisinin artırılması ve son yapılan zamlarla birlikte aylık bazda yüzde 52’yi, yıllık olarak baz etkisiyle birlikte yüzde 62’yi bulan oranlarda artış gösterdi.”
“Gübre tüketimi hızla azalıyor. Bu durum üretimi olumsuz etkiler”
“Üretici girdi fiyatlarının pahalılığı nedeniyle yeterince gübre, ilaç ve kaliteli tohumluk kullanamıyor. Örneğin 2020 yılında 7,1 milyon ton gübre kullanan üreticilerimiz 2021 yılında 6,4 milyon ton, 2022 yılında ise 5,9 milyon ton gübre kullandı.
Gittikçe düşen gübre kullanımının, 2023 yılında 5,5 milyon tona gerileyeceği bekleniyor. Bu durum üretim miktarını ve kaliteyi etkiliyor. Tarımsal üretim günümüzde daha önemli bir hale gelmişken, bunu göz ardı etmek ülke tarımını, dolayısıyla ekonomisini olumsuz etkileyecektir.”