Wallis Simpson, Amerikalı zengin bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Ama babası ölünce aile sıkıntılar yaşamaya başladı.
İlk evliliğini bir deniz subayı ile yaptı. Eşi alkol bağımlısıydı. Ayrıldılar. Kısa süre sonra tekrar evlendi. Kaderinde İngiltere veliaht Prens Edward ile tanışmak vardı.
Prens. doğal olarak bütün kadınların gözdesi. Wallis çok da güzel bir kadın değildi ama zarifti, kültürlüydü. tavırları Prensi etkilemişti. Ve ardından tarihe geçecek bir aşk doğuyordu
Prens Edward babasını kaybetti ve VIII. Edward adıyla tahta çıktı. Wallis de eşinden boşandı. Çift irbirlerine delicesine aşıktı. Ancak mutluluklarının önünde çok büyük engel vardı. Kraliyet ailesi, Wallis’in hem ABD’li oluşu, hem de başından iki evlilik geçişinden dolayı bu evliliğe onay vermiyordu.
Kral VIII. Edward, bir karar vermeliydi. Tahtını düşündü, aşkını düşündü. İkisi birden olmayacaktı. Hangisi daha değerli idi acaba kendisi için? Bir yanda tahtı, tacı, diğer yanda sevdiği kadın.
Uzun sürmedi kralın karar vermesi. Aynı yılın Aralık ayında radyodan bir açıklama yaptı. Oldukça heyecanlı ama son derece kararlı bir ifadeyle, aşık olduğu Wallis Simpson ile evlenmek için tahttan vazgeçtiğini, görevini de kardeşine devrettiğini açıkladı.
Krallığı sadece 325 gün sürmüştü. İngiltere şaşkınlık içindeydi. Ama Kral engelleri yıkmıştı. 6 ay sonra, 3 Haziran 1937'de Fransa'da Conde Şatosu'nda oldukça romantik ve sade bir düğünle evlendiler. Edward artık kral değil, Windsor Dükü, Wallis ise Düşes’ti.
Masallar şöyle bitiyordu ya… Onlar ermiş muradına… Erdiler de. Üstelik aşklarını monarşiye kurban etmediler.
Hep mutlu yaşadılar ama son yılları arzu ettikleri gibi geçmedi. 1972 yılında Edward kanserden öldü. Wallis ise gittikçe güçsüzleşiyor, bir yandan da demans ile mücadele ediyordu. Ömrünün geriye kalanında sosyal hayattan tamamen çekildi.
1980 yılında konuşma yetisini kaybetti. Artık yatağa bağlı hale gelmişti. Doktoruyla hemşireleri dışında hiç kimseyle görüşmüyordu. 24 Nisan 1986 günü hayatını kaybetti
Ne olursa olsun, beraber oldukları her an mutluluk içinde geçmişti.
İnsanların değer yargıları değişiyor. Kimi taht uğruna ülkesini bile satıyor. Kimi de aşk uğruna tahtını kaldırıp atıyor.
Tarihe zaferler kazanmış bir kral olarak geçmek elbette önemli. Ama tarihe dünyanın en büyük aşklarından biri yaşayarak geçmek de en az onun kadar önemli.
Sizin aklınızdan ve gönlünüzden ne geçiyorsa, öyle yaşamanızı ve gelecek yılların size sağlık, mutluluk, başarı, huzur ve barış getirmesini diliyorum.
- YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.
