Tarih: 12.12.2016 13:46
“BİZ HALKIZ, HAKKIMIZI BİRLİKTE ARAMALIYIZ”
26 kuruluştan oluşan ‘Laik ve Bilimsel Eğitim Platformunu temsil eden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Türk Kadınlar Birliği ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği yetkili ve gönüllülerinden oluşan 210 kişilik grup; Aladağ'daki öğrenci yurdu yangınında ölen çocukların ailelerinin acılarını paylaşmak ve devlete sosyal devlet olmanın gereğini anımsatmak için Aladağ’a gitti.
İlçe girişinde güvenlik güçlerince karşılanan grup, eskort eşliğinde yangının çıktığı yurdun önüne götürüldü. Öğrenci yurdu önünde basın açıklamasını yapan topluluk, sivil toplum kuruluşlarının Aladağ için neler yapabileceğini anlamak için Belediye Başkanı ve koşulları zorlayarak yöre halkından bazı kişilerle görüşüp bilgi aldı.
Katılımcılar adına konuşan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ( ÇYDD) Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Kaya “29 Kasım akşamı “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu”nda çıkan ve dünya güzeli 11 çocuğumuzun canını alan yangın, bilin ki yalnızca sizin yüreğinizi dağlamadı, bizim de yüreğimizi yaktı kavurdu. Acınız, bizim de acımız olduğu için, buna neden olanlara duyduğumuz öfke ve kızgınlık dayanılmaz olduğu için, çaresizliğinize çare olamadığımız için bugün ülkenin dört bir köşesinden 26 sivil toplum kuruluşu adına 210 kişi kalkıp acınızı paylaşmaya geldik” dedi.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN VERGİ ÖDÜYORUZ
Aladağlılara seslenen Kaya, şunları söyledi:
“Yurttaşlar olarak tümümüz, çocuklarımız ülkenin her yerinde iyi bir eğitim alsınlar, aldığı eğitimle meslek sahibi olsunlar, kendi ayakları üzerinde dursunlar, ailelerine ve ülkelerine de destek versinler diye devlete vergi ödüyoruz. Hepimiz, bu amaçla seçtiğimiz milletvekillerinin, başbakanın, cumhurbaşkanının, bütün devlet memurlarının maaşlarını ödüyoruz. Hem bizim yasalarımız hem de altına imza attığımız uluslararası antlaşmalar, eğitimin bir insan hakkı olduğunu; bütün çocuklara eşit ve iyi bir eğitimin verilmesinden de devletin sorumlu olduğunu söylüyor. Bizler yurttaşlar olarak devletten görevini yerine getirmesini istemeliyiz. Ağlamayan çocuğa meme vermezler, hakkını istemeyene hakkını vermezler! Paramız yok diye çocuklarımızı ne idüğü belirsiz, sözde çocuklarımıza dinlerini de öğretecek cemaat ve benzeri yapılara teslim etmemeliyiz. Gerekirse hep birlikte devletin kapısında oturup bu hakkımızı istemeliyiz.
SIRTIMIZDAN ÇIKAR SAĞLIYORLAR
Adı Süleymancı, Menzilci, Ensarcı, bilmem kimci olan bu insafsız din tüccarlarına çocuklarımızı teslim etmemeliyiz. Onlar dindar falan değildir, onlar çocuklarımızın namusuna, yaşamına, geleceğine, aşımıza, işimize göz koyanlardır. Onlar çocuklarımızın ve bizim sırtımızdan kendilerine çıkar sağlayanlardır.
Çocuklarımıza, haklarımıza sahip çıkmalıyız! Bizi korkutanlara ya da geride kalan çocuklarımıza sahip çıkacakları sözünü verenlere, yakıcı sorunlarımızdan bazılarını çözmemiz için bize rüşvet vermeye kalkanlara aldanmamalıyız. Onlara işledikleri cinayetlerin hesabını sormaktan korkmamalıyız. Bizler, bu ülkenin Atatürk’ün izinden giden yurttaşları olarak sizlerin yanındayız. Sizler haklarınızı savunmaktan vazgeçerseniz biz de çaresiz kalırız. Bilmelisiniz ki yurttaşlar olarak el ele verirsek kimse bizim çocuklarımızı öldüremez, kimse bizim çocuklarımıza tecavüz edemez, tacizde bulunamaz. Biz halkız, hakkımızı birlikte ararsak güçlüyüz!”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —