Tarih: 29.06.2017 00:19
“BİZLER, ÖLÜMÜ DEĞİL, YAŞAMI SAVUNUYORUZ”
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, sosyal medya hesabından yaptığı, açlık grevindeki tutuklu Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili gazetelerde yayınlanan ve altında 111 aydın, sanatçı, hukukçu, milletvekili ve insan hakları savunucusu için “savcılara hâkimlere güvenmiyorsunuz, ancak terör örgütü üyelerine güveniniz sonsuz” ve benzeri ifadelerinin talihsiz ve vahim olduğunu belirtti.
Veli Küçük, bugüne kadar 40'ın üzerinde kamu görevlisinin KHK'lar yüzünden intihar ettiğini belirterek, “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, OHAL kararnamesi ile işten atılan beş bin akademisyen, elli bin öğretmen ve yüz elli bin çalışandan yalnızca ikisidir. İşe geri dönme talebiyle açlık grevine gittikleri için tutuklandılar ve 111 gündür açlar. Her geçen gün sağlık durumları daha da kötüye gitmekte, duyu kaybı ve organ yetmezliği seviyesine ulaşmış sağlık sorunları yaşamaktadırlar. Biz, en temel evrensel insan hakkı olan yaşam hakkını önemseyerek Nuriye ve Semih ölmesin, çalışma hakları geri verilsin istiyoruz. Okullarına dönebilmeleri ve olağan hayatlarına devam edebilmeleri için yetkililerin ve devletin gereken adımları atmasını bekliyoruz” dedi.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bizler, ölümü değil, yaşamı önemsiyoruz ve savunuyoruz. Suçsuz olduklarını ifade eden bu insanlarımızın tek talepleri var: haksız yere ellerinden alınan meslekleri ve öğrencilerini geri istiyorlar! Hukuk devletlerinde kişilerin yargısal geçmişleri adli sicil kaydıyla takip edilir. Suçlu oldukları peşinen kabul edilen, sağlık ve yaşam hakları ihlal edilen, KHK ile atıldıkları işlerine geri dönebilmeyi bekleyen ve 111 gündür açlık grevinde olan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça için yetkililere çağrımı yineliyorum. Bu bir zulümdür, buna bir an evvel son verilmelidir. Şeyh Edebali’nin şu sözünü hatırlatırım: “insanı yaşat ki, devlet yaşasın!”
Ülkemiz hemen olağan günlere dönerek, şeffaf ve denetlenebilir hukuk devleti ilkesini, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını yaşama geçirmelidir. İçişleri Bakanı gibi en önemli ve kritik görevde bulunan birisinin daha mutedil ve sağduyulu yaklaşım ile kendisi gibi düşünmeyen herkese saldırgan ve suçlayıcı tavrı bir kenara bırakarak kavrayıcı, kapsayıcı ve sorun çözücü bakış açısıyla davranması gerekir.
Yaşanan vahim tablo karşısında ölümler yaşanmasın, ülkemiz insanı mağdur olmasın, devletimiz dış dünyada yurttaşının ölümünü izleyen ve hızlandıran duruma düşürülmesin hassasiyeti göstererek sorumluluk alan 111 kişinin terör ile bağdaştırılması asla kabul edilemez”
“KÖTÜ SÖZ SAHİBİNE AİTTİR”
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizler darbe girişimi gücünü elde etmeden evvel de ‘Gülen Cemaati’ne dönük uyarıları ve önümüzdeki tehlikeyi ortaya koymuş, köktendinci, ayrılıkçı ve her türlü teröre karşı durmuş ülkesini ve her bireyini seven insanlarız. Uzun yıllardır iktidarda bulunan, bizlerin aradaki uyarılarına ve önerilerine kulak tıkayan, “ne istediler de vermedik?”, “dön artık bitsin bu hasret” vb. söylemler ile terör unsurlarını destekleyen ve kutsayan anlayışın, “insanlar ölmesin ve hukuk devleti hâkim kılınsın” çağrısını terör destekçiliği olarak algılaması ve anlatması sorunlu bir anlayıştır. Atalarımızın söylediği gibi “kötü söz sahibine aittir”
Bir cadı avına dönüşen, fiili olarak darbe girişimi sonlandırılmasına rağmen, hukuka ve insan haklarına aykırı bir şekilde yürürlüğe konulan OHAL’in sonlandırılması ve KHK'lerin iptal edilmesini istiyoruz.
Bu vesile ile haksızlığa uğradığını düşünerek açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça şahsında bütün mağdurların, mazlumların sesinin duyulmasını destekliyor, bu hassasiyeti gösteren ve o metne imza koyan 111 kişiye yönelik İçişleri Bakanı Soylu’nun talihsiz ve vahim açıklamasını kınıyor ve protesto ediyoruz”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —