“Muhalefetin”, bir süredir üzerine düştüğü “yüz artı yirmi artı sekiz milyar dolar nerede” sorusu şu an güncelliğini korumakla birlikte, aylar sonra “açıklıyorum” denilerek söylenenlerin her birinde ayrı bir çıkmaz var!
İki konuşmacının sözlerini yan yana getirdiğinizde “bilgileri olmamasına karşın düşüncelerini” dile getirdikleri görülüyor!
Çok komik gelecek ama, “dolar nerede” dersek eğer yeniden; bankada olduğunu söyleyen de var, nerede olduğu bilinmeyen altına yatırıldığını söyleyen de var, gereksinmelere harcandığını söyleyen de var, iş insanlarına verildiğini söyleyen de var, var da var!
Konunun ikibuçuk-üç yıllık bir süreci ilgilendirdiğini söyleyen de…
Hangisi inandırıcı peki?
Eğer bankada duruyorsa “neden” yaşanan covid 19 sürecinde yurttaşın yarasına merhem yapılmıyor, aylardır “aşı geldi/ aşı gelecek” denilerek yurttaş neden oyalanıyor, bir yıldır en çok yıprananlar arasında yer alan emeklilere üç yıl sonra “bayram ödemesi” denen bedel neden “sadaka” gibi yüzde on artırılıyor?
Kasa boş mu yoksa?
***
“Kasa boş” demeyin!
“İş insanlarını desteklemek için kullandık” da demeyin!
Son iki- üç yılda kentim Adana’da odaların düzenlediği salon toplantılarında açıklama yapan konuşmacı başkanlar bir yandan çalışanlarını kapıya korken/ sayılarını azaltırken, bir yandan da üretimde/ dış satımda ne denli büyüdüklerini anlattılar!
Patronun büyümesini engelleyecek ne vardı ki?
Sistem, K29 hakkı da veriyordu! K29’dan aldığı güçle çalışanı işten çıkarabiliyordu! Çalışanın “ahlak, iyi niyet kurallarına uymayan davranışlar sergilediği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesine” karar verebiliyordu! Hangi “ahlak, iyi niyet kuralları” olduğunu söylemiyordu bile!
Patronun bankadaki paraya gereksinmediği açık! Sözüm ona “para” iş insanlarının kullanımında değil olamazdı da…
Yok eğer, oda başkanlarının açıkladığı “üretimde/ dış satımda büyüdük” sözleri gerçeğe aykırı değilse…
***
Covid 19’a benzer olgular en son yüzyıl önce yaşandığı tarih sayfalarında yazıyor!
Onun için her zaman ülkeler, böyle bir olguya karşı önlemlerini almış olmalılar; değil mi ama…
Halkımızda böyle bir bilinç de var bilinir; kış yakacağı kömür, odun yaz aylarında hazırlanır. Depoya konulur. Amaç kış aylarında zorluk yaşamamak içindir!
Covid 19’un geleceği sinema filmlerinde yıllar önce işlenmiş, onu bırakın daha geçtiğimiz yıl olgu Wuhan’da yaşanmaya başladığında bilim insanı BioNTech CEO’su Uğur Şahin “bunun” salgın olabileceğini anlamış/ ortaklık kurmuş/ aşı çalışmalarına başlamış!
Biz ne yapmışız?
Merkez Bankası Başkanlığına yeni atanan Şahap Kavcıoğlu, bir konuşmasında “sonucuna bakalım, hiç kimsenin burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır” diyor!
Başkan Kavcıoğlu, “hiç kimsenin burnu kanamadı” dediği patronlarsa, doğrudur! En zor koşullarda bile, kamu bankalarına “ucuz kredi” verdirterek, dar gelirli yurttaşları borçlandırarak, patronun stokunda bekleyen beyaz eşyasını, otomobilini, mobilyasını erittirdi! Yüklenicilerin beton yapılarını tükettirdi!
Başkan Kavcıoğlu, “hiç kimsenin burnu kanamadı” dediği yurttaşsa eğer, denilenin hem anlamı yok, hem de yaşananı görmemezlik!
İşinden olan, evine ekmek götüremeyen, işyerini açamayan, borcunu ödeyemeyen, evden çıkamayan, pazarda/ markette doyacağını alamayan, çocuğunun gözüne bakamayan için “burun kanaması” ne demek ki?
Yurttaşın yaşamı alt-üst olmuş Başkan Kavcıoğlu bir bilse…
***
Şunun bilinmesi gerek…
Merkez Bankası’nın rezervlerini “iktidarın” sözcülerinin hangi dediğine uygularsak/ uygulayalım “ters” tezi ileri sürmek o denli zor değil! Bunu, geçtiğimiz hafta ard-arda çıkarak konuşanların “telaşından/ köpürmelerinden/ tutarsızlıklarından” anlamak olası…
“Ucuz kredi” günlerinde “kimin/ ne” aldığı belirsiz! Patronlara verilenlerin öyle küçük “milyoncuklar” olmadığı yazıldı/ çizildi!
Kamuda yapılan savurgan harcamalar, her ne denli “önlenecek” denilse de; “iktidar” sözü, yerine gelmiyor!
Ayrıca covid 19 sürecinde bile boş durmayıp, “keser gibi yontmayı” sürdüren bakanı/ eşini de gördük!
Başka tür “nerede” demeye gerek var mı bilmiyorum!
***
IMF, yayınladığı son raporunda, Türkiye’de covid 19 nedeniyle verilen destek sıralamasının oldukça geri sıralarda olduğunu belirtti.
Öyle “burun kanamasına” benzer bir rapor da değil bu…
Raporda, Ocak 2020’den Mart 2021’e dek GSYH’nin yüzde 6,4’ü kadar garanti sağlayan Türkiye’de, sağlık sektörüne ayrılan oran %0,3, yurttaşa sağlanan destek ise %0,4 olduğu belirtildi.
Yine aynı rapora göre, en iyilerde Lüksemburg %27 ile ilk sırada, %25 ile ABD ikinci, %19 ile Yeni Zelanda üçüncü sırada yer alıyor.
Neyi konuştuğumuzu bilelim!