Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Akkız, karaciğer kanseri konusunda bilim camiasının en saygın dergilerinden olan Canadian Journal of Gastroenterology and Hepatology’in özel sayısına lider editörlük yaptı.
Karaciğer kanseriyle ilgili yaptığı araştırmalarla adından söz ettiren Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Akkız, önemli bir bilimsel çalışmaya daha imza attı. Dünya çapında saygın dergiler arasında yer alan Canadian Journal of Gastroenterology and Hepatology’den kendisine karaciğer kanseri konusunda özel sayı çıkarması için teklif geldiğini belirten Prof. Dr. Akkız, teklifi kabul ederek uluslararası arenada bu alanda çalışan bilim insanları Ali Canbay (Otto – Von – Guericke Universitesi Magdeburg, Almanya), Brain Carr (Biomedicine and Genome Enstitüsü, İzmir Türkiye), Yaman Tokat (Florence Nigthingale Hospital, İstanbul, Türkiye) ve Scuichiro Shiina (Tokyo Universitesi, Japonya) ile bu sayıyı hazırladıklarını söyledi.
Özel sayının iki yıl devam eden bir süreç sonunda oluştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akkız, araştırmalarına verdiği destekten dolayı Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı makamında ziyaret ederek bilgi verdi. Prof. Dr. Akkız, karaciğer kanserinin oldukça yaygın ve ölümcül bir hastalık olduğuna dikkat çekerek son 10 yılda sıklığında dramatik bir artışın olduğunu gözlemlediklerini ifade etti.
Dünya genelinde her yıl 850 bin yeni karaciğer kanserli hasta ve bu kansere bağlı 800 bin ölüm olgusunun rapor edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Akkız şunları kaydetti:
“Karaciğer kanseri en sık görülen 5. kanser olup kansere bağlı ölümlerin 2. sıklıkta nedenidir. Sıklığı bölgesel farklılıklar gösterir. En yaygın olduğu bölgeler Doğu Asya ve Afrika’dır. Bu bölgelerde gelişen karaciğer kanserli olgular tüm dünyadaki karaciğer kanseri havuzunun %80’nini oluşturur. Bu coğrafyada karaciğer kanserinin en sık nedeni Hepatit B Virüs (HBV) enfeksiyonudur. Birleşik Devletler ve Batı Avrupa’da da sıklığı giderek artmaktadır. Bu ülkelerde karaciğer kanserinin temel nedenleri Nonalkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAFLD) ve Hepatit C Virüs (HCV) enfeksiyonudur. Ülkemizde de son yıllarda karaciğer kanserinin sıklığında ciddi bir artışın olduğunu gözlüyoruz. Bunun birkaç nedeninden söz edebiliriz bunlar; HBV’nün hala yaygın bir enfeksiyon hastalığı olma özelliğini koruması, HCV enfeksiyonunda kür (virüsten tamamen temizlenme) sağlanmasına rağmen hastaların önemli bir bölümünde karaciğer sirozunun varlığı, Delta hepatitinin (HDV) , özellikle Çukurova ve Güneydoğuda, devam etmesi, Yağlı Karaciğer Hastalığının yaygınlaşması, Sirozlu hastaların yaşam sürelerinin uzamasıdır.”
Ülkemizde 19 merkezden yaklaşık 2500 karaciğer kanseri tanılı hastanın katıldığı çalışmada bu tümöre neden olan risk faktörlerini bularak önemli bir bilimsel çalışmaya imza attıklarının da altını çizen Prof. Dr. Akkız HBV enfeksiyonun %53 oranında, HCV enfeksiyonu %18 oranında, Yağlı karaciğer hastalığının %17 oranında, Delta hepatitinin %7 oranında belirlediklerini ifade etti.
Karaciğer kanserinde yaptığı bilimsel çalışmalar neticesinde iki önemli mesaj vermek istediğini belirten Prof. Akkız şunları kaydetti;
“İlki, ne yazık ki ülkemizde HBV enfeksiyonu hala önemli bir sağlık sorunudur, ayrıca ciddi bir ekonomik yük oluşturmaktadır. Bu enfeksiyona karşı HBV ile henüz karşılaşmamış insanların aşılanmaları yaşamsal önemdedir. İkinci mesaj ise Alkol Dışı Yağlı Karaciğer Hastalığı yakın gelecekte karaciğer kanserinin ikinci sıklıkta nedeni olmaya adaydır. Bunu çok önemsemeliyiz.”
Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar ise, dünya bilimine ve Çukurova Üniversitesi’ne olan katkılarından dolayı Prof. Dr. Himmet Akkız’a teşekkür ederek başarılarının devamını diledi.
Çukurova Üniversitesi’nin dünya üniversitesi olma hedefine doğru kararlılıkla ilerlediğini ifade eden Prof. Dr. Kibar, “Üniversitemizin nitelikli ulusal ve uluslararası yayın sayılarının giderek arttığını memnuniyetle dile getirmek isterim. Dünyanın en başarılı Üniversiteleri sıralamasında daha da üst sıralara ulaşmamız bakımından bilimsel araştırma çalışmaları ve bunun sonucu nitelikli yayınların büyük önem taşıdığını biliyoruz. Bu bilinçten hareketle Çukurova Üniversitesi Yönetimi olarak, bilimsel araştırma faaliyetlerine olan desteğimizin artarak devam edeceğinin bilinmesini istiyoruz.” dedi.
Üniversitelerin sadece bilimin yapıldığı, bilimsel bilginin öğrencilere aktarıldığı kurumlar olmayıp, bir toplumun geleceğine ışık tutan kurumlar olduğunun da altını çizen Rektör Prof. Dr. Kibar, “Hızla değişen, küreselleşen ve dönüşen dünyada, yüksek rekabetle birlikte işbirlikleri artmakta, kalite ve uluslararasılaşma bilinci giderek daha da yükselmektedir. Bu sürece uyum sağlayabilmek için değişime açık, yenilikçi, araştıran, üreten ve Ülkemize katma değer sağlayan çalışmaların, ulusal ve uluslararası etkin işbirliklerinin içinde olmak zorundayız. Bu hassasiyetle çalışan ve çağdaş üniversite idealine 45 yıldan bu yana hizmet etmiş olan tüm mensuplarımızın emeğine sağlık.” şeklinde konuştu.