Adana(Ulmus)--CHP Adana Büyükşehir belediye Başkan Aday Adayı Avukat Soner Çetin, Türkiye’de hiçbir siyasetçinin bugüne dek göze alamadığını yaptı. Çetin, aday adaylığı yarışına tam 18 ay önce başlayarak alanında kırılması güç bir rekorun sahibi oldu.
2 Ağustos 2012 tarihinde “CHP’den Adana Büyükşehir Belediye Başkan aday adayıyım” diye açıklama yapan Soner Çetin, sadece 50 kişilik çekirdek bir ekiple yola çıktıklarını belirtti. CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Av. Soner Çetin, “Binlerce insanla ilişkimiz vardı ama ilk yola çıktığımızda çekirdek ekibimizde 50 kişi filandık. Bu sayı öyle bir katlandı ve çeşitlendi ki biz bile inanamadık. Tabii ki yorulanlar da oldu ama bir çığ gibi, kartopu gibi büyüdük ve bugünlere geldik” diye konuştu. Bu süreçte Adana’nın en uzak ilçeleri Tufanbeyli ve Aladağ da dahil tüm ilçelerin en az üç, bazı köylerin dört kez ziyaret edildiğine dikkat çeken Çetin, “Nasıl başardınız?” sorusuna şu karşılığı verdi:
İNANDIK, İNANDIRDIK, AZMETTİK
“Hiç kolay değil gerçekten de. Aday adayısınız ve adaylığa adaysınız. Bir umut aşılıyorsunuz. Aday değilsiniz ki projelerinizi anlatabilesiniz. Biz de temiz, dürüst, samimi, Adana’yı tarımdan sanayiye, turizmden tarihe baştan aşağı yenileştirip zenginleştiren bir anlayışı hayata geçireceğimizi, sigara paketlerinin arkasına değil, halkımızın isteklerini yüreğimize not alıp yüreğimizi ortaya koyduğumuza inandırdık insanlarımızı. Tabii önce benim ve arkadaşlarımın inanması gerekiyordu. İnanmak yetmezdi, çalışmak, çok çalışmak, durup dinlenmeden asılmak gerekiyordu. Azmettik ve asıldık. İşte onun için şu an on binlerceyiz.
TORUNU OLAN ABLAMIZ BİLE VAR
Aday adaylığı yarışında 2 Ocak 2014 Perşembe günü 18’inci aya girdiklerine dikkat çeken Soner Çetin, “Bildiğim kadarıyla dünyada da bir eşi yok bu kadar uzun süren aday adaylığı mücadelesinin” diyor ve altını çizmek istediği bir örneğe şöyle dikkat çekiyor: Kadınlarımıza çok büyük görevler düşüyor. Bizim kadınlarımız, aynen Kurtuluş Savaşı’nda kağnısıyla mermi taşıyan kadınlarımız gibi çalışıyorlar. İçimizde hasta olanlar var ama hastalıklarını unutuyorlar çalışırken. Aramızda 5 torun sahibi olan ablalarımız bile var, torunlarını komşularına bırakıp geliyor ve broşür, afiş çalışmasına çıkıyorlar. Öyle bir inanmışlar ki davamıza gece gündüz, sabahın körü, gecenin yarısı demiyor, çalışıyorlar.”