Tarih: 18.12.2016 18:45

ÇİFTÇİ BORCA ÇALIŞIYOR

Facebook Twitter Linked-in

Adana(Ulus)--Öldürülüşünün 38. yılında Akın Özdemir anısına düzenlenen “Toplumcu Gözle Tarım Reformu” konferansının açılış konuşmasını yapan Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, Ülkede uygulanan neoliberal politikalarla kırsal alanların geri bırakıldığını ve şirketler yararına düzenlenen tarım politikaları ile yoksulluğa mahkûm edildiğini söyledi.
Tarımı büyük şirketlerin kontrolüne geçirmek için yıllardır uygulanan bu politikalar karşısında üretimden kopan köylülerin kent varoşlarını oluşturduğunu kaydeden Karademir, “Kırsalı kapitalist piyasa mekanizmasına göre düzenlemek için bilerek hizmet götürmeyen, küçük aile çiftçiliğini dört bir yandan kuşatan bu yağma düzenine dur demek zorundayız. Kırsala eğitim hizmeti bile götürmeyen, kırsaldaki çocukları tarikat yurtlarına mahkum eden bu karanlık politikalardan vazgeçilmelidir. Yakın zamanda ilçemiz Aladağ’da kaybettiğimiz gencecik yavrularımızı unutmamalıyız” diye konuştu.
Konferansa katılan CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer ise Ziraat Mühendisliği Fakültesi Öğrencisi Dicle Ayaz’ın ‘Küçükken karanlıktan, büyüdükten sonra aydınlıktan korkar olduk’ cümlesini onaylayarak “Alışkanlıklarla, şartlanmışlıklarla, zorla öğretilmişliklerle artık aydınlık bizi rahatsız etmeye başlıyor. Çok doğru” dedi.zmo_anma_ (1)
Bir insanın adının son kez anılana kadar yaşadığını, Akın Özdemir’in ailesine yeniden başsağlığı dilediğini vurgulayan Tümer, “Ne mutlu ki Akın Özdemir, gençlere ışık olmuş. Her karanlıkta hepimiz adına, ülkemiz adına yeni bir umut, yeni bir ışık doğuyor. Aydın ve çağdaş gençlerimiz ülkemizin içinde bulunduğu kaotik ortamda umutlarımızı yeşertiyor” diye konuştu.
Türkiye’nin problemlerine bakıldığında son 30 yılda çok değişen bir şey olmadığının görüleceğini ifade eden Tümer, “Günlük anlamsız tartışmalardan uzaklaşıp daha üst pencerelerden bakmamız gerekiyor. Her an değişen gündem, konularla iç içe yaşıyoruz. Aslında problemler belli. Bu problemleri yaratanlar da belli. Hepimize düşen görev, el ele, yürek yüreğe vererek sorunların üstesinden gelebilmeye çalışmaktır. Milletvekili olarak bilgiye değer vermeye çalışan birey olarak sizlere destek olmak, seslendirilmesi gerekenleri seslendirmek istiyorum. Her disiplin kendi konusunda somut sorunları ortaya koyduğu zaman, bizler de uğruna mücadele vereceğimiz konuları netleştiririz. Birbirimizi yaralamadan, içinde bulunduğumuz durumu hep birlikte, aydınlık Türkiye’nin devamı için mücadele vermeliyiz” şeklinde konuştu.
AİLE BAŞINA 20 BİN LİRALIK BORÇ YÜKÜzmo_anma_ (2)
Türkiye çapında işletmelerin borçlarını gösteren sektörel kredilere baktığımızda en yaygın borçlanmanın tarımda yaşandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Nevzat Evrim Önal, tarım sektörünün toplam sektörel kredilerin yaklaşık yüzde 10'unu (692 milyar liranın 68 milyarını) aldığını kaydetti.
Tarımın gayrisafi yurtiçi hâsıladaki payının da ortalama yüzde 9 civarında olduğunu vurgulayan Önal, “Bu pay normal görünüyor. Ne var ki, diğer sektörlerden farklı olarak tarımda küçük işletmecilik yaygın olduğu için bu borç, büyük ölçüde çiftçi ailelerinin ticari borcu olarak verilmiş durumda. Türkiye tarımında yaklaşık üç milyon aile işletmesi bulunuyor, dolayısıyla 68 milyarlık sektörel kredi ortalamaya vurulduğunda aile başına 20 bin liralık bir borç yükü anlamına geliyor.”
KIRSAL KESİMDE TEFECİLİK HALEN YAYGIN
Çiftçi ailelerinin toprak yetersizliği, borçluluk ve benzeri sebeplerden dolayı ticari kredi alamadıklarını ve bu ihtiyaçlarını daha yüksek faizli olan bireysel kredilerle giderdiklerini söyleyen Önal, “Kırsal kesimde tefeciliğin de halen yaygın olduğu biliniyor. Dolayısıyla derlenen veriler, çiftçilerin büyük ölçüde borçlarını ödemek ve ellerindeki geçim araçlarını kaybetmemek için çalışıyor olduklarını gösteriyor” dedi.
ÇİFTÇİ TÜCCARLARIN İNSAFINA TERKEDİLDİ
Piyasadaki fiyat dalgalanmalarının ana nedeninin tarım politikalarındaki liberalleşme olduğunu belirten Önal konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Çiftçi ürün fiyatlarında büyük şirketlere ve onların emrindeki tüccarların insafına terkedildi yıllardır. Bakın bir, iki örnekle somutlayalım. 2002 yılında 1 kg mısır ile 0,20 lt mazot alabilen çiftçi 2015 yılında 0,17 lt mazot alabildi. 2002 yılında 1 kg pamuk ile 0,73 lt mazot alabilen çiftçi 2015 yılında 0,33 lt mazot alabildi. Benzer durum birçok ürün geçerli. Büyük bir değişim olarak adlandırdıkları havza bazlı desteleme ile var olan sorunun yaratıcıları yarattıkları bu sorundan şikayetçi oluyorlar.”





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —