Tarih: 17.09.2017 21:48
ÇİFTÇİ ENFLASYONUN SORUMLUSU DEĞİL
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sürekli tekrar etmelerine rağmen, enflasyonun sorumlusunun çiftçi olarak görülmeye devam ettiğini bildirerek, “sanki fiyat artışlarının sorumlusu çiftçimizmiş gibi gerçekle ilgisi olmayan açıklamalar bizi rencide ediyor. Son 10 yılda çiftçimizin ürettiği 166 üründen 99’undaki fiyat artışı enflasyonun altındadır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, rakamların çiftçinin enflasyonun sebebi değil, mağduru olduğunu çok net olarak ortaya koyduğunu belirtti. Hangi kritere bakılırsa bakılsın, çiftçinin enflasyonun sorumlusu olarak gösterilemeyeceğine dikkati çeken Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) üretici fiyatları verilerine göre, son 10 yılda çiftçinin ürettiği 166 üründen 99’undaki fiyat artışının enflasyonun altında kaldığını vurguladı.
2006-2016 döneminde enflasyonun, yıllık ortalamalar karşılaştırıldığında tüketici fiyatları endeksinde (TÜFE) yüzde 118,12 artarken, tarım üretici fiyatlarında (Tarım ÜFE) artışın 12,04 puan daha altta yüzde 106,08’de kaldığı bilgisini veren Bayraktar, “Tarım ÜFE’den daha fazla artan gıda ve alkolsüz içeceklerde bile son 10 yıldaki enflasyon, ana harcama gruplarından alkollü içecekler ve tütün, lokanta ve oteller, çeşitli mal ve hizmetlerin arkasındadır. Yıl sonları itibarıyla gıda ve alkolsüz içeceklerdeki fiyat artışı yüzde 147,46 iken, fiyatlar, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 147,83, lokanta ve otellerde yüzde 169,84, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 250,93 artmıştır ” dedi.
Reel kayıp yaşanan ürünler
Çiftçinin ürün bazında son 10 yıldaki reel kaybının, koyun derisi, muz, nar, yapağı, kivi, kırmızı turp, satsuma mandalina, starking elma, Washington portakal, zerdali, diğer elmalar, golden elma, clementin mandalinada yüzde 50’nin üzerinde olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kayıp, vişne, grannysmith elma, havuç, kuru bezelye, keçi derisi, armut, diğer mandalina, kıl, taze bezelye, king mandalina sofralık çekirdeksiz üzüm, yeni dünya, keçiboynozu, Trabzon hurması, salçalık domates, inek sütünde yüzde 40 ile yüzde 50 arasındadır.
“10 yıllık reel kayıp, diğer portakal, beyaz lahana, kültür mantarı, Yafa portakal, brokoli, ayva, karpuz, göbekli marul, Amasya elma, nektarin, şeftali, patates, sofralık çekirdekli üzüm, sığır derisi, nanede yüzde 30-40 arasını bulmaktadır.
Kayıp, semizotu, kırmızı lahana, karnabahar, şaraplık üzüm, balkabağı, pazı, kıvırcık marul, çilek, turşuluk hıyar, kiraz, Brüksel lahana, roka, salçalık biber, kök kereviz, greyfurt ve turunçta yüzde 20-30 arasındadır.
Son 10 yılda çiftçimiz aysberg marul, kuru soğan, limon, yağlık zeytin, pırasa, kuru fasulye, sakız kabak, mısır, bayır turpu, kayısı, yumurta, taze sarımsak, sofralık zeytin, taze bakla, patlıcan, erik, dolmalık biberde yüzde 10 ile yüzde 20 arasında reel kayba uğramıştır.
Çiftçimizin kaybı, taze barbunya fasulye, sivri biber, kırmızı mercimek, dut, bal, muşmula, şekerpancarı, yumurta tavuğu, sap kereviz, çeltik, kızılcık, taze fasulye, taze soğan, incir, kırmızı pancar, yemeklik bakla, balmumu ve et tavuğunda yüzde 10’un altında gerçekleşmiştir.”
Reel kayıp en fazla koyun derisi, muz ve narda yaşandı-
Son 10 yılda, çiftçinin reel kaybının koyun derisinde yüzde 72,6’ya, muzda yüzde 71,6’ya, narda yüzde 65,8’e kadar ulaştığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Çiftçimizin reel kaybı, kivide yüzde 57,4, kırmızı turpta yüzde 54,9, satsuma mandalinada yüzde 52,2, starking elmada yüzde 51,3, Washington portakalda yüzde 50,9, vişnede yüzde 49,5, havuçta yüzde 47,2, armutta yüzde 44,6, sofralık çekirdeksiz üzümde yüzde 41,9, salçalık domateste yüzde 40,9, inek sütünde yüzde 40,6’yı buldu. Ayvada yüzde 36, karpuzda yüzde 33,7, şeftali ve patateste yüzde 31,8, sofralık çekirdekli üzümde yüzde 31,5, çilekte yüzde 24,5, ıspanakta yüzde 24,3, kavunda yüzde 23,6, kuru sarımsakta yüzde 23,5, sofralık hıyarda yüzde 22,5, kirazda yüzde 22,4 reel kayıp yaşandı. Reel kayıp kuru soğanda yüzde 19,5, limonda yüzde 19,1, yağlık zeytinde yüzde 17,9, kuru fasulyede yüzde 15,4, mısırda yüzde 14,3, kayısıda yüzde 13,8, yumurtada yüzde 13,4, sofralık zeytinde yüzde 13, patlıcanda yüzde 12,4, erik ve dolmalık biberde yüzde 11,9 düzeyinde gerçekleşti. Çiftçimizin kaybı, sivri biberde yüzde 8,9, kırmızı mercimekte yüzde 8,6, balda yüzde 7,7, şekerpancarında yüzde 7,3, çeltikte yüzde 5,8, incirde yüzde 3,8 oldu.”
Acı olanın 2016 yılı ortalama fiyatlarının, 2006 yılı ortalamasının, koyun derisinde yüzde 40,2, muzda yüzde 38, narda yüzde 25,4, yapağıda yüzde 20,3, kivide yüzde 7,2, kırmızı turpta yüzde 1,5 altında kalması olduğunu bildiren Bayraktar, “çiftçimiz bazı ürünlerde, 10 yıl önceki fiyatı bile bulamıyorsa önemli bir sorun var demektir” dedi.
Reel kayıp yaşanmayan ürünler-
Fiyat artışı enflasyonun üzerinde gerçekleşen, bundan dolayı da reel kazanç sağlayan 66 ürün içinde, ilk üç sırayı yüzde 261,5 artışla çerezlik kabak, yüzde 163,2 ile ipek kozası ve yüzde 123,4 ile manda sütünün aldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Yeşil mercimek, şalgam, tiftik, kıl keçisi, nohutun içinde olduğu 7 ürün yüzde 50 ile yüzde 85 arasında, 4 üründe yüzde 40-50 arasında, 7 üründe yüzde 30-40 arasında, 11 üründe yüzde 20-30 arasında, 16 üründe yüzde 10-20 arasında, 18 üründe yüzde 0-10 arasında reel artış görüldü. Maydanozda ise fiyat 10 yıllık dönemde TÜFE artışı kadar yükseldiği için reel değişim olmadı. Reel artışın yüzde 15’in altında kaldığı ürünler içinde arpa, kültür sığırı, sığır eti, sofralık domates, Antep fıstığı, badem, koyun eti, manda eti, haşhaş kapsülü, soya, keçi eti, buğday, kütlü pamuk gibi önemli ürünler bulunuyor.
Durum buğdayında yüzde 3,2, diğer buğdayda yüzde 5,2, kütlü pamukta yüzde 0,6 gibi çiftçimizin refah seviyesini artırmayan, enflasyona yakın oranda düşük artışlar yaşandı.
Sığır etinde 10 yıllık dönemde reel artış yüzde 11,5’de, sofralık domateste yüzde 11’de, Antep fıstığında yüzde 10,9’da, bademde yüzde 9,9’da, koyun etinde yüzde 9,8’de, soyada yüzde 7,3’de, keçi etinde yüzde 6,9’da kaldı.”
Girdilerdeki artış-
Bayraktar, 2006-2016 döneminde mazot ve üre gübresi hariç temel girdilerdeki fiyat artışının tarım ÜFE’deki artışın üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Bayraktar, tarım ÜFE’deki yüzde 106,08’lik artışa karşın birinci grup ekmeklik buğday tohumu fiyatının yüzde 123,73, DAP gübresi fiyatının yüzde 128,57, süt yemi fiyatının yüzde 160,06, elektrik fiyatının yüzde 161,76 arttığını, buna karşın üre gübresinde yüzde 81,72, mazotta yüzde 72,97 artışın tarım ÜFE’deki artışın altında kaldığını bildirdi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —