“ÇİFTÇİMİZ KAZANIRSA ÜLKE KAZANIR”
“ÇİFTÇİMİZ KAZANIRSA ÜLKE KAZANIR”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk çiftçisinin, 82 milyonluk ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 45-50 milyon turisti doyurmak için gece gündüz çalıştığına dikkat çekerek, “Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız” dedi.
Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) tarafından alınan kararla 1984 yılından buyana, her yıl tüm dünyada 14 Mayıs’ın “Dünya Çiftçiler Günü” olarak çeşitli etkinliklerle kutlandığını hatırlattı.
Bu günün kutlanmasıyla değeri çok da iyi anlaşılmayan tarım sektörünün ve çiftçilerin gündeme geldiğini vurgulayan Bayraktar şöyle devam etti:
“Çiftçimizin kıymetini bilmeliyiz”
“Çiftçimiz, yağmur, çamur demeden zor tabiat koşullarına göğüs gererek üretiyor. Tüm zorluklara rağmen tarlasından, bağından, bahçesinden, ahırından, ağılından kopmayı düşünmüyor.
Bütün dünyanın gıptayla baktığı, medeniyetin beşiği, bu bereketli topraklarda üretmek boynumuzun borcu. Çiftçilerimiz bunun bilinciyle üretiyor. Bizlerin de çiftçilerimizin bu önemli görevi yerine getirirken yaşadığı zorlukların bilincinde olmamız gerekiyor. Karnımız bu emektar çiftçi sayesinde doyuyoruz ancak üzülerek söylüyorum ki, çiftçimizin kıymetini bilmeliyiz.”
Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin çiftçinin hizmetinde, Anayasal meslek kuruluşu olduğunu belirten Bayraktar, “Odalarımız ve Birliğimiz, 5 milyon üyesinin hak ve menfaatlerini bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her platformda sonuna kadar savunacaktır” dedi.
Bayraktar şöyle devam etti:
“Ziraat Odalarımız, 3 binden fazla personel, yüzlerce Ziraat Mühendisi, Veteriner Hekim, Tekniker, Teknisyen çalıştırmakta, makine parkları, tahlil laboratuvarları, örnek bahçeleri, işletmeleriyle hizmet vermekte, çiftçilerimiz için ucuz girdi temin etmektedir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Ziraat Odaları olarak 190 bini kadın olmak üzere 560 bin çiftçimize eğitim verdik, bu rakamı 1 milyona yükseltmeyi hedefliyoruz.
Ziraat Odalarımız, tarımın yeniliklerini çiftçilerimize benimsetmek ve bilgilerini artırmak amacıyla 755 bin çiftçimizin fuarlara katılmasını sağladı.
450’nin üzerinde tarım danışmanı istihdam ederek çiftçilerimize birebir, tarlasında, bağında, bahçesinde, ahırında, ağılında hizmet veriyoruz.
Yürüttüğümüz Avrupa Birliği projeleriyle milyonlarca liralık kaynağın çiftçimiz için kullanılmasını sağladık.
İllerin ve bölgelerin sorunlarını, taleplerini, çözüm önerilerini tespit edip, raporlayarak, hükümetimize ve siyaset kurumuna iletiyoruz.”
Çözüm önerileri ve talepler-
Şemsi Bayraktar, çiftçilerin diğer kesimlerin üçte biri oranında bir gelir elde ettiğini, bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirtti. Yoksulluk, kıtlık ve açlıkla mücadele etmek için üretimi artırmanın şart olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Üretimin artarak devam etmesi için çiftçilerimizin yeterli gelir elde etmesi önemlidir. Bunu sağlamak için sektörün başlıca sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir” diye konuştu.
Bayraktar, üretimin artması için çözüme kavuşturulması gereken başlıca sorunları şöyle sıraladı:
“Tarımda ekonomik örgütlerin fonksiyonel olması, idari ve mali yönden güçlendirilmesi ve profesyonelce yönetilebilmesi için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır.
Tarımsal işletmelerimiz küçük, arazilerimiz çok parçalıdır. Parçalanmış arazi ve işletme yapısıyla verimli tarımsal üretim yapmak imkansızdır. Toplulaştırma yapılabilecek 8,2 milyon hektar alan hızla toplulaştırılmalıdır.
Verimli tarım arazileri korunmalı, Toprak Koruma Kurullarında Ziraat Odası temsilcisi zorunlu olarak yer almalıdır.
Meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir.
İntikali yapılmamış arazilerde intikal işlemlerini hızlandırmak için, 15 Mayıs 2018 tarihine kadar uzatılan tapu harcı muafiyeti devam ettirilmelidir.
2 B arazilerinin, tarım arazisi olarak korunması kaydıyla çiftçimize satışında rayiç bedel, tarımsal arazi rayiç bedeli üzerinden belirlenmelidir.
Tarımsal üretim yapan bütün çiftçilerin çiftçi kayıt sistemine dâhil edilmesi ve desteklerden yararlanması sağlanmalıdır.
Altyapı yatırımları tamamlanamadığı için sulamaya açılamamış 1,9 milyon hektar alan hızla sulamaya açılmalıdır. Sulamada eskiyen altyapı yenilenmeli, yüzde 66 olan sulama oranı ve yüzde 48 olan sulama randımanı artırılmalıdır.
Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmelidir. Gübre ve yemde sıfırlanan KDV’nin çiftçilerimize fiyat indirimi olarak yansıması sağlanmalıdır. Gübre ve yem dışındaki girdilerdeki KDV oranı kadar bir miktar çiftçimize destek olarak verilmelidir.
Çiftçilerimize verilen doğrudan destekler, Tarım Kanununda öngörüldüğü gibi gayri safi yurtiçi hâsılanın yüzde 1’ine çıkarılmalıdır.
Desteklerin dengeli dağıtılması sağlanmalı, küçük aile işletmelerine öncelik verilmelidir.
Tarımsal desteklerden alınan yüzde 2 ile yüzde 4 arasında değişen stopaj kesintisi kaldırılmalıdır.
Tarımda kullanılan elektrikteki enerji fonu ve TRT payı kaldırılmalıdır.
Çiğ sütte tavsiye fiyatı, damızlık hayvanların kesime gitmesinin önlenmesi, üretimin sürdürülebilmesi için 1,5 süt/yem paritesi dikkate alınarak artırılmalıdır.
Yemde fiyatların düşürülmesi için girişimde bulunulmalı, üreticiye yem desteği verilmelidir.
Kırmızı ette piyasa istikrarı sağlanmalıdır.
Üretici önünü görebilmeli, üretim artırıcı tedbirler alınmalıdır.
İthalattan vazgeçilmelidir.
Dekar başına 1 liradan 5 liraya yükseltilen yeraltı suyu kullanım ücreti yeniden 1 liraya düşürülmelidir.
Ziraat Bankası’nın, tarımsal kredi faiz oranı yüzde 8-11 idi. Ancak bu oran 2 Mayıs 2019’da yüzde 16’ya çıkarıldı. Yüzde 16’ya çıkarılan tarımsal kredi faiz oranlarının indirilmesi, Tarım Kredi Kooperatiflerinin faizlerini Ziraat Bankası seviyelerine düşürmesi, her iki kurumun çiftçinin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılaması sağlanmalıdır.
Tarımsal kredilerde, masraf, komisyon, hayat sigortası, tarım sigortası istenmemelidir. Yatırım kredilerinde ipotek bedeli, limit tahsis masrafı kaldırılmalıdır.
Piyasa fiyatlarının ithalatla regüle edilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Gümrük vergileri üreticiyi koruyacak şekilde belirlenmelidir.
Tarımda ihracat desteklenmeli, tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.
Tarıma dayalı sanayinin, üretim yapan çiftçiye ve sürdürülebilir üretime destek vermesi sağlanmalıdır. Bununla ilgili bir fon oluşturulmalıdır.
Katma değeri yüksek ve markalı üretim desteklenmelidir.
Mekanizasyon için gerekli destek verilmelidir.
Tarımda kırsal kalkınma politikaları ile tarım politikaları entegre edilmelidir.
Tarım sigortalarında primler çiftçimizin ödeyebileceği seviyelere çekilmeli, sigorta kapsamı genişletilmelidir.
Tarım Bağ-Kur aylık prim ödeme gün sayısı 26 günden 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Çiftçilerimize, prim ödedikleri her yıl için, 90 gün fiili hizmet zammı (yıpranma payı) verilmelidir.
Kadın çiftçilerimizin, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle hizmet borçlanması yapabilmesi sağlanmalıdır.
Çiftçilerimize muafiyette geçen süreler için borçlanma imkânı verilmelidir.”
“Çiftçimiz kazanırsa ülke kazanır”
Türkiye’nin tarım potansiyeli açısından en şanslı ülkeler arasında bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Cumhuriyetimizin 100. yılında 90 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 60 milyon turisti besleyecek, tarım ve gıdada 40 milyar dolarlık ihracat geliri, gıda sanayi ile birlikte 200 milyar doların üzerinde üretim değeri sağlayacak kapasiteye sahibiz.
Tarımda ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin yıldızı olacağına yürekten inanıyoruz. Yeter ki ülkemizin tarımdaki potansiyeli harekete geçirilsin.
Hedefimiz; bütün sorunlarını çözmüş, örgütlenmesini tamamlamış, verimli üretimi yakalamış, dünya ile rekabet eden, üreticisine istikrarlı gelir sağlayan, tüketicisine bol ve makul fiyatlarla ürün sunan, başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere çevre ülkelerin gıda açığını kapatan bir tarım sektörü oluşturulmasıdır. Bunun için üreticiyi merkez almış, istikrarlı, sorun çözen, geleceği planlayan politikalara ihtiyacımız vardır.
Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bu hedeflerin peşindeyiz. Gece gündüz bu amaçlar için çalışıyoruz. Tarımda gelişmiş ülkeler arasında yer alma mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.
Unutmayalım, çiftçimiz kazanırsa ülke kazanır.”