Ülkelerindeki iç savaştan kaçan, Türkiye’de Çukurova’nın bereketli topraklarında yaşama tutunmaya çalışan Suriyeli kadınlarla görüşen Kanal B Adana Temsilcisi Sema Erdoğan, izlenimlerini TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu’nca düzenlenen “Savaşlarda Kadınlar” panelinde anlattı. Görsel bir sunum da hazırlayan Erdoğan, Suriyeli kadınları göçe zorlayan ilk nedenin çocuklarının can güvenliği ikinci nedenin ise açlık olduğunu söyledi.TMMOB İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Kadın Komisyonu’nca düzenlenen “Savaşlarda Kadınlar” konulu panel Çukurova Belediyesi Kültür Merkezi’nde yapıldı.
İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2014 Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre, 142 ülkenin değerlendirildiği raporda Türkiye’nin 125'inci sırada yer aldığını söyledi. Tarih boyunca kadının geri bıraktırıldığını, sömürüldüğünü, haklarının yok sayıldığını belirten Kavi; kültürel, ekonomik, politik ve toplumsal haksızlığa uğratılan kadınların, kadın mücadelesini ve yaşam direnişini saygıyla selamlamak gerekir, dedi.
Paneli yöneten Adana İKK Kadın Komisyonu Başkanı Ayten Dolançay ise savaşların en büyük mağduru olan kadınların aynı zamanda barışın da en büyük tarafı olduğunu söyledi.
Panelin konuşmacıları Kanal B Adana Temsilcisi Sema Erdoğan ve ÇÜ Öğretim Görevlisi Sosyolog Adnan Gümüş’tü.
ÇADIRLAR İÇLER ACISISuriyelilerin Adana’daki yaşamlarından kesitleri bir görsel sunumla da aktaran Kanal B Adana Temsilcisi Sema Erdoğan, tarlalarda çalışan, çadırlarda ve evlerde kalan 20 Suriyeli kadınla yaptığı görüşmeleri anlattı. Erdoğan, İç savaş baskısından en çok çocuklarını korumak için kaçan kadınların yaşamı sürdürebilme mücadelesine bu kez diline ve kültürüne yabancı bir ülkede devam ettiklerini, Suriyeli kadınların Türkiye’de umduklarını bulmadıklarını söyledi.
“Dil sorunu olduğu için kimseyle anlaşamıyoruz, çok çocuklu olduğumuz için istenmiyoruz, çocuklarımızla suri-suri diye alay ediliyor diye serzenişte bulunuyor kadınlar. Bu kadınların çoğu ülkelerinde hiç çalışmadıkları için çalışmak, ekmek yapmak zor geliyor bize diyorlar. Evlerde kalanların durumları daha iyi her ne kadar şikayetçi olsalar da. Ancak tarlalarda çalışıp çadırlarda kalanların durumu içler acısı.”
Bereketli toprakları iş bulur çalışırız umuduyla seçen Suriyelilerin bu beklentilerine karşılık bulamadıklarını kaydeden Erdoğan, Suriyelilerin en çok iş bulamamaktan ve Türkiye’den hiçbir yardım alamamaktan yakındıklarını söyledi.
Bahçeşehir Mahallesi’ndeki çadırlarda kalan kadınlarla yaptığı görüşmede ise 19 yaşındaki Azize’nin kendisini çok etkilediğini kaydeden Erdoğan şunları söyledi: “Azize ile tanıştığımda gelin olalı 24 saat bile olmamıştı. Amcaoğlu 21 yaşındaki Cesim ile evlendirmişlerdi. 30 kişilik bir çadırda, yerde bir tek yatağın dahi olmadığı bir ortamda bir genç kızın gelin olması çok etkiledi beni. Nasıl bir düğünle evlenmek isterdin diye sorduğumda hüzünlü gözleriyle yanıt verdi bana.”
TÜRKİYE ÇOK ZORLU BİR SÜREÇTEÇukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sosyolog Adnan Gümüş ise konuşmasında Ortadoğu’da yaşanan sorunun çok ağır ve gerilere giden bir sorun olduğuna vurgu yaptı. Gümüş,“Suriye, Irak, Libya… Yakın tarihe kadar şöyle bir kanaatim vardı; dış sorunlara, bölgedeki bu yakıcı ağır sorunlara çok müdahil olmadan atlatabilirsek, hani olumlu bir işlev üstlenemiyoruz, en azından olumsuz işlevimizi sınırlandırabilirsek Türkiye’deki iç sorunları bir şekilde aşabiliriz. Geldiğim nokta pek öyle değil, giderek o duygumu kaybettim. Türkiye, çok zorlu bir süreç içinde. Türkiye artık bu sürecin yani bu sorunlar kümesinin en az Suriye kadar en az Irak kadar en az Libya kadar ortaklaşmış durumda… Ve her geçen gün daha fazla ortaklaşıyor.”
Panelde 15 kadın fotoğraf sanatçısının bölgedeki savaşlarda çektiği fotoğraflar sergilendi. TMMOB Adana İKK Temsilcisi Hasan Emir Kavi tarafından birer plaket verdi.