TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, Adana’da kentimizde kentsel dönüşümlerin rantsal dönüşüme döndüğünü iddia ederek, “Az katlı binalar riskli bina olarak tespiti yapılarak yıkılmakta ve yerine çok katlı binalar yapılmaktadır” dedi.
Ceyhan Depreminin Adana için ders olması gerektiğini savunan Tatar, depremin yıldönümü değerlendirmesinde, “Jeolojik olarak insanlık tarihinden daha eski olan depremler hem dünyada, hem de ülkemizde trajik ve travmatik vakalarla doludur. Bu felaketlerin bir kısmı henüz hafızalarımızdan silinmemiştir. Eski çağlarda Anadolu medeniyetlerinin yeşerdiği yerlerde kentler depremler sonucu ya yer değiştirmiş, yada uygarlıklar tamamen yok olmuştur” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Tatar’ın deprem açıklamasında Adana ile ilgili de şu görüşlere yer verildi:
“RANTSAL DÖNÜŞ OLDU”
Kentimizde kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme dönmüştür. Az katlı binalar riskli bina olarak tespiti yapılarak yıkılmakta ve yerine çok katlı binalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar deprem yönünden risk taşıyan alüvyon zeminlerde yaygın olarak yapılmaktadır. Kentimizde de az olmakla birlikte örnekleri bulunan kentsel dönüşüm bilimsel çalışmalar yapılarak tespit edilen alanlarda alan bazında olmalıdır , eski binayı yıkıp yerine çok katlı bina yapmakla kentsel dönüşüm olmaz bu olsa olsa rantsal dönüm olur. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak yıllardır alüvyon zeminlerde çok katlı yapılaşmadan kaçınılması gerektiğini söylüyoruz ama aynı uygulamalar devam ettiğini üzüntüyle izliyoruz.
Bu güne kadar tercih edilmeyen, Depremlere karşı hazırlıklı olma ve yüksek düzeyde zarar azaltma politikaları bu ülkenin önceliği olmalıdır”
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, şöyle konuştu;
“ Jeoloji mühendislerinin deprem üretecek fayların saptanmasında, tehlike zonlarının belirlenmesinde, olabilecek deprem büyüklükleri vesonuçlarının ortaya konmasında, yapılacak her türlü mühendislik yapılarında ilgili zeminin jeolojik-jeoteknik özelliklerinin belirlenmesinde ve denetim mekanizmasında yer alması gerekmektedir. Ancak bu tedbirlerin alınmasında çok yararlı olacak jeolojik düzenlemeler ülkemizdeki kamu kurumlarında,
hurdacı yerel yönetimlerde, özel sektörde maalesef yeterince önemsenmemektedir. Çözümün bir parçası olan jeoloji mühendislerinden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu eksiklikler yaşanacak felaketlerin sonuçlarının daha vahim olmasına davetiye çıkarmaktadır”