Şimdi işin mizah tarafı, arayıp ne kadar, kaç metre, taksitli olur mu? diye sormayın sakın. Devren dediğimiz bir köşe başındaki manşet bir dükkan değil, kalemim! Neden şaşırdınız, yıllarca kalemimi satın almak istemediniz mi? İşte size fırsat peşinden koştuğunuz kalem ayağınıza geldi, düşünmeyin canım verin ücretini çıksın hayatınızın can sıkıntılarına neden olan adam. Bak yeni kalem alıp yazmayacak, kalem bittiği zaman kalemtraşta yok, ne güzel sizin için engebesiz yollar bundan sonra kesin çözüm, nedir öyle her yazıdan sonra şunu verim yazmasın, şu reklamı verim sussun, çok zahmetli değil mi, nasılsa senin arakladığın paraların hesabını soranda kalmaz.
Kesin çözüm! Bıçaksız, dikişsiz ameliyat misali yan etkisi de yok.
Gerçi sizin için çokta mutlu edecek bir ilan sayılmaz bu, yıllarca aldığınız kalemler tıkır, tıkır saat gibi işliyor, ne istediyseniz yazıyor nasılsa. Bırak bir tanede bozuk saat olsun, nasılsa bozuk saat bile günde iki defa doğruyu söyler, o bile sizin işinize gelir.
Şimdi yani kalemler ilana kadar düştü mü diyecektim, en doğrusu ilan et bitsin! Adam zaten haber yaptıktan sonra telefon edip haberi para karşılığı kaldırmak isteyenimi, cebinde faturalara gezip kim ödeyecek diye Papatya falımı açanı görmedik mi, o zaman neden gazete ilanıyla devren kiralık kaleme şaşırdınız?
Zaten o halde değil mi ülkedeki medya durumu? sert yazıp da ‘yedi denizin dışarı attığı’ olacağına, ballı kaymaklı gecelerin baş konuğu olmak daha iyi olmaz mı?
Ne güzel bir eli “yağda, bir eli balda” olmak 25 yaşındaki hakimin karşısında esas duruşta durmaktan iyidir. Hadi bakalım görelim teklifleri!