Türkiye’nin yüzde 30’unun doğum kontrol yöntemleri konusunda hala efsanelere inandığı bildirildi. Yapılan bir ankete göre, her 10 kişiden 3’ü doğum kontrolü konusunda efsanelere ve doğru bilinen yanlışlara inanıyor. Her 10 kişiden 3’ü doğum kontrolü konusunda bilgi sahibi olmadığını, 5’i orta seviyede bilgi sahibi olduğunu ve yaklaşık 2’si de yeterli ölçüde bilgili olduğu ortaya çıktı. Kadın Sağlığı TV Doktorlarından Prof. Dr. Kutay Biberoğlu, Türkiye’de doğum kontrol yöntemleri hakkında, bilincin oluşması için gidilecek çok yol olduğunu ifade etti ve şöyle konuştu:
'Son yıllarda aile planlaması yöntemlerindeki azalma, nüfus artış hızının artışı ile sonuçlanmıştır. Türkiye nüfusunun bazı Avrupa ülkelerindeki sıfır nüfus artışı gibi bir sorunu hiç olmamıştır ve olmayacaktır da. Mevcut artış hızı ile Türkiye nüfusunun 2050 yılında 95 milyon olacağı öngörülmektedir. Türkiye verilerine göre yöntemlerin dağılımına bakıldığında, evli kadınlarda geri çekme yönteminin 1983 yılından beri %25-26 oranıyla en sık kullanılan yöntem olduğu görülüyor. Aslında bu bir korunma yöntemi değildir çünkü bunu uygulayan dört kadından birisi gebe kalıp kürtaj olmak zorunda kalır. Yaklaşık dört kadından biri ise hiçbir korunma yöntemi uygulamıyor. Diğer bir deyişle Türk kadınlarının yarısı pratik olarak gebelikten korunmuyor. Rahim içi araç kullanımı 1990’lar ve 2000’li yılların başında %20 oranında uygulanmaktayken, 2008 yılında %17, 2013 yılında %16,8’e düşmüştür. Doğum kontrol hapları 1970 ve 1980’lerde %6 ile 8 oranında, 2000’li yıllarda %5, en son 2013 yılında ise %4,6 oranlarında kullanılmaktadır'
Ankette katılımcılara yöneltilen “Kullanacak olsanız, aşağıdaki doğum kontrol yöntemlerinden hangisini tercih ederdiniz?” sorusuna verilen cevaplar, bu istatistikleri doğrular nitelikte: Prezervatif (%30.25), Doğum Kontrol Hapları (%28.40), Spiral (%15.55), Geri Çekilme (%13.40), Sterilizasyon (%5.42), Diğer (%4.52), Takvim Yöntemi (%2.46).
Prof. Biberoğlu en etkili doğum kontrol yöntemleriyle ilgili de şu bilgileri verdi:
'Kadınlar için olan doğum kontrol yöntemleri arasında %100’e yakın koruma sağlayan spiraller, tüp bağlanması, gebelik önleyici iğne gibi uygulamaların yanı sıra, bunlardan daha kolay kullanımı olan ve yine doğru kullanıldığında %100’e yakın koruma sağlayan doğum kontrol hapları yer alır. Bu yöntemleri %70 ile 90 arasında koruma oranına sahip diyafram, kadın kondomu ve spermisit takip eder. Erkeklere ait doğum kontrol yöntemlerine değinecek olursak, sperm taşıyan kanalları ameliyat ile geri dönülmez bağlama yöntemi olan vazektomi ile korunma %100’e yakın korurken prezervatif (kondom) ile kaza gebeliği oranları %20’ye yakındır.'
%30 erkek, %70 kadın olmak üzere toplam 23.427 kişinin katıldığı online anketin 19-80 arasında değişen katılımcı profilinin yaş ortalaması 27 olarak hesaplandı. En yüksek katılım İstanbul’dan gelirken ardından Ankara, İzmir, Adana ve Antalya gibi büyük şehirler takip etti. Büyük şehirleri takip eden illerin başsında ise Bursa, Kocaeli, Afyon, Amasya ve Balıkesir geldi.
Efsanemigercekmi.com’da 23.427 kişinin yanıtladığı ankette doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bilinen yanlışlar şaşırttı!
Ankete katılan 10 kişiden 6’sı doğum kontrol haplarının kilo aldırdığına inandığını söylese de bilimsel veriler bunun şehir efsanesi olduğunu ve doğum kontrol haplarının kilo aldırmadığı kanıtlıyor. Doğum kontrol haplarının az bilinen diğer faydaları arasında sivilceleri ve tüylenmeyi azaltması, adet öncesi gerginliği tedavi etmesi ve adet ağrılarını azaltması yer alıyor.
Katılımcıların %15’i cinsel ilişkiden sonra hemen banyo yapıldığında gebeliğin engellendiğini zannediyor, oysa bu da bir şehir efsanesi ve banyo yapmak gebeliği önlemiyor. Prof. Biberoğlu konuyla ilgili banyo yapmanın içeriye girişi artırarak gebelik şansını artırabileceği konusunda herkesi uyarıyor ve ekliyor: 'Halk genelde ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıp vajinayı yıkayarak gebeliği engellediğini sanıyor, oysa erkek boşaldıktan sonra saniyeler içinde zaten spermler içeriye çoktan girmiş oluyor.'
Sıkça merak edilen bir diğer konu ise yeni doğum yapmış annelerin emzirme döneminde gebe kalıp kalamayacağı yönünde. Emzirme dönemindeki kadınlar da gebe kalma riski taşıyor ve anket, toplumun büyük kısmının bu konuda doğru bilgiye sahip olmadığını kanıtlıyor. Prof. Biberoğlu sadece yoğun emziren kadınların doğum sonrasındaki ilk 6 haftada emniyette olduğunu belirtiyor.
Ülkemizde çoğunlukla tercih edilen geri çekilme yöntemini kullanan kadınların 4’te 1’i ilk yılda gebe kalırken, ankete katılan katılımcılarının yüzde 80’inden fazlası bundan haberdar olduğu söylüyor.
Ankete katılan 10 kişiden 4’ünden fazlası modern doğum kontrol yöntemleri arasında bulunan spiralin cinsel ilişki sırasında hissedildiği efsanesine inanıyor.
Doğum kontrol haplarıyla sıkça karıştırılan ertesi gün haplarının ise bir alternatif korunma yöntemi olarak düzenli kullanılabileceğini düşünenlerin oranı %39’larda seyrediyor. Oysa ertesi gün hapları sadece acil durumlarda kullanılabilir, düzenli olarak kullanılması son derece sakıncalıdır. Prof. Biberoğlu kadınları uyarıyor: 'Bazı kadınlar sadece ilişkide bulundukları gün doğum kontrol hapı alınacağını zannediyor ve bu nedenle gebe kalıyor. Güncel, modern hapların içindeki hormon dozları çok düşük olduğu için hapların ilk birkaç ayında lekelenmeler olabilir. Hapı kesmemek, biraz sabırlı olmak gerekir.'
Prof. Dr. Kutay Biberoğlu son olarak korunma yöntemleriyle ilgili önemli bir noktanın altını çizerek, 'Korunma yöntemlerinin kadınlar tarafından kullanılması, kendi öz sağlıkları için çok gereklidir. Her bir gebelik, ister istemli olarak sonlandırılsın, ister düşük ya da doğumla sonlansın kadın sağlığı için sağlık riskleri taşır. Gebeler, gebe olmayan kadınlara göre önemli ölçüde kanama, enfeksiyon ve damar tıkanması, hayati bir organa pıhtı atma ve sonuç olarak ölüm riski taşır. Bu nedenle kadın sağlığı için her gebelik risk taşır. Kadınların her gebeliği ve doğumu, kendi hayatlarını tehlikeye attıkları için bir fedakarlıktır. Kendi canını seven bir kadın, kendisinin ve eşinin hayatına önem veren bir eş, ancak gerçekten istedikleri sayıda çocuk sahibi olmak için bu riskleri göze almalıdırlar' dedi.