Tarih: 02.07.2013 09:39
Duydunuz “Zil”in sesini
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın '10. Yıl Marşı'na neden asabının bozulduğunu yazdı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı yakından tanırım. Basınla ilgili olduğu içindir bu yakınlaşma. Siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıttır ama insan olarak severim. Aynı cümleleri de kendisi benim için kullandığı için sevgimizin karşılıksız olmadığını da bilirim.
Çok uzun yıllardır siyaset yaptığı Manisa’da etkindir.
Son yerel seçimde Manisa’da MHP’den Cengiz Ergün’ün seçilmesinden sonra Başbakan tarafından cezaya mı çarptırıldı? Yoksa “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır” diyen Başbakan tarafından milletvekilliği tayini Bursa’ya mı yapıldı, bilemem.
Bildiğim, “üçüncü kez seçilen bir dönem ara verir” denilen AKP tüzüğü değiştirilmezse bundan sonraki dönemi torun sevmeye ayıracağıdır. Anılarını da bu dönemde yazar, bitirir. Çünkü Bursa’dan belediye başkanlığı adaylığını istememiştir. Arınç, Başbakan Erdoğan sonrası sıranın kendisine geleceğini ve başbakanlık koltuğuna oturacağı günlerin hayalini yaşamış, çevresinde ki bürokratları, eşi, dostu, akrabaları, destekçileri de bunun böyle olması için gayret sarf etmişlerdir.
Ancak şimdilik ufukta böyle bir olasılık görülmemektedir. Bu yüzden de Arınç kırgındır ama asla söylemez.
DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLER
Bülent Arınç aslında sözünü esirgemeyen bir insandır. Düşündüğünü söyler. Eleştirmediği kişi, kurum, anlayış kalmamıştır. Dünya düşüncesine ters gelen ne varsa pat diye söyler.
Kah ağlar, kah alay eder, kah söyledikleri ile insanları sinir küpüne çevirir ama bakanın özelliği sözünü esirgememesidir. Başbakan Tayyip Erdoğan “Gezi Olayları” sonrasında yaptığı açıklamaları “Yumuşak” bulmuş ve Arınç’a içerlemiştir. Başbakan Yardımcısı Arınç susmayı tercih etmiştir.
Kamuoyunda eleştirmediği ya da eleştiremediği tek kişi kalmıştır o da başbakandır. Erdoğan’ın düşüncelerini, sertliğini, siyaset yapış tarzını sevmese de “Kan kustum, kızılcık şerbeti içtim” diyerek susar. Bu nedenle istifa olayını bile “Kol kırılır yen içinde” anlayışı içinde gizlemiştir.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hem akıllı hem de kurnazdır.
Söylediği her sözü, kurduğu her cümleyi bilinçle söyler.
Bursa’da önceki gün danışmanın oğullarının sünnet töreninde söylediği, “Bir tören 10’uncu Yıl Marşı ile başladı. Asabım bozuldu. ‘Mehter varken niye onunla başlamıyoruz?’ dedim. Kulağınızı çınlattım. Mehter varsa önce mehterle başlanır” tümcesi de bilinçle söylenmiştir.
Çünkü Arınç’ın siyasi yapısının ve düşüncelerinin temelinde “Mehter marşı”, “Osmanlı Dönemi” etkin yer tutmaktadır. Arınç’ın çok uzun yıllar görev gördüğü Manisa’da sayısız Mehter takımı vardır. Düğünlerde, törenlerde, açılışlarda mehter önemli bir yer tutar. Küçücük Turgutlu ilçesinde bile iki mehter takımı vardır. Adıyaman’da yapılan Fetih 1453 Gençlik Törenleri’nde bile Turgutlu Mehter Takımı görev yapmıştır. Bursa’da da mehter takımları önemli yer tutar. Bursa’nın mehteran takımları da Türkiye’nin il ve ilçelerine çağrılı olarak giderler.
İzmir’in kıyı bazı semtlerinde ki düğünlerde mehteran takımının çaldığı parçalar eşliğinde oynayanları gören biri olarak bu durumdan rahatsız olmadığımı, eski bir geleneğin yaşanması ve yaşatılması olarak gördüğümü söyleyebilirim.
NİÇİN ASABINI BOZUYOR?
Ancak Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından söylenen ve Türkiye’nin en çok söylenen ve söylenecek olan 10’uncu Yıl Marşı’nın sayın bakanın asabını niye bozduğunu da kendisinden öğrenmek isterim.
Bu marş Mustafa Kemal Atatürk’ü anımsattığı için mi asabı bozuluyor?
Bu marş Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından başarılı geçen 10 yılı anlatıyor diye mi asabı bozuluyor?
Bu marş ülkenin demir ağlarla örülmesini anımsattığı için mi asabı bozuluyor?
Yoksa “Karanlığın üzerine güneş gibi doğarız” denildiği için mi, “Türk’üz, Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi” diye haykırıldığı için mi?
Yoksa, “İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz” cümlesinin marşın içinde yer alması yüzünden mi?
Malum Başbakan konuştu ya:
Ne zaman ayaklar baş oldu, diye?
Şeytan diyor ki, Arınç’ı her gördüğün yerde çalacaksın 10’uncu Yıl Marşı’nı. Varsa kasetten, yoksa ıslıkla, olmadı hep bir ağızdan söyleyerek, “Türk önde, Türk İleri” derken de göğsünüzü kabartarak, hançerinizi yırtarak.
Varsın bozulsun asabı. Varsa vicdanı şükreder Cumhuriyeti kuran ve yaşatanlara. Dua eder Atatürk’e. Mevlüt okutur Kurtuluş Savaşı şehitlerine…
Yaşadığı sürece unutmaması gereken cümleyi yazayım da bu yazıyı bitireyim:
Cumhuriyeti kuranlara yatsın kalksın dua etsin. İyi ki Cumhuriyet var ve kendisi de bu sayede başbakan yardımcısı oldu.
Osmanlı olsaydı. Arınç’ın ne soyu, ne sopu, ne mesleği onun saraya girmesi için yeterli olurdu.
Saraya girse girse mehteran üyesi olarak girebilirdi. Çalsa çalsa da zil çalardı. Çıkarabileceği en güzel ses de zil sesi olurdu.. Davul da çalabilirdi dediğiniz duyar gibiyim. Buna katılmıyorum. Çünkü; Arınç ince, tiz ve sinir bozucu sesler çıkarmaya bayılıyor
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —