Aydınlanma çağı insan bilgisi, aklı ve teknolojisinin çağı mı, iktidarların çağı mı?
Okullar üç yarıyıldır kapalı, çocuklarımızın, memleketimizin geleceği mahvediliyor. Düzensiz göç gerek gelen gerek yerleşiğin yaşamını alt üst edebiliyor. Ormanlarımız, Akdeniz neredeyse tümden yangın yerine dönmüş durumda. Düzensiz okul kapatma, düzensiz göç, düzensiz yangınlar; bunlar büyük oranda önlenebilir sorunlar mı?
Orman yangınlarında elbette ağaç türü ve yoğunluğu, topoğrafya, iklim, mevsim, nem oranı, rüzgar, rüzgar yönü, yıldırım, yağmur… hepsi bu süreçte önemli şart veya unsurlar.
Elbette bakteri veya virüsler çocuk ve gençleri de etkiliyor, okul yaşamını, ulaşımı, yurdu, derslik düzenini etkiliyor.
Elbette coğrafya ve pek çok şart veya unsur göçleri veya Afgan göçünü etkiliyor.
Derdim her şeyi ekonomi-politikleştirmek değil, her neyse onu anlamaya çalışmak. Günümüzde bilgi ve teknolojinin geldiği aşama dikkate alınırsa; artık ormanları koruma veya yanmasını seyretmenin, okulları açık tutma veya kapatmanın, göçlerin artması veya azalmasının “doğal” olmaktan daha çok siyasi ekonomi olduğu, dolayısıyla hangi politikalara bağlı olduğunu irdelemek gerektiğidir.
DÜZENSİZ GÖÇ, DÜZENSİZ KAPANMA, DÜZENSİZ YANMA, DÜZENSİZ ÜREME ÖNLENEBİLİR YANİ EKONOMİ POLİTİK
Eğer her şeye rağmen ÖYLE OLMAMASI TEKNİK olarak MÜMKÜNSE insana dair, toplumsal bir olayı açıklarken öncelikli nedenleri arasında insani ve toplumsal nedenlerine bakmak gerekiyor.
Afganistan’dan Türkiye yönündeki düzensiz göç önlenebilir bir göç mü, ekonomi politiği, uluslararası çıkarlar çatışmasız hal edilmeye başlanırsa, geçim ve sosyal şartlar sağlanırsa büyük oranda önlenebilir bir göç, geriye kalanı da sürdürülebilir bir göç olur.
İstenirse, en ağır salgın şartlarında bile, yüz yüze eğitim sürdürülebilir mi, evet YÜZ YÜZE AİLE yaşamı nasıl sürdürülüyorsa YÜZ YÜZE EĞİTİM de sürdürülebilir.
Orman yangınlarının çıkması değil ama İZLENMESİ ve büyümeden artık başarılabilir durumda.
YANGIN SENSÖRLERİ, MOBESE VEYA İZLEME ALGILAMA TEKNOLOJİLERİ ÇOK GELİŞTİ
Her şeyi uydudan, tepeden, yerden, denizden, karadan, havadan izlemek ve dolayısıyla acil müdahalede bulunma teknolojileri o kadar gelişti ki birkaç kıyaslama yapılırsa;
-Sadece SARAYIN korunması için harcanan çaba kadar bir çaba belki de orman yangınlarının tümünü tespit etmeye ve anında müdahaleye yeterli olacaktır.
-Sadece İstanbul, hatta sadece İZMİR MOBESE sistemi için harcanan çaba kadar bir çaba belki de orman yangınlarının tümünü tespit etmeye ve anında müdahaleye yeterli olacaktır.
-Sadece bir OTOBAN için harcanan çaba kadar bir çaba belki de orman yangınlarının tümünü tespit etmeye ve anında müdahaleye yeterli olacaktır.
-Sadece birkaç ŞEHİR HASTANESİ için harcanan çaba kadar bir çaba belki de orman yangınlarının tümünü tespit etmeye ve anında müdahaleye yeterli olacaktır.
-Sadece FATİH PROJESİ veya OKUL KAMERALARI için harcanan çaba kadar bir çaba belki de tüm okulların AÇIK tutulması için yeterli olacaktır.
- Afganistan’da ÇATIŞMALAR İÇİN HARCANAN çabanın YARISI KADAR bir çabayı BARIŞ veya DEMOKRATİKLEŞME İçin harcamak belki de Afgan göçünün büyük bölümünü yerinde tutacaktır.
SİYASİ OLAYLAR VE EKONOMİDE HALK İRADESİNİN YERİ NE?
Kötülere karşı hiçbir şey yapamıyorsanız kötüyü desteklememek bile kötülüğün büyük oranda etkisizleşmesine yol açacaktır. Kötülüğün yanında olmayalım, bu bile büyük ders olacaktır.
Ormanın yanması önlenebilecekken önlemeyenlerin, savaşlar çatışmalar önlenebilecekken önlemeyenlerin, okullar açık tutulabilecekken açmayanların yanında olmadığımızı hissettirelim, bu bile büyük bir adım olacaktır.
Dahası ORMANLARIMIZI korumak, OKULLARIMIZI açık tutmak, DÜZENSİZ GÖÇÜ gidermek, TOPLUMSAL BARIŞI sağlamak için bir miktar ekonomi politik irade ve bir miktar çaba yetecektir.
Yönetici egemen sınıflar bu çatışmalardan besleniyorsa, onların yanında olmamak önemli olacaktır.
“Ekonomi politik” veya “siyasi ekonomi” konulu yayınlara bakmak da orman yangınlarını, okulların kapatılmasını, düzensiz göçü anlamamıza, bilinçlenmemize ve irade göstermemize yardımcı olacaktır.
