Düzgün COŞKUN Yazdı/
KÖŞE YAZILARI 12.09.2025 21:35:00 0

Düzgün COŞKUN Yazdı/"BİZ ÇİFTÇİLER TOPRAĞA KÜSMEDİK TOPRAK ÜLKEYİ YÖNETENLERE KÜSTÜ"

Haydar Irgıt, 75 yaşını devirmiş, yanaklarındaki çizikler iyice derinleşmiş, Ortaharman Köyü'nün "ihtiyar" delikanlılarının önden gideni. Karşıma oturtup sohbete başladık. Çiftçiliği neden bıraktığını traktörü niçin sattığını sord

Haydar Irgıt, 75 yaşını devirmiş, yanaklarındaki çizikler iyice derinleşmiş, Ortaharman Köyü'nün "ihtiyar" delikanlılarının önden gideni. Karşıma oturtup sohbete başladık. Çiftçiliği neden bıraktığını traktörü niçin sattığını sorduk. " traktörü 2014'te sattım aynı yıl tekrar satın aldım. Köyde yaşıyor çiftçilikle uğraşıyorsan traktörsüz kalamazsın. Buğday, arpa, burçak, mercimek, fig ekeceksen kimin kapısına gideceksin. Ekim zamanı herkesin işi başından aşkın" dedi.

***

Köyün sevilen ihtiyar delikanlısı ile söze, "Biraz yaşlandığınız mı, yoksa bana mı öyle geliyor, nefes alırken zorlanıyorsun" diye başladım. Haydar Irgıt bu, sözün altında kalır mı hiç. "Yaşlanmak bana nasip oldu diye akranlarım beni kıskanıyor " demesin mı? Sonra kahkayı bastı: "Yoksa espri yapmak da yasak bu köyde" 

***

-"Neden yasak olsun gürle akranların sesini duysun" derken lafı ağzımdan aldı, "Ben zaten yüksek sesle konuşuyorum. Sesim ta aşağı mahallede duyuluyor. İnanmazsan Muhtara sor" diye karşılık verdi.

Kısa süre önce Katarakt ameliyatı olmuş. Hem yakını hem de uzağı net görebildiğini söylüyor. 

***

Daha 10 yaşında iken babası ile birlikte tarla sürmüş, 60 yılı aşkın bir dönem, (insan ömrünün yarısından fazlası) çiftçilik yapmış, ancak ilerleyen yaşına rağmen hâlâ gözü ekip biçemediği boş kalan tarlalarda. Özellikle her sabah uyandığında evinin balkonundan köyün altındaki tarlaya bakıp derin derin içini çekiyor. Tarlaya bakarken, duygulanarak gözlerinin nemlendiğini söylüyor. 

- Çiftçilik bitti ekmek dilenmiyoruz o kadar-

"Yaşlılık işte"! diyor Haydar Irgıt. "Hani yaşlılığa set çekiyordun biraz once" dedim. Sandalyeye yaslanarak şöyle konuşmaya başladı: "Araziyi ne ekebiliyoruz ne de vaz geçiyoruz. O kadar ki ekmek dilenmiyoruz. Geçmişte tonlarca buğday satardık, şimdi ise şehirden ekmek satın alıyoruz. Çünkü tarımda girdi fiyatları artmadı aksine uçtu, uçtu adeta. Dilim varmıyor, inan tarım bitti, yüksek maliyetler köylünün çiftçinin belini büktü".

***

Bir başka acı gerçeğin, gençler olduğunu dile getiriyor Haydar Irgıt. Gençlerin köyde kalmak istemediğini belirtiyor. Köyde kalan gençlerin de çiftçilik yapmaktan kaçındığını anlatıyor. Nedenini de şöyle aktarıyor: "Çünkü zarar üstüne zarar ediyoruz. Tarlaları ekip biçmek kolay değil. Üreticiyiz ama kazancımız çok düştü. Kar etmiyoruz. Zaten kar etmekten vaz geçtik, zarar ediyoruz. Keseden yiyip içiyoruz. Çoğu çiftçi son yıllarda karın tokluğuna çalışıyor. Bu durumu gören gençler, tarımdan hızla uzaklaşıyor, kapağı şehirlere atmakta buluyor". 

-Ürettiğimizi de iyi fiyatla satamıyoruz-

Haydar Irgıt, "Çiftçi çocuğuyum. Babam son döneme kadar çiftçilik yaparak geçimini sağladı. Ömrüm tarlalarda geçti. Araziyi ekip biçiyorduk, ambarları zahire ile dolduruyorduk. Şimdi tarlaya gidip gelemiyorum. Zorlanıyorum. Hasat ettiğimiz buğdayı maliyetinin altında tüccara satıyoruz. Eskisi gibi takatım da kalmadı. Yaşlılık işte "derken hüzünleniyor. 

-Gönüllü çiftçiydik tarladan soğuduk-

Köy halkı dün gönüllü çiftçilik ve hayvancılık yaparken, bugün tarladan da soğuduğunu ifade eden Haydar Irgıt, "Kimse çiftçilik yapmak istemiyor. Susuz arazide ürün rekoltesi her geçen yıl azalıyor. Yeteri kadar gübre atamıyoruz. Mazot fiyatları almış başını gidiyor. Köyde çoğumuzun traktörü var ama tarlayı sürmek yetmiyor gübre lazım, tohum lazım. İnsan gücü lazım. Bunlar olmazsa geriye yapacak bir şey kalmıyor" diye dert yanıyor. 

***

Irgıt, derin bir nefes aldıktan sonra şöyle konuşuyor, "Köyde yaşıyoruz, istesek de istemesek de bir kaç parça tarla ekmek zorundayız. Yoksa ailece ac kalırız. Gelirimiz giderimizi karşılamadığını biliyoruz, başka seçenek de yok".

***

Dersim coğrafyasında çiftçilik yapmak çok zor olduğunu belirtirken de "Arazilerin çoğu engebeli ve susuz. Bu yüzden çiftçi ürettiği ürünü iyi bir fiyatla satamıyor. Bu nedenle çiftçilik yapmaktan memnun değil" ifadesini sıkça kullanıyor. 

- Gençler şehirlerde yaşlılar köylerde yaşıyor-

Köylerde genç insana rastlamak neredeyse imkânsız. Köyde gençler neden yaşamak istemediğini de soruyorum. Haydar Irgıt bu soruya şu karşılığı veriyor: "Gençlerin dünyası farklı. Köyde yaşayıp çiftçilik yapmak istemiyorlar. Zaten çoğu üniversiteyi bitirmiş kimi iş bulmuş çalışıyor. Kimisi ise iş arıyor. Köyde nefes almak gençlere zor geliyor. Zaten bir şey de söylenmiyor. "Biz çiftçilik yapmak için okumadık" diyorlar. Başkaları için bir şey söyleyemem. Ancak ben de babayım, ne diyebilirim. Okuyan gence gel benim gibi çiftçilik yaparak dirsek çürüt diyemiyorum" ifadesini kullanırken yüzündeki tebessüm bir anda yok oluyor.

***

Ardından da, "Ömrümü minibüs şoförlüğü ve çiftçilik yaparak geçirdim. Çocuklarım şehirlerde ben ise Köyde yaşıyorum hem de Hatun'la bir başınayız. Ürün ekip bicmekten vaz geçtik, köyde gençlerimizi tutamıyoruz" derken, kelimeler ağzından düğümleniyor sanki!

- Ülkede çiftçilik bitti, köyler yaşlılara kaldı- 

Sadece köylerde değil, ülkede çiftçiliğin bittiğini belirten Haydar Irgıt, "Üzülerek belirtmem gerekirse çiftçi topraktan kaçıyor, daha doğrusu kaçmak zorunda bırakılıyor. Tarımsal işgücü bulmak köylerde de giderek zorlaşıyor" diyor.

***

Haydar Irgıt, sözlerine son noktayı koyarken ağzından şu kelimeler tumceye dönüşüyor: "Tarımı köylü, çiftçi bitirmedi, bitireni halk biliyor fakat sesini çıkarmıyor. Dün buğday ihraç ediyorduk, bugün saman ithal ediyoruz. Açık yüreklilikle söylüyorum: Biz çiftçiler toprağa küsmedik, ama toprak ülkeyi yönetenlere küstü".

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

36.3° / 22.4°