Pandemi koşullarında başlayan 2020-2021 eğitim öğretim yılı ilk yarısı sona erdi. Eğitim Sen Adana Şubesi, 2020-2021 eğitim öğretim yılının başlamadan önce okulların açılma tarihinin çok önceden belli olmasına rağmen ne yüz yüze eğitim, ne de uzaktan eğitim uygulamalarına tam anlamıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırlık yapmadığını, yaşanan sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığını savundu.
Eğitim Sen Adana Şubesi’nin yarıyıl değerlendirmesi şöyle:
“Pandemi riskine karşı uzaktan eğitime geçilmesi ile kamusal bir hizmet olan ve her çocuğa eşit bir şekilde faydalanması gereken eğitim hakkına ulaşmak güçleşmiştir. Özellikle düşük gelirli ve yoksul aile çocukları ile mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklar normal koşullarda bile eğitim olanaklarından yeterince yararlanamazken, uzaktan eğitim ile birlikte her çocuğun ulaşabileceği bilgisayar, internet gibi teknolojik araçlarının olmaması, çocukların eğitim sisteminden dışlanmalarına yol açmıştır.
Pandemi koşullarında okul idarecilerinden ve öğretmenlerden her türlü görev talebinde bulunan Milli Eğitim yetkilileri, ne dense internete ulaşamayan, bilgisayarı olmayan öğrencilerin tespit edilmesi için gerekli çalışmayı yapmadı. Biz Eğitim- Sen olarak kendi olanaklarımızla yaptığımız çalışma sonucunda Türkiye genelinde 6 milyon öğrencinin Adana ilinde de 50 binden fazla öğrencinin uzaktan eğitim için gerekli cihazlara ve internet erişimine sahip olmadığını tahmin ediyoruz. Ayrıca hangi sebeple olursa olsun öğrencilerin %70 uzaktan eğitime katılmamış/katılamamıştır.
Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin derslerin niteliğini artırmak için bilgisayar, tablet, internet vb. alarak yeni harcamalar yapmak zorunda bırakılmış ve artan internet ve telefon faturaları nedeniyle giderlerde önemli artışlar yaşanmıştır. İnternet, bilgisayar, tablet desteği görmeyen öğretmenlerimiz, uzaktan eğitim sürecinde ek ders ücretlerinin ödenmesi sürecinde de çeşitli mağduriyetler yaşamıştır.
Uzaktan eğitimde örgün eğitimde uygulanan müfredatın aynısı verilmeye çalışılmış; müfredatta bir seyreltme ve azaltma yoluna gidilmemiştir. Ders kitapları da uzaktan eğitime uygun olmadığından sorun yaşatmıştır.
Öğretmenlere hem uzaktan eğitimi uygulamak, hem de uzaktan eğitimde kullanılacak materyal geliştirme konusunda yeterince destek sağlanmamıştır. Bu da öğrenciler açısından kayıp yılı olmasına neden olmuştur. Bunun nasıl telafi edileceğine yönelik iç açıcı bir tablo bulunmamaktadır.
MEB’İN NOT VERME ISRARI EĞİTİMDE EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞTİRİYOR
MEB ‘in karne notu vermek adına yüz yüze sınav yapma denemesinin başta sendikamız olmak üzere, toplumun tüm kesimlerince tepkiyle karşılanması üzerine bu uygulamadan vazgeçilirken, milyonlarca öğrencinin derse katılmadığını bile bile ‘’derse katılım performans notu’ adı altında not verme işlemi başlamıştır. Sendikamız not verme işlemi için yönetmelikte yapılan değişikliğin iptali ve not verme işleminin yürütülmesinin durdurulması için dava açmıştır.
Bütün bu gelişmeler, MEB’in pandemi koşullarında uzaktan eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikleri gidermek yerine birbiriyle çelişen kararlar alarak hem öğrencilerimizi hem de eğitim emekçilerini mağdur etmiştir.
ZORUNLU SEÇMELİ DERS DAYATMASI
MEB’in ortaokullar ve liseler için ders tercihlerinin 4-22 Ocak 2021 tarihleri arasında yapılacağını açıklamasının ardından geçmiş yıllarda yaşananlara benzer adımlar atılmaya çalışılmıştır. Pandemi nedeniyle uzaktan eğitimin yapıldığı, öğrencilerin eğitime erişim konusunda ciddi sorunlar yaşadığı bir dönemde seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde bazı dini içerikli derslerin seçilmesi için başta Din Öğretimi Genel Müdürlüğü olmak üzere, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, eğitim yöneticileri, hatta dini dernek ve cemaatler aracılığıyla öğrencilerin ‘zorunlu seçmeli dersler’ olarak ifade edilen dersleri seçmeleri için büyük bir seferberlik başlatmışlardır.
Tamamına yakını iktidar çizgisinde olan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’nin yönlendirmesiyle, kimi illerde eğitim yöneticilerine iletilen yazılı ve sözlü talimatlarla, öğrencilerin ‘’Kuran-ı Kerim’’, ‘’ Temel dini bilgiler’’ vs. derslerini seçmeleri istenmiştir. Öğrencilerin farklı dersleri seçme yönündeki talepleri öğrenci azlığı nedeniyle geri çevrilirken, aynı şart söz konusu seçmeli dersler için uygulanmamıştır.
GÜVENCESİZ İSTİHDAM, ESNEK ÇALIŞMA VE ANGARYA UYGULAMALARI
Eğitim bilim emekçilerinin evdeki emek süreci ve karşılaştığı güçlükler hakkında bir çalışma yapmayan MEB, bu görünmezlik algısıyla öğretmenlere eğitim ve deneyimlerinin dışında kalan işler vermek gibi uygulamalara girişmiştir. Öğretmen arkadaşlarımız hafta içi uzaktan eğitim derslerini gündüz saatlerinde işlemekle birlikte, bir yandan saat 18.00’den sonra ve cumartesi günleri uzaktan eğitim dersleri için yoğun hazırlık ve ders uygulaması yapmak zorunda kalmışlardır.
MEB, eğitimin gittikçe daralan kamusal niteliğini tamamen ortadan kaldırmaya çalışırken, öğrenci ve velileri açıkça özel okullara yönlendirme politikasını sürdürmektedir. Özellikle 4+4+4 düzenlemesi sonrasında, velilerin ekonomik koşullarını zorlayarak çocuklarını özel okullara göndermesi, teşvik politikaları ile özel okul sayılarının ve bu okullara giden öğrenci sayısının ciddi anlamda artmasını beraberinde getirmiştir.
İMAM HATİP OKULLARINA İKTİDAR DESTEĞİ ARTARAK SÜRÜYOR
AKP iktidarının eğitimin en temel sorunlarına çözüm üretmek yerine, yıllardır siyasal olarak istismar ettiği imam hatiplerin sayısını arttırma derdine düşmesi, bazı il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin yazılı ve sözlü talimatları ile öğrencilerin imam hatiplere yönlendirilmesiyle imam hatip sayısı yıllar içinde hızla yükselmeye başlamıştır.
2012-2013 eğitim öğretim yılında 730’u bağımsız, 369’u imam hatip lisesi bünyesinde toplam 1.099 imam hatip ortaokulu varken 2019/’20 eğitim-öğretim yılı sonu itibariyle 2 bin 822’si bağımsız, 615’i imam hatip lisesi bünyesinde olmak üzere toplam 3 bin 437 imam hatip ortaokulu bulunmaktadır. İmam hatip ortaokullarında okuyan toplam öğrenci sayısı 2012-2013 eğitim öğretim yılında 94 bin 467 iken, 2019/’20 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle 8 kat artarak 777 bin 439 olmuştur. Bu artışın en önemli nedeninin MEB’in imam hatip ortaokullarına yönelik okullaşma politikası olduğu açıktır.
MEB BÜTÇESİ VE EĞİTİM YATIRIMLARININ SEYRİ
Eğitim, devredilemez ve vazgeçilemez kamusal bir haktır. Bu alanda yapılan çeşitli araştırmaların da gösterdiği gibi, devlet okullarında paralı eğitim uygulamaları yaygınlaştıkça, en düşük gelir grubunda bulunanların gelirleri içinde eğitim harcamalarına ayırmak zorunda oldukları pay artmaktadır. Bu koşullarda devlet okullarında eşitsizlikleri derinleştiren örnekler, var olan toplumsal eşitsizlikler doğrultusunda okulları ayrıştırmaya neden olmakta zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar oluşturmanın önü açılmaktadır.
YÜZ YÜZE EĞİTİM VE AŞI
2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısı sonu itibariyle halen eğitim-öğretim kurumlarının fiziki ve altyapı sorunlarının devam etmesi, okulların fiziki yapısının pandemi koşullarına göre düzenlenmesinde eksiklikler olması, öğretmen ve yardımcı hizmetli kadrosu düzeyinin ve eğitim bütçesinin yüz yüze eğitimin başlaması için yeterli olup olmadığı en önemli tartışma konuları olarak öne çıkmaktadır. Pandemi nedeniyle uygulanan uzaktan eğitim ile ilgili sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir.
Başlatılan aşı çalışması sırasının ne zaman öğrencilere ve eğitim emekçilerine geleceği ise tam bir muammadır. MEB aşı ile ilgili olarak eğitim emekçilerinin taleplerini duymamazlıktan gelmektedir.
Eğitim Sen kamusal, demokratik, laik, parasız ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini kesintisiz olarak sürdürecektir.
Eğitim Sen olarak MEB karne vermek istiyoruz. Bizim vereceğimiz karnenin az çok nasıl bir not olacağını tahmin ediyorsanız yanılıyorsunuz. Biz bu dönemde MEB’İ birçok konuda çok başarılı bulduk. Başarılı bulduğumuz davranışları açıklıyoruz.
DAVRANIŞ PERFORMANS
Uzaktan eğitimi uzaktan takip etmesi Çok Başarılı
Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması Çok Başarılı
İmam Hatiplere iktidar desteği Çok Başarılı
MEB bütçesinin köprü ve otoyol yapımının çok gerisinde kalması Çok Başarılı
Yüz yüze eğitimi bir türlü geçilememesi Çok Başarılı
Öğretmen ve öğrencilerin aşılanmasında ortaya çıkan belirsizlik Çok Başarılı
Not verme ısrarı ve eğitimdeki eşitsizliği derinleştirmesi Çok Başarılı
Güvencesiz istihdam, esnek çalışma ve angarya uygulamaları Çok Başarılı
Seçmeli din derslerini Zorunlu seçtirme dayatması Çok Başarılı