Tarih: 13.06.2017 03:29
EĞİTİM SİSTEMİ ALARM VERİYOR
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Seçil Sönmez, 2016-2017 eğitim öğretim yılının, eğitime yönelik son yılların en ağır saldırı ve tehditlerinin yaşandığı yıl olduğunu, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan hukuksuz ihraçlar, açığa almalar, soruşturma ve sürgünlerin yaşandığı bir dönem olduğunu söyledi.
Atatürk Parkında düzenlenen ve CHP Adana Milletveki,li İbrahim Özdiş'in de katıldığı eylemde konuşanSönmez, siyasi iktidarın darbe fırsatçılığı sonrasında eğitim ve yükseköğretimde ihraç edilen öğretmen, akademisyen ve idari personel sayısının toplamda 39 bin 640 olduğuna dikkat çekti ve şöyle dedi:
“Hiçbir yargılama yapılmadan, kendini savunma hakkı bile tanınmadan, tamamen idari ve siyasi tasarruflarla 40 bine yakın insanın işinden, ekmeğinden edilmesi kabul edilemez. OHAL KHK’ları ile ihraç edilen 39 bin 640 kişiden sadece 1.542’si (%3,9) Eğitim Sen üyesidir. Eğitim Sen bu süreçte sadece kendi üyelerini değil, eğitimde yaşanan ‘Sivil darbe’nin hedefi olan ve ‘Yargısız infaz’ uygulamaları ile mağdur edilen ve üyesi oldukları eğitim sendikalarının nerdeyse hiç sahip çıkmadığı on binlerce eğitimcinin hakkını da savunmuştur.
Eğitim sistemi tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük tehlike ve tehditlerle karşı karşıyadır. On binlerce öğretmenin hukuksuz bir şekilde işten atılması, sendikal faaliyetleri ve sosyal medya paylaşımları üzerinden suçluymuş gibi gösterilen eğitimcilerin cezalandırılmak istenmesi, ülke yönetiminde hukuksuzluğun ve keyfiyetin geldiği son noktayı göstermektedir.
2016-2017 eğitim öğretim yılında en büyük travmayı öğretmenleri, anne-babaları haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen çocuklar yaşamıştır. Yüz binlerce çocuk; çaresizlik, utanç, suçluluk, ürkeklik-korkaklık, endişe, öfke, kırılganlık, güvensizlik, değersizlik, anlamsızlık vs. gibi olumsuz duygularla baş etmeye çalışarak eğitim hayatlarını sürdürmeye çalışmıştır. Özellikle ebeveynleri kamudan ihraç edilen ve örgün eğitim içinde yer alan çocuklar için, okul idareleri ve rehberlik servisleri herhangi bir çalışma yapmayarak yaşanan psikolojik tahribatın daha da büyümesine neden olmuşlardır.
Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi anlamda alarm verirken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları ısrarla sürdürülmektedir. Eğitimde sorunların çözülememesinin temelinde, eğitimin herkesin eşit koşularda yararlanması gereken temel bir insan hakkı olarak görülmemesi gelmektedir. Eğitim hakkı ve eğitime erişim açısından MEB’in benimsediği piyasacı ve rekabetçi eğitim politikaları, devlet okullarındaki eğitimin niteliğinde yaşanan olumsuzlukları arttırırken, iktidar desteği ve teşvikiyle özel okullar her açıdan desteklenmiş ve eğitimde yaşanan ticarileştirme uygulamaları tarihte hiç olmadığı kadar artmıştır.
Yıllardır çözüm bekleyen ikili öğretim uygulamalarının sürmesi, kalabalık sınıflar, eğitimi dinselleştirme adımları ve giderek artan karma eğitim karşıtı uygulamalar, sınav merkezli eğitim uygulamalarının sürdürülmesi, PISA 2015 gibi uluslararası sınavlardaki başarısız sonuçlar, taşımalı eğitim, fiziki donanım ve altyapı sorunlarının sürmesi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamalarının artması, öğretmenlerin mesleki gelişiminde yaşanan sorunlar, ataması yapılmayan öğretmenler sorunundaki çözümsüzlük, okullarda yaşanan şiddet, çocukların dini cemaat ve vakıfların yurtlarına yönlendirilmesi ve barınmak zorunda bırakıldıkları yerlerde taciz ve istismara uğraması, çocukların örgün eğitim sistemi dışına itilmesi, yurt yangınlarında yaşamlarını kaybetmesi sorunları devam etmektedir.
Okulöncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin laik, bilimsel ilkeler doğrultusunda verilmesine, demokratik ve kamusal yönünün geliştirilmesine özen gösterilmelidir. Derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin genel bütçe içindeki payına kadar, eğitimin hemen her alanında köklü bir değişime gereksinim vardır. Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması için somut adımlar atılmalı, eğitimde ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —