Tarih: 18.09.2018 14:05
EĞİTİM SİSTEMİNİN SİYASALLAŞMASININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ
EĞİTİMDEN TASARRUF OLMAZ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Av. Emrah Kozay, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının dağ gibi biriken sorunlarla başladığının altını çizdi. 16 yıllık mevcut iktidar döneminde 7. kez Milli Eğitim Bakanının değiştiğine işaret eden Av. Kozay, eğitimin 81 milyonun sorunu olduğunu kaydetti. Av. Kozay, “Eğitim; 81 milyonun gelecek planıdır, umududur. Eğitim, AKP'ye ve tek adamların inisiyatifine bırakılmayacak kadar hayati bir konudur” dedi.
Eğitim sistemini felç edenlerin karanlık hedeflerine ulaşamayacağının altını çizen Av. Kozay, eğitimdeki temel sorunlara çözüm yollarını şöyle sıraladı:
Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği sağlanmalıdır. Bunun için okullar açılmadan önce, devlet okullarında okuyan her çocuğa, eğitime katkı payı olarak 500 TL verilmelidir. Taşımalı eğitime sonlandırılmadı, ikili eğitim sistemi kaldırılmalı, tam gün eğitim sistemine geçilmelidir. Birleştirilmiş sınıf uygulaması sonlandırılmalı ve her okulda öğle yemeği ücretsiz verilmelidir. Velilerden kayıt parası ve okul masrafları alınmamalıdır.
Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitime ayrılan bütçeden kesinti yapıldı. Hiçbir medeni ülkede eğitim bütçesinden kısılarak tasarrufa gidilemez. Ülkenin can damarları kesilerek tasarruf yapılamaz... Aksine krizlerin pençesinden kurtulmak için eğitime daha fazla bütçe ayırmak gerekir. Çünkü eğitime ayrılan pay geleceğe yapılan yatırımdır. Laik, bilimsel, demokratik ve herkese parasız eğitim verilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı tarikat ve cemaatlerin eğitimle olan ilişkisini kesmeli, kimi vakıf ve derneklerle yaptığı protokolleri derhal iptal etmelidir. Eğitim felsefemiz çağdaş eğitim anlayışına dayanmalıdır. Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, geleceğin dünyası ile buluşturan, çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel öğretim programları oluşturulmalıdır. Eğitim sisteminin siyasallaşmasının önüne geçilmelidir.
ATAMALAR LİYAKATA GÖRE YAPILMALI
Talimatla değil liyakat esasına göre atama yapılmalıdır. Mülakat sistemine son verilerek, hak edenlerin ataması yapılmalıdır. Okul türleri Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Eğitime siyaset sokulmamalıdır. Kadrolaşmayı hedefleyen atamalar sonlandırılmalıdır. Üniversitelerin siyasallaşması yanlıştır. Üniversiteler özgür üretim ortamları olmalıdır. Rektör ve dekanlar atamayla değil, öğretim üyeleri tarafından seçimle belirlenmelidir.
Çocukların yeteneklerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkartacak eğitim modellerinin hayata geçirilmesi gerekir. Ezberci ve sınav odaklı eğitimden vazgeçilmelidir. Çocuklarımızı istemedikleri okul türlerinde okumaya zorlayan LGS sistemi kaldırılmalıdır. Çocuklarımız ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre yönlendirilerek, istedikleri lise türünde okumaları sağlanmalıdır. Başarının sırrı, öğrencilerin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin tespit edilerek o alana yönlendirilmesinde gizlidir. Bir an önce erişilebilir, bölgesel farklılıkları giderilmiş, küresel düzeyde iddialı ve bilimsel eğitime geçilmelidir.
EĞİTİM SİSTEMİ 13 YILA ÇIKARILMALI
Eğitim sistemi, 1 yıl okul öncesi eğitim olmak üzere, 13 yıla çıkartılmalıdır. Eğitim yapısının ürettiği temel sorunlardan birisi de açık liselerdir. Bugün bu liselerde 1.586.823 öğrenci bulunmaktadır. Bu gidişle önümüzdeki yıl bu sayı 2 milyonu aşacaktır. Eğitimin toplumla, ekonomiyle ve bilimle ilişkisini yeniden kurmalı ve ona göre etkin yapılanma, çağdaş-bilimsel içerik, yetişmiş öğretmen, güçlendirilmiş okul ve edilgen olmayan öğrenci dikkate alınarak eğitim yeniden yapılandırılmalıdır.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birer maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkartılmalıdır. Öğretmenlerimizi az da olsa rahatlatmak için 2018 Eylül ayında ödenecek 1.121.- TL’lik hazırlık ödeneği de bir maaş seviyesine çekilmelidir.
Tüm öğretmenler kadroya alınarak, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmelidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu Çıkarılmalıdır. Bizim bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
1739 sayılı kanunda tanımlanmış olan karma eğitim Cemaat, tarikat ve kimi oluşumların baskısıyla Kurum Açma Kapatma Yönetmeliğinden çıkarılarak tartışmaya açılmıştır. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “karma eğitim” zorunluluğunu görmezden gelenler, kafalarını kuma gömüyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı karma eğitimden vazgeçilemeyeceğini, Cumhurbaşkanlığı ise karma eğitiminde esneklik sinyalleri veriyor. Eğitimde çocuklarımızın üstün yararı söz konusudur. Pedegojik olarak doğru olan karma eğitim uygulamasıdır. Bunu da en iyi Milli Eğitim Bakanı bilir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —