Adana Barosu Çevre ve Kentleşme Komisyonu 5 Haziran Dünya Çevre Gününde yetkilileri uyararak “Ekolojik yaşamı korumak zorundayız” görüşünü savundu.
Ülkemiz değil, tüm dünya insan kaynaklı tehditler e dikkat çekilen Adana Barosu Çevre ve Kentleşme Komisyonu açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye'de pek çok noktada, ekonomik kalkınma adı altında doğal varlıkların ikinci plana atıldığını üzülerek görmekteyiz.
Ekolojik yaşamı ve dengeyi bütünüyle korumak ancak; tüketim kültürünü değiştirmek, kapitalizmi yok etmek, rant için değil halk için yöneticilik anlayışını benimsemek, insan merkezcilikten çıkarak insanın da doğanın bir parçası olduğunu kabul etmekle mümkündür.
Bugün de uyarıyoruz, ülkemizin ekolojik olarak geriye dönüşü mümkün olmayan bir yola girmemesi için seçeceğimiz mücadele yolu Köprüden Önce Son Çıkıştır.
Yurttaşlarımızın yaşam alanlarına sahip çıkması, kamusal alanlar üzerinde hak talep etmesi ve anayasadaki temel hakkı olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunması gerekmektedir.
Uluslararası yükümlülüklerine uymayan, bilimsel raporları kabul etmeyen, yargı kararlarını uygulamayan, yargıyı tahakküm altına alan bir anlayışın çevre sorununu da duyarlı olması beklenemez. Bu hukuksuzluk, dinginsiz bir çevre tahribatının önünü açmış, ülkenin dereleri sınırsız ranta açılarak HES projeleriyle köylüler sudan yararlanma hakkından yoksun bırakılmışlar, yine çok sayıda Termik Santral projesiyle tarıma temiz hava hakkına büyük darbe vurulmuştur.
Nükleer santral projelerinde yargı kararları bilimsel raporlar yok sayılmış ve bir çok husus yargı denetiminden kaçırılmıştır.
ZEYTİNCİLİK YOK EDİLİYOR
Son olarak , kamuoyunda Zeytincilik yasası olarak bilinen yasa ile zeytin alanları , zeytinin anavatanı olan Anadoluda adeta yok edilmek istenmektedir. Zeytin Anadolunun tarihsel bir mirası korunması geliştirilmesi gereken bir değeridir.
Diğer yandan ABD Başkanı Trump’ın anlaşma, fosil yakıtlarının kullanımının kısıtlanması ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla, küresel sıcaklık artışının 1,5 ila 2 derecede kalması için ülkelerin çaba göstermesini öngören Paris iklim antlaşmasından çekileceğini açıklaması dünyayı çevresel gelecek açısından zor günlerin beklediğini göstermektedir.
ÇEVRE SORUNLARI
Çevre sorunları yönünden yerel yönetimlerin oluşturduğu manzara da vahimdir.
Kentsel dönüşüm projeleriyle yoksul semtler yüksek yoğunluklu imara açılmış ama evrensel ölçülerde yeşil alan, spor alanı sosyal alan göz ardı edilmiştir.
Çağdaş kentler şehrin bir bölümüne salt yüksek katlı binaların dikildiği yerler değildir, çağdaş kentler yayaların öncelikli olduğu, modern toplu taşıma yöntemlerinin kullanıldığı meydanları, yeşil alanları kent ormanları, spor alanlarının olduğu kentlerdir.
Tüm baskıcı sistemlerde olduğu gibi ; Ülkemizde de çevre sorunları bir yaşam sorunu olduğu kadar demokrasi ve hukuk devleti sorunu halini de almıştır. Tüm siyasal sorumluları Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine uyumlu politikalar üretmeye çağırıyoruz.”