“ENGELLİLERİN HAKLARI,BİR LÜTUF DEĞİL YASAL ZORUNLULUKTUR”

Adana Barosu Engelli Hakları Komisyonu, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 3 Aralık Dünya Engelliler günü nedeniyle Adana Ana Adliye Binasındaki Mahmut Esat Bozkurt Avukatlar Salonunda basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasına Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Komisyon Koordinatörü ve Genel Sekreteri Av. Semih Gökayaz, Sayman Av. İlknur Önal, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Nevzat Elçi, Komisyon Başkanı Av. Özlem Kara ile Komisyon üyesi avukatlar ve meslektaşlarımızın yanı sıra basın mensupları katıldı. Adana Barosu Engelli Hakları Komisyon olarak ‘engelli’ haklarının ihlallerine dikkat çekmek amacıyla hazırlanan afişler de baronun ve adliyenin ilgili odalarına asıldı.

Komisyon Başkan Yardımcısı Av. İsmail Sarı,”erişebilirlik ilkesi” kapsamında, engellilerin bağımsız yaşayabilmeleri ve yaşamın bütün yönlerine tam katılabilmeleri için taraf devletlerin, engellilerin ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojilerine, diğer tüm tesis ve hizmetlere erişimini sağlamak için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduklarını da anımsattı.. Sözleşmenin, ayrımcılık yapılmaması, fırsat eşitliği, erişebilirlik gibi temel ilkeleri içerdiğini” anlatan Av. Sarı , ”Bu ilkeler kapsamında, sözleşmeye taraf devletler, engelli olma nedeniyle uygulanan her türlü ayrımcılığı yasaklamalı, engellilere her türlü ayrımcılığa karşı eşit ve etkin yasal koruma sağlanmasını teminat altına almalıdır. Engellilerin haklarına olanak sağlanması, bir lütuf değil yasal zorunluluktur.” dedi.

“ENGELLİ HAKLARI TAM ANLAMI İLE KABUL GÖRMEDİ”

Av. Sarı, açıklamasına şöyle devam etti:
“Engelli hakları, bir insan hakkı olup Anayasamıza göre bir temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Bu nedenle ülkemizde yaşayan görme engelli bireylerin ayrı, işitme engelli bireylerin ayrı, fiziksel engelli bireylerin ayrı ve zihinsel engelli bireylerin farklı olmak üzere, engel türlerinin farklılığından kaynaklanan farklı farklı sorunları,bu sorunlara ait çözüm yolları birbirinden farklık göstermektedir. Farklı nedenlere dayanan sorunlara aynı bakış açısıyla çözülmesinin mümkün olmadığı değildir. Her engel grubunun sorunlarını, ayrı ayrı değerlendirilerek, engelli bireylerinin sorununu çözme kavuşturmak gerektiğini belirtiyoruz.

Biz, engelli avukatlar olarak adliyelerde karşılaştığımız sorunlar ise; bizim sorunlarımız elbette ki, diğer engelli bireylerin yaşamakta oldukları sorunlardan bütünüyle bağımsız değildir.

Şu hususu ayrıca belirtmek isteriz ki; engelli avukatların yaşamakta oldukları en önemli sorunların bazıları, engelli bireylere yönelik ön yargılar, tutumlar ile adliye binalarına yönelik fiziksel çevrenin biz engelli avukatlar için erişilebilir olmaması engelli avukatların en büyük sorunları arasındadır.

Fiziki çevre denildiğinde; öncelikle adliye binalarının iç yapısı ve adliye çevrelerinden söz etmek gerekir. Maalesef, adliye binaları engelli avukatların mesleklerini diğer meslektaşlarıyla eşit koşullarda icra edebilmelerine olanak tanımadığı, herkes tarafından bilinmesine rağmen, en can yakıcı tarafı bu güne kadar kalıcı bir çözüm üretilememiş olmasıdır.”


Orjinal Habere Git