“ERKEKLER KADIN ÖLDÜRÜYOR, DEMEK NEFRET DİLİ…”

15.07.2020 19:47:05

“ERKEKLER KADIN ÖLDÜRÜYOR, DEMEK NEFRET DİLİ…”


“Erkekler kadın öldürüyor, demek nefret dilidir”…





Ben bu tümceyi bir yerden anımsıyorum!





“İnsanın” doğayı katlettiğini,





“İnsanın” çiğ süt emdiğini,





“İnsanın” çıkarcı yanının baskın olduğunu,





“İnsanın” biriktirmek gibi bir hastalığının olduğunu, dile getirirken “her yanları” fildir fildir şıngırdayanlar, “erkekler kadın öldürüyor” demenin nefret dili olduğunu söylüyor şimdi de…





Peki ya “erkekler yönetmeyi sever” demek…





Büsbütün “başka” yerdeyim!





***





Geçtiğimiz yıllarda katıldığım bir toplantıda “Suriyeli hırsız, Suriyeli dilenci, Suriyeli katil” gibi söylemlerin “yanlış” olduğu ileri sürülmüş, “Suriyeli kardeşlerimiz bunu hak etmiyor” denmişti!





Sanki “suçsuz” olana bir şey söyleyen varmış, ya da “toplu algı” yapılmak isteniyormuş gibi…





Ne denilmeliydi bilmiyorum ki;





Yalnız Adana’nın değil, yurdun dört-bir yanının sokaklarını, caddelerini zapt etmişlerdi.





Trafik ışıklarında aracınıza vurarak, anlamadığınız dilde söylenerek “açım” diyenlerden geçilmiyordu!





Bahçenizin bir köşesinde duran bir eşyanızın ortadan yok olduğuna tanık oluyordunuz!





Ne demeliydiniz ki?





Adını, kim olduğunu bilseniz söyleyeceksiniz de…





Dünyanın üç-beş çapulcusunun oyunları nedeniyle ülkelerini terk edip mahallemize, sokağımıza konuşlanmasının “sorumlusu” orada yıllardır yaşayanlar gibi…





İşsizliği, geçim sıkıntısını, doyumsuzluğu aşmış bir ülkeymişiz gibi…





Bu yurdun ak-kara yazgısını yaşayanların “kendine yetmeyen” ekmeğinden parçalar bölünerek, “Suriyeli kardeşlerimize kapılarımızı açtık” diyen “iktidarın”, yaşananları karartmaya çalıştığı görülmüyor gibi…





Olayı görüyorsunuz, gördüğünüzü söylüyorsunuz; o kadar!





***





“Erkekler kadın öldürüyor, demek nefret dilidir”…





Şiddetle karşı-karşıya gelen/ yaşayan bunu söylüyor!





Olayın nedeni kadınsa kadın, erkekse erkek…





Adına “nefret” mi, “sevmek” mi, “saygı” mı, “hoş görü” mü; ne derseniz deyin!





Gözlerinizin önünde gelişen olayı, “en belirgin” özelliği ile tanımlarsınız.





Eskiden olsa gizleniyordu, bilinmiyordu; ancak şimdi kentlerin her caddesi, her sokağı mobese kameralarıyla donatılmış olunca kimin “kime” yürüdüğü, kimin  “kimi” darp ettiği, kimi “kimi” saçlarından tutarak sürüklediği, kimin “kime” silahla saldırdığını herkes görüyor!





Ya köpeğin, ya da bir başka canlının “insana” saldırması durumunda…





Bunca açık/ seçik görüntünün açıklaması “bir insan bir insanı öldürdü” mü olacak? Ya da “biri birine zor kullandı” mı denecek?





O zaman tüm şiddet,





O zaman tüm kaba güç kullanma,





O zaman tüm yanlışlar bitecek mi?





Dellendirmeyin beni!





***





Şimdi neler yaşıyoruz, ülkenin yurttaşı nasıl yaşamını sürdürüyor, covid 19 nedeniyle yerle bir olan insan psikolojisi ne durumda, asgari ücretli altı ay önce belirlenen maaşları ile nasıl bir yaşam içinde, emekliye verilen en son zam karşısında hangi sıkıntılar görülmeye başlandı, öğrencisi olan velilerin yaşadığı “bilgiden geri kalma” olgusunun bilimsel çözüm yolları nasıl çözülecek?





Bu ya da bunlara benzer birçok “yaşamsal sorunların” üstesinden gelinmesini beklerken “yapay gündem” konuları ile zamanı iğdişleştirmek için yola çıkanların dediklerini dinliyoruz!





Derinden “sesler”, hep derinden gelen ”sesler” tarafından yadsınmıştı ülkemizde; yine aynısı yapılıyor, yine aynı kurgular diziliyor, aynı komplolar oluşturuluyor, aynı amaç uğruna söylem geliştiriliyor!





“Erkekler kadın öldürüyor, demek nefret dilidir” sözüne odaklanacaksın, üç yıl önce “Ayasofya oyununa gelmeyelim” denilip uygulayıcısı olacaksın, yargının temel taşlarını yerinden oynatmanın ardından “yeni” avukatlık yasasını gündemin odağına yerleştireceksin…





Ee, demeden; sonrası bu!





***





Düşünürün “ekonomik özgürlük olmadan hiçbir özgürlükten söz edilemez” sözünü sıkça yineliyorum…





İçinde insanın “doyumu/ geçimi/ gereksinimi” olmayan uğraşların amacı; başta “algı” oluşturmak, olanları gözden kaçırmak, toplumsal değerleri hiçe saymak içindir!





Adına ne denilirse-denilsin…





Bu yurdun “yoktan” kuruluşuna adlarını yazdıranların sindirilmesi içindir!





Yoksa kimsenin ne umurunda kadına/ çocuğa uygulanan şiddet, ne de “erkek” için sözü edilen “nefret dili” yakıştırması…





On dakkalık araştırmada, “şiddete” uğrayanların hangi koşullarda yaşadıklarına tanık olduklarına ulaşmak olası…





“Erkekler kadın öldürüyor, demek nefret dilidir” sözüyle kendimizi avutmayı sürdürelim!




1

TGC KADIN GAZETECİLER KOMİSYONU TOPLANTI DÜZENLEDİ

2

TÜRKİYE’DE Kİ ALZHEİMER DERNEKLERİ ADANA’DA BULUŞTU

3

DEMİRÇALI’DAN AKÜLÜ SANDALYE

4

OTOBÜS ŞOFÖRLERİNE KADINA YÖNELİK ŞİDDET EĞİTİMİ

5

ADANA CHP’DE PARTİ PROĞRAMI YENİLEME ÇALIŞTAYI