ERKEKLERDE AKCİĞER VE PROSTAT KADINLARDA MEME KANSERİ
Ülkemizde
erkeklerde en sık görülen kanserin akciğer ve prostat, kadınlarda ise en sık
görülenin meme kanseri olduğu bildirildi.
4
Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, vatandaşları bilinçlendirmek ve farkındalık
oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler yapıldığı, kanser beraberinde getirdiği sağlık
sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren
bir hastalık olduğu burgulandı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Ülkemizdeki
son kanser verilerimizi genel olarak değerlendirdiğimizde;
* Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve
prostat kanseri iken, tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam
etmektedir.
* Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4
kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir
* Hem erkeklerde hem de kadınlarda bağırsak
(kolorektal) kanseri, üçüncü en sık görülen kanser türüdür.
* Çocukluk çağı kanserlerinde ise lösemi, en sık
görülen kanser türüdür.
“Dünya
Kanser Günü” her yıl 4 Şubat günü; kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç
düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan
doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını
hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanmaktadır.
Uluslararası
Kanser Savaş Örgütü (UICC) tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede, kanserle
mücadele hususunda dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli
noktalar aşağıdaki şekilde vurgulanmıştır;
Kanseri
Önleme ve Riski Azaltma
Günümüzde
kanserin %30-50’si önlenebilir. Bu, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut
kanıta dayalı önleme stratejilerini uygulama yoluyla başarılabilir. Birçok
kanserin iyileşme olasılığı, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi
edilmişse yüksektir.
Tütün
kullanımı, önlenebilir en büyük kanser nedenidir ve sigarayı bırakmak kanser
riskimizi azaltmak için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biridir. Tütün
kullanımının; ağız kanserleri, akciğer, karaciğer, mide, bağırsak ve yumurtalık
kanserlerinin yanı sıra bazı lösemiler de (kan kanserleri) dahil olmak üzere yaklaşık
15 farklı kanser türüne neden olduğu bulunmuştur. Hangi yaşta olunursa olsun
sigarayı bırakmak büyük bir fark yaratır, yaşam süresini uzatır ve yaşam
kalitesini yükseltir.
Dünya
Sağlık Örgütü'ne göre, yaygın kanserlerin en az üçte biri sağlıklı bir diyetle,
sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla önlenebilir.
Sağlıklı beslenmek (yeterli miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi),
sağlıklı bir kilonun sürdürülmesi ve fiziksel aktivitesinin (her gün 30-40
dakika yürüyüş) günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi, bağırsak, meme,
rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, ileri prostat ve
safra kesesi kanserleri gibi on kanser riskini azaltmanıza yardımcı olur.
Alkol
kullanımı, ağız, yutak, gırtlak, yemek borusu, bağırsak, meme, karaciğer ve
bağırsak kanser riskinde artışa neden olur. Alkolün tüketim miktarının
artmasıyla tüm bu risklerde artış doğru orantılıdır, ancak alkol kullanımı ile
ilgili güvenli eşik yoktur. Dolayısıyla alkollü içecekleri hiç tüketmemek en
sağlıklı yoldur.
Nerede
yaşarsanız yaşayın ve cilt tonunuz ne olursa olsun, cilt kanseri riskinizi
azaltmak için güneş ışınlarına maruziyeti azaltmak ve bronzlaşma yataklarından
ve solaryumlardan kaçınmak gerekir. Güneşin UV ışınlarının en yoğun olduğu
zamanlar gölgelik yerlerde kalınmalı ve koruyucu giysiler giyilmelidir. Yüzde
99 - 100 UV-A ve UV-B koruması sağlayan bir güneş gözlüğü, güneşe maruz kalmada
göz hasarını önemli ölçüde azaltacaktır. Ayrıca güneş kremi kullanılmalıdır.
Açıkta kalan cilde, geniş spektrumlu bir SPF 30+ güneş kremi iki saatte bir ve
gerektiğinde daha sık uygulanmalıdır.
Bazı
insanların yaptıkları işten dolayı kansere neden olan maddelere maruz kalma
riski vardır. Örneğin, kimyasal boya endüstrisinde çalışan işçilerde mesane
kanseri, normalinden daha yüksek oranda görülmüştür. Asbest eski evlerde,
binalarda ve iş yerlerinde özellikle mezotelyoma adı verilen ve akciğer zarını
tutan bir kansere neden olmakla birlikte akciğer kanseri riskini de
arttırmaktadır. Kanserojen maddelere maruziyet önlenerek kanser riski ortadan
kaldırılabilir.
Erken
Teşhis Hayat Kurtarır
Tüm
kanserler erken belirti göstermez. Bununla birlikte, birçok kanser bir şeyin
doğru olmadığına dair işaretler gösterebilir veya gösterir. Bunlar başlıca
meme, rahim ağzı (serviks), kalın bağırsak (kolorektal), cilt, ağız (oral) ve
bazı çocukluk kanserleridir. Bunu bilmek önemlidir, çünkü kanseri erken teşhis
etmek neredeyse her zaman tedavi etmeyi ve hatta iyileştirmeyi kolaylaştırmaktadır.
Bu da kanser tanısı alan insanlar için hayatta kalma ve yaşam kalitesini
arttırma şansı anlamına gelmektedir. Dahası, bazı kanserlerin erken uyarı
işaretlerini tanımak düşük maliyetlidir ve çoğu durumda herhangi bir özel
teknoloji gerektirmez. Her birimiz vücudumuz için neyin normal olduğunu bilme
ve olağandışı değişiklikleri tanıma konusunda doğru bilgileri Kanser Erken
Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM),
Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) çalışan
sağlık çalışanlarından alabiliriz.
Artan
farkındalık ve doğru bilgi ve tecrübeler, hepimize kanserin erken uyarı
işaretlerini tanıma, sağlığımız hakkında bilinçli seçimler yapma ve kanser
hakkındaki korku ve yanlış algılarımıza karşı koyma konusunda güç
verir.
Ülkemizde
Yürütülen “Kanserde Erken Teşhis” Programları
Ülkemizde
Dünya Sağlık Örgütü tarafınca taranması önerilen; meme, kalın bağırsak ve rahim
ağzı kanserleri için, toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak
tarama programları yürütülmektedir. Ülke genelinde kanser taramaları; Kanser
Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri
(TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) de
ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Meme
Kanseri Taramaları, 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir klinik meme
muayenesi 2 yılda bir mamografi çekilmektedir.
Kalın
Bağırsak Kanseri Taramaları, 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda
bir gaitada gizli kan testi (GGT) ve 10 yılda bir kolonoskopi ile
yapılmaktadır. Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz
kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi
önlenebildiği gibi, kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm
oranları azaltılmaktadır.
Rahim
Ağzı Kanserleri Taramaları, 30 - 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir
HPV-DNA ve smear testi yapılmaktadır.
Kanserle
mücadele kanserden korunma, taramayla birlikte uygun tedavi ve bakım ile
sağlanabilir. Tarama sonrası pozitif çıkan vakaların tanı ve tedavisi için
Kanser Dairesi Başkanlığı’nca 81 il’e yönelik hastaların yönlendirileceği ve
tanıdan tedaviye Avrupa Birliği kriterleri çerçevesinde hizmetler veren
merkezler oluşturulmuştur.
Kanser
İle İlgili Efsaneler, Yanlış Bilgilendirmeler ve Damgalanmalar
Kanserle
ilgili bazı yaygın efsaneler ve yanlış algılamalar - tedavisinin olmaması veya
kanserle ilgili yapılabilecek hiçbir şeyin olmaması da dahil olmak üzere -
anlaşılabilir bir şekilde korkuya neden olabilir. Korkularımız; erken tanı için
tarama yaptırmamızı engelleyebilir veya tedaviyi ve bakımı tamamen
geciktirmemizi veya yaptırmamamızı sağlayabilir. Genellikle, geç evrede tanı
alarak veya hiç tedavi görmeyerek bu durum daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu
da kanserle ilgili tedavi edilemez veya kür sağlanamaz olduğu yanlış anlaşılma
iddialarının sürmesine neden olabilir.
Bu
Durumda Neler yapabiliriz?
•
Doğru Kanser Bilgilerine Erişme
Bilgilenerek,
kanser hakkındaki kendi korkularınızı azaltabilirsiniz ve yanlış
düşüncelerinize karşı koyabilirsiniz. Bilgi, farkındalık ve anlama sayesinde,
başkalarının kanser hakkındaki olumsuz inanç, tutum ve davranışlarına meydan
okuyabilirsiniz.
•
Sesinizi Kullanma
Konuşarak
korku, damgalanma ve ayrımcılığı azaltmaya, algıları değiştirmeye ve kanserli
insanlar için desteği güçlendirmeye yardımcı olabiliriz.
•
Farklı Kültürel İnançları Anlama
Kanserle
ilgili kültürel inanç ve uygulamaları anlama; buna yanıt vermede ve tutumları
değiştirmede çok önemlidir.
•
Bireyleri ve Toplulukları Güçlendirme
Hükümetler,
topluluklar, işverenler ve medyanın her birinin; kanserle yaşayan insanların
işyerinde, sağlık sisteminde veya toplumda ayrımcılığa maruz kalmayacakları bir
kültür yaratmaya yönelik kanser konusundaki algılara meydan okumada rolleri
vardır.
Kamuoyuna
saygı ile duyurulur.”