FAŞİZM, SANATKARLAR, DÜŞÜNEN İNSANLAR

6.10.2022 09:29:14

FAŞİZM, SANATKARLAR, DÜŞÜNEN İNSANLAR

Faşizm insana esin kaynağı olan erdemlerin besleyicisi her şeye; güzel sanatlara, edebiyata, şiire, müziğe, felsefeye, tarihe; bilime düşmandı. Ama, insanlığın, faşizm karşısında aşağılanmasını, erdemlerin yok edilmesini, ötekileşme sonucu gitgide çoğalan nefreti, kini kabul edemeyenler de vardır. Stefan Zweig gibi…
Yakın dostu Joseph Roth, şöyle diyordu Zweig’a,
-“Çok büyük bir felakete sürüklendiğimizin farkında olduğunuzu sanıyorum. Edebiyat yaşamımız yok olacak.”
Roth’un dedikleri gerçekleşti. Kitapları yakıldı Zweig’in O da Almanya’yı terk etti. Zweig bir arkadaşına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
-“Bir nefretin ağırlığıyla yere serilmiş durumdayım. Savaşa neden olan Almanya’ya duyduğum nefret benim gibi insanları yok edecek, yaşamak için birazcık hava bile bırakmayacaklar.”
Umutsuzluk içinde Londra’ya gitti. Ancak oturma izni almadığı için pasaportuna, Yabancı Düşman damgası vurdular ve Zweig şehirden ayrıldı. Eşi. Lotte’yle birlikte rüyalar ülkesi Amerika’ya gitti. Ama Amerika’nın havası ve suyu Lotte’nin astımını azdırdı. Onlar da son durakları Brezilya’ya gittiler.
Zweing, burada gerçeklere, olan biten her şeye kapatmıştı kulaklarını. Ailesi ve geride bıraktığı geçmişi işgal altındaydı. Haberciler için, “Ağızlarından kan akıyor,” diyor, içindeki fırtınaları dindiremiyordu.
Özgür ruhlu bir yazardı Zweig. İnsanlık, yobaz, bağnaz otoriterleşmenin altında yok ediliyor, tarihin bir dönem yücelttiği sanatçılar taşlanıyor, aydınlar, okumuşlar, yazarlar hapislerde çürüyor, olanlara tahammül gösteremeyen, sürülen aydınlar vatan hasretiyle ölüme terk ediliyordu.
Tarih 23 Şubat 1942... Zweig,“ En gönüllü ölüm, ölümlerin en güzelidir,” diyen Montaigne’i hatırlamıştı. Dayanamadı dünyanın gidişine. Bir şişe hazırladı, maden suyuna bir şeyler karıştırdı, üç yudum içti ve Lotte’ye istediği zaman yanına gelebileceğini söyledi. Lotte son kez sordu ona,
-“Beni seviyor musun?”
-“Evet,” dedi Zweig ve Lotte şişenin tamamını içip, yanına uzandı sevdiği adamın.
Zweig, bıraktığı mektupta, “Bütün dostlarımı selamlarım. Umarım, uzun gecenin ardından gelecek olan sabahın kızıllığını hala görebilirler. Ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum.” dedi.
Yaşadıkça Zweig hep hatırlanacak ve daha fazla okunacak ama bir soru hep aklımızda olacak.
• SİZCE ZWEİG İNTİHAR MI ETTİ; KENDİNİ Mİ ÖLDÜRDÜ?
VE
• KATİLİ KİM?



1

Düzgün COŞKUN yazdı/ "ATOM KARINCA" SEN YÜREKLERDE YAŞIYORSUN

2

TGC: GAZETECİLİĞİ KUŞATMAKTAN VAZGEÇİN!

3

YAPI RUHSATI VERİLEN BİNALARIN YÜZÖLÇÜMÜ %18,9 AZALDI

4

TÜRKİYE’DE AİLELERİN %31'İ ÇOCUKLARININ ÇEVRİMİÇİ YAŞAMI NEDENİYLE TARTIŞMA YAŞIYOR

5

BAĞIRSAK SAĞLIĞI PSİKOLOJİYİ ETKİLİYOR