“GAZETECİLER BEDEL ÖDESELER DE HALKI AYDINLATMAYA DEVAM EDECEKLER”
“GAZETECİLER BEDEL ÖDESELER DE HALKI AYDINLATMAYA DEVAM EDECEKLER”
TGC 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bir
açıklama yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu açıklaması
şöyle:
“Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum
olmalıyız. Ülke barışının sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan
gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz” dedi.
Açıklamada şu görüşler yer aldı.
“Bu yıl da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü gazeteciler yeni
sıkıntılarla ve güçlüklerle karşılıyor. İnsanlık yüzyılın en büyük
felaketlerinden koronavirüs salgınıyla mücadele ederken gazeteciler de bu zorlu
dönemde halkın haber alma kanallarını açık tutmak için özveriyle çalışıyorlar.
Özellikle sahada görev yapan muhabir, kameraman ve foto
muhabirleri bulaşıcı salgından korunmak için ne medya patronlarından ne de
devletten yeterli destek görüyor. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan
meslektaşlarımız da koronavirüsü karşısında korumasız bir durumda
bulunmaktadırlar. İnfaz Yasasıyla çete mensuplarının, katillerin, uyuşturucu
satıcılarının yararlandığı indirimden; kalemlerinden başka hiçbir silahı
olmayan, yazıp çizmekten başka hiçbir suçu bulunmayan gazeteciler fevkalade güç
koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çabalıyorlar.
HALKIN HABER ALMA HAKKI ÖRSELENMEMELİ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak ısrarla
her platformda yineliyoruz:
Türkiye cezaevlerinde yüzlerce gazeteci tutan bir ülke
ayıbından biran önce kurtarılmalı. Halkın haber alma, bilgilenme hakkı çeşitli
yollarla örselenmemeli, düşünceyi ifade özgürlüğünün önüne her geçen gün yeni
engeller çıkarılmamalı. Hak ihlallerini yazan, gündeme getiren, olayları halk
adına sorgulayan gazeteciler suçlanıp cezalandırılırken, gerçek suçluların,
azmettiricilerin toplumda serbestçe dolaşmaları adaletle bağdaşmıyor.
İktidarın basın sektörünün yüzde 90’ına egemen olduğu
günümüzde hala gazetecilik damarına sahip yürekli meslektaşlarımız görevlerini
yapma uğraşındalar, bunu yaparken de bedeller ödüyorlar. Basın sektöründe 10
binlerce gazeteci işsiz ve mesleğini yapamamanın ızdırabını yaşıyor. Yayın
yasakları, sansür ve oto sansürün hızla sürdüğü bir ortamda halkın haber alma,
bilgilenme hakkını sağlamaya çalışan bir avuç gazeteciye selam olsun.
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
Sadece son haftalarda yaşananlar bile gazeteciler üzerinde
nasıl ağır bir baskı uygulandığını ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı çardağın
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılmasına ilişkin haberi nedeniyle
başlatılan soruşturmada Cumhuriyet Gazetesi’nden dört haberci ifadeye çağrıldı.
Yazı İşleri Müdürü İpek Özbey, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Olcay Büyüktaş Akça,
muhabir Hazal Ocak ve foto muhabiri Vedat Arık İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde
ifade verdi.
Fox TV ana haber sunucu Fatih Portakal hakkında twitter’da
paylaştığı bir mesaj nedeniyle üç yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV'de yayınlanan
Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi programına 5 kez program durdurma ve yüzde 5
idari para cezası verdi.
Basın İlan Kurumu Sözcü Gazetesi’ne 22 gün, Korkusuz Gazetesi
için 19 gün ilan kesme cezası uyguladı.
Şu unutulmamalı ki gazeteciler dönemlerin tanığıdır, tarihe
not düşerler. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki gazetecilik suç değildir.
Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın, onurlu
bir meslektir. Gazeteciler bütün güç koşullara rağmen ayaktadır, ayakta kalmaya
da devam edecektir, bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri
durmayacaklardır. Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız. Ülke
barışının sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an
önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz.
ÜLKEMİZ BU AYIPLARDAN ARINDIRILMALIDIR
Yargı bağımsızlığı, editoryal bağımsızlık işlemiyor. İç
barışı sağlamakla yükümlü siyasetçiler nefret söylemleriyle toplumu bölünmeye
itiyor. Ülkemiz bu ayıplardan arındırılmalı, bunu gerçekleştirmesi gerekenler
ise siyasetçiler ve iktidarlardır.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü mesleğini özenle ve
özveriyle yapan bütün gazetecilere kutlu olsun. Umuyoruz ki gelecekte, demokrasinin
yeşerdiği, cezaevlerinde gazetecisi bulunmayan aydınlık ve barışçıl bir ülkede
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü gururla kutlayacağız, bu en büyük
dileğimiz.”