Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, TÜSİAD’ın düzenlediği “İkinci Yüzyılında Cumhuriyetin Hedeflerini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile Yakalamak” etkinliğinde kadınlar ve kız çocuklarının yaşadıkları eşitsizliklere dair açıklamalarda bulundu. Sabancı, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken sadece eşitlik yetmez, şirketlerimizde kalıcı bir kültür dönüşümü sağlamalıyız.” dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından Sabancı Center’da gerçekleştirilen “İkinci Yüzyılında Cumhuriyetin Hedeflerini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile Yakalamak” etkinliğine konuşmacı olarak katılan ve “Cumhuriyetin Tamamlanmamış Meselesi” konulu konuşma yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı sözlerine, depremden en çok etkilenen illerin başında gelen Hatay’da 3 okul açacaklarının bilgisini paylaşarak başladı. Sabancı, “Sahaya indiğimizde gördük ki deprem bölgesinde en öncelikli konulardan birisi çocukların ve öğretmenlerin okul ortamında buluşması ve eğitimin kaldığı yerden devam etmesidir. Biz de Sabancı Vakfı olarak sahadaki diğer katkılarımızın yanında, malzemesi çelik olan ve kalıcı şekilde tasarlanan 3 okulun açılışını Hatay’da 23 Nisan, 19 Mayıs ve 21 Haziran gibi Cumhuriyetimize yakışan tarihlerde yapacağız.” ifadelerini kullandı.
Sözlerine kadınlar ve kız çocuklarının eğitim ve iş hayatı başta olmak üzere her alanda yaşadıkları eşitsizlikler odağında devam eden Güler Sabancı, zorunlu eğitim kademelerinde okullulaşma oranlarının yüzde 90’lara ulaşmasına rağmen eğitimin niteliğinin istenen seviyede olmadığını dile getirerek şunları kaydetti: “Kız çocuklarının eşitlikçi bir anlayışla, nitelikli bir eğitim alması için önlerini açacak itici güç olmalı ve bunun için var gücümüzle taviz vermeden çalışmalıyız. Biliyoruz ki, nitelikli eğitimin en kritik yapı taşlarından biri olan öğretmenlerden bağımsız bir şekilde bu meseleyi ele alamayız. Öğretmenlerin toplumdaki dönüştürücü gücünü yanımıza alarak, toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı yaratmak amacıyla Sabancı Üniversitesi ve Sabancı Vakfı liderliğinde, 16 yıldır Mor Sertifika Programı’nı sürdürüyoruz. Bu program kapsamında bugüne kadar binlerce öğretmene direkt ulaştık. Böylece 1 milyondan fazla öğrenci bu farkındalıkla yetişti. Ayrıca Eğitim Reformu Girişimi liderliğinde kıymetli vakıflarla birlikte, öğretmenlerin güçlenmesine yönelik hayata geçirdiğimiz Öğretmen Ağı projesiyle de nitelikli eğitim için çalışmaya devam ediyoruz. Bu ve bunun gibi birçok başarılı çalışma sivil toplum ve vakıflar tarafından hayata geçiriliyor. Okullulaşmada eşitliği sağlamak ve niteliği arttırmak her zaman ana hedefimiz olmalıdır.” şeklinde konuştu.
“Artık kız çocuklarının eğitim hayatına ve sonrasında istihdama aktif ve nitelikli katılımlarını sağladığımızı görmeliyiz”
“Cumhuriyetin yeni yüzyılında kız çocuklarını bilim ve teknolojiye yönlendirebilmek ve heveslendirmek kritik başarı hedefimiz olmalıdır” diyen Güler Sabancı, “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nun 2021 verisine göre ülkemizde yükseköğretimde STEM alanlarını tercih eden kadınların oranı sadece yüzde 14. Kız çocuklarının kendilerine STEM alanında hedefler koyabilmesini, bu alanları kendileri için fırsat olarak görebilmelerini sağlamamız gerekiyor. Şirketlerin tüm insan kaynakları politikaları ve sunulacak teşvikler, kız çocukları için bu alanların seçiminde bir çekici güç olmalıdır. Artık kız çocuklarının eğitim hayatına ve sonrasında istihdama aktif ve nitelikli katılımlarını sağladığımızı görmeliyiz.” dedi.
“Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken sadece eşitlik yetmez, şirketlerimizde kalıcı bir kültür dönüşümü sağlamalıyız.” diyen Güler Sabancı, “Eşitliğin sağlanması, tek başına kadın çalışan sayısından ibaret değildir. Kapsayıcı bir kurum kültürü oluşturulması, tüm yöneticilerin ve çalışanların da bu eşitliğe inandığı bir iklim yaratılması şarttır. Ancak unutmayalım ki eşitlik, içi boş dilek ve temennilerle sağlanamaz. Eşitliğe verilen önem, şirketlerimizde performans kültürünün bir parçası olmalıdır. Şirketlerimizin eşitlik, hakkaniyet ve kapsayıcılık alanlarında kendilerini geliştirmelerini öncelikli konumuz haline getireceğiz. Şirketlerimizin ve liderlerimizin iş hedeflerinin yanı sıra eşitlik, hakkaniyet ve kapsayıcılık hedeflerinin olması performansı güçlendirmemiz için kritiktir. Başta terfi ve işe alım olmak üzere tüm insan kaynakları süreçlerinde, aynı niteliklere sahip adayların yarısının, kadın olmasının şart koşulması da performans kriteri olarak talep edilebilir. Ancak bu sayede yetenek havuzundaki çeşitliliği sağlayabilir, geleceğe yönelik hedeflerimizin yapı taşlarını oluşturabiliriz.” diye konuştu.
Güler Sabancı’dan kadın çalışanlara: “Asla vazgeçmeyin”
Nitelikli kadınların iş hayatında aktif olmasının doğru bir iş kararı olduğunu sık sık dile getirdiğini belirten Güler Sabancı “Bugün, iş dünyasında bu kadar kadın lider etkin bir şekilde yer alırken, bizler hala ‘Kadınlar için uygun sektörler’ gibi tanımlarla karşılaşıyoruz. Bunun yanında, bir kadının çalışmak için eşinden izin almak zorunda olması gibi gençlerin kabul etmediği bu ezberleri Cumhuriyetin ikinci yüzyılında biz de kabul edemeyiz. Deprem sonrası Hatay’da Enerjisa’da çalışan kadın mühendislerle tanıştım. Hatay’ın yeniden aydınlanması için gece gündüz demeden sahada çalışan bu genç kadınlar, tam da bu söylediğimi destekliyor.” dedi.
Konuşmasına çalışma hayatındaki tüm kadınlara seslenerek devam eden Güler Sabancı, “Yaptığınız işe odaklanın. Hangi pozisyonda çalıştığınız değil, ne yaptığınız önemli ve değerlidir. Ekip çalışmasına ve kendinizi geliştirmeye önem verin. Asla vazgeçmeyin. Hep eşitlik diyorum ama siz yine de işinizi sağlama alın. Başarınızı tartışmasız hale getirmek için gerekiyorsa daha çok çalışın.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.