‘Halkta karşılık’ bulacak İbrahim Özdiş var…
Partilerin üst kurullarında belirlenen ‘adaylar’ için günümüzün en çok konuşulan deyimi:
‘Halkta karşılığı olmak…’
Partilerin genel başkanları, yürütme kurulları, parti meclisleri de ‘aynı’ kanıyı paylaşıyor:
‘Halkta karşılığı olmak…’
Bir aday adayının ‘halkta karşılığı’ olup-olmadığına karar verenlerin, ‘halkta karşılığı’ konusu üzerinde duran yok!
Tamam, ‘halkta karşılığı’ olan bir ismin aday olmasına ‘diyecek’ yok da, adayın belirlenmesinde izlenen yol önemli değil mi?
Deyimin başındaki ‘halkın’ önemi yok mu?
‘Halkta karşılık’ bulmanın yeri ‘yine’ halk değil mi?
***
Geçtiğimiz günlerde bir cenazedeydim.
Birkaç milletvekilinin geldiği ‘uğultusu’ yayıldı bir ara.
Uğultunun geldiği yöne başlarını dönen birkaç kişi, yine koşuşturan yine o birkaç kişi…
Hepsi bu kadar!
Minik ayak aralıklarıyla ilerliyorlar, kimilerinin ‘nasılsınız’ sorusuna ‘sağol’ yanıtı veriliyor, sormayan ‘düz’ geçiliyor.
Ne bir türlü ayak adımları büyüyor, ne gülümseme-hoşnutluk sergilenebiliyor…
Biraz şaşkınlık,
Biraz bilinmemezlik,
Biraz tanınmamazlık,
Biraz kendini gösterememek,
Biraz aldırmamazlık…
‘Halkta karşılık’ bulmak bu olmalı!
***
Genel seçim olalı daha ne oldu ki; kaç ay geçti aradan?
Meclisin ‘çiçeği burnunda’ temsilcileri sayılırlar…
Listeye girebilmek, ilk sıralarda yer bulabilmek için ‘kimlerin’ kapılarını çalmadılar ki?
Ankara’nın yollarında kaç uykusuz gece geçirmediler ki?
‘Halkta karşılık’ bulmak yerine, parti meclisinde kimlerin gözüne girmek için çaba harcamadılar ki?
Seçim bölgelerinde gittikleri kentlerde, kasabalarda, köylerde kalabalığın üzerinde olduklarını giyimleriyle, oturmalarıyla, bindikleri araçlarla, içtensiz söylemleriyle ‘kaç kez’ görüldüler ki; oralardan aldıkları oy ortada!
Öykü bırakmadan,
İz bırakmadan,
‘Halkta karşılık’ bulmak olmuyordu…
***
Şimdi aynısı belediye başkan adaylarının belirlenmesi sırasında yaşanıyor…
Parti merkezlerinin ‘halkta karşılık’ bulacak, belirlemeye çalıştığı yerlerde ‘tepkiler’ doruğa çıkmış durumda.
‘Halkta karşılık’ bulacak, diyerek yapılan açıklamalarla isimleri açıklanan adayların bölgelerinde oluşan ‘seslerin’ haksızlığını kimse anlatmasın bana!
Haksız olanlar, orada bulunan ‘halkın’ sesine kulak vermeden, belirledikleri ismi ‘halkta karşılığı’ var diyerek tanıtması değil midir?
Yurdumuzun hangi bölgesinden söz edeyim bilmiyorum ki?
CHP’nin, Yeni İP’e verdiği önemi ‘partilisine’ vermediğini söylediğimizde ‘suçlanıyoruz’ bir de…
Belirlenen belediye başkan adaylarına bakın, belediye meclis üyelerine bakın, Yeni İP’in ‘pazarlık’ adını verdiği olaya bakın…
‘Halkta karşılık’ bulmak mıdır?
***
Yine Seyhan’ı yazacağım…
Son gelen bilgilere göre, ‘Seyhan adayı cumartesi günü açıklanacak’.
Sözüm ona yarın…
Şu an için adı geçen hiçbir aday için parti, duruş, kişilik yönünden sözü olmamalı!
Hepsi de değerli, duruşları olan, siyasi yaşamları bilinen isimler…
‘Halkta karşılık’ bulmak konusu bir başka bir şey, bir başka özellik…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘söz söyleme yeteneğini’ yadsıyan olabilir mi?
Geçmişte Ecevit’in şiirsel konuşmalarını anımsayalım…
Bu tür özellikleri ne herkes taşıyabilir, ne de herkes bu özellikleri taşımak zorundadır!
Unutulmasın, Seyhan’da böyle bir aday var…
Söylemiyle, ilgisiyle, kurabileceği bağla, yaraya dokunmasıyla, üreteceği çözümle İbrahim Özdiş var..
‘Halkta karşılık’ bulacak İbrahim Özdiş var…