Tarih: 30.10.2013 00:36

Hastalar Sedef İle Yaşamayı Öğrenmeli

Facebook Twitter Linked-in

Sedef Hastaları Dayanışma Derneği ve Sağlığı Geliştirme Derneği tarafından ortaklaşa “Dünya Sedef Hastaları Günü” etkinliklerinde  hastalığın toplumsal boyutu tartışıldı.

Oldukça hareketli geçen bu yılki etkinlikler kapsamında düzenlenen panelde uzman hekimler, hastaların toplum içerisinde karşılaştıkları güçlük ve yaşadıkları iletişim engellerini konuştu. Hastalığın hastalar üzerindeki toplumsal olumsuzluklarını en aza indirebilmek amacıyla neler yapılabileceği tartışıldı. Panelde Ege Üniversitesi Dermatoloji Anabilimdalı’ndan Prof. Dr. Sibel Alper (Sedef ile Yaşam), Bezmialem Vakıf Üniversitesi Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Aylin Rezvani (Sedef ile Artirit-eklem tutulması), Bağcılar Devlet Araştırma Hastanesi Psikiyatr Yrd. Doç. Dr. Hüner Aydın (Sedef ve stres), Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Elgiz Yılmaz (Hasta ve doktor ilişkisi), İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Bilgili (Panel moderatörü) ve Sedef Hastaları Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Yıldırım sunumlar gerçekleştirdi.

sedef_hastalari_gunu_gorsel“Kontrol altına alınabilir”

Sedef Hastaları Derneği Başkanı Mustafa Yıldırım sedef hastalığı konusunda toplumda farkındalık yaratmayı amaçlayan etkinlikte hastalık hakkında yanlış bilinen noktalara da değinerek, hastalığın bulaşıcı olmadığı ve hekim gözetiminde tedavi edildiğinde kontrol altında tutulabileceği dile getirdi.

“Sedef ile yaşamayı öğrenmeli”

Türkiye’de bir şehrin nüfusuna eşit sedef hastası olduğuna dikkat çeken dernek başkanı Mustafa Yıldırım, kronik bir hastalık olan “sedef”in yaşam boyunca birlikte yaşamanın öğrenilmesi gereken bir durum olduğunu ve hastaların mutlaka doktor gözetiminde tedavi olmaları gerektiğini belirterek erken tedavi ile hastalığın etkilerinden korunmanın mümkün olduğunu ifade etti.

“Hasta odaklı sağlık sistemi bir ihtiyaçtır”

Sedef Hastaları Derneği Başkanı Mustafa Yıldırım hastaların yaşam kalitesinin yükseltilmesi için sağlık profesyonelleriyle iletişim halinde olması, kendisi için doğru tedaviye erişebilmesi ve ihtiyaçları doğrultusunda uygun koşulların sağlanabilmesinin önemli olduğunu vurguladı. “Kronik hastalıklarla yaşamak, hastanın yaşamın bir parçasıdır ve bu yaşam tecrübesi hasta odaklı bir sağlık sisteminin oluşturulmasına ve hastaların yaşam tercihleri doğrultusunda tasarlanmasına, uygun ve maliyet etkin sistemlerin oluşmasına katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.

“Sedef hastaları hayata küsmemeli”

Ege Üniversitesi Dermatoloji Anabilimdalı’ndan Prof. Dr. Sibel Alper ise hastalığın kesin tedavisi olmasa da, kontrol altına alınması ve hastaların normal yaşantısına devam etmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle hayata küsmeden hastalıkla ilgilenecek doğru merkezlere başvurmaları gerektiğini söyledi. Hastalığın tetikleyicileri arasında fiziksel hasar, enfeksiyonlar, ilaçlar ve stres olduğunu bildiren Prof. Dr. Sibel Alper, Sedef hastalığının basit bir deri hastalığı olmadığını, sistemik bir hastalık olduğunu, sedef hastalığında kabuklu yaraların saç, gövde, dirsek, dizlerde ve darbe gören yerlerde olabileceğini ve tırnak bozukluğu yapabileceğini kaydetti.

“Sedef hastalığı bulaşıcı değil”

Sedef hastalığının dünyada 125 milyon kişiyi etkilediğini belirterek toplumda görülme sıklığının yüzde 2-3 dolaylarında olduğunu, Türkiye’de 700 bin sedef hastası bulunduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Sibel Alper hastalığının ailesel geçiş gösterdiğini belirterek sedef hastalığının bulaşıcı olmadığını, kişiye ya da vücudun bir bölgesinden başka bir yerine geçmeyeceğini vurguladı.

“Stres sedefi, sedef de stresi tetikliyor”

Prof. Dr. Sibel Alper, sedef hastalarının yüzde 25’inin depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar yaşadığını belirterek bazı hastaların derilerinin görüntüsü nedeniyle sosyal ortamlardan kaçmak için evden çıkmadıklarını, utanma duygusu ile günlük yaşamda stresin arttığını ve sedef ile stresin bir kısır döngü şeklinde birbirlerini tetiklediklerini ifade etti.

Dünya Sedef Hastaları Günü vesilesiyle ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuarı sanatçıları, sedef hastalarına özel bir konser verdi. Etkinlikler kapsamında Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi önünde bir sedef hastalığı stantı da kuruldu. Stant alanında bilimsel adı “psoriasis” olan sedef hastalığı hekimler tarafından halka birebir anlatıldı.

Sağlık sektörünün tüm paydaşları; hasta, hasta yakını, ilaç firmaları, hastaneler, kamu kurum ve kuruluşları, hasta dernekleri ve akademisyenlerinin de de bulunduğu etkinlik; Şişli Kent Kültür merkezinde gerçekleşti.

Sedef Hastalığı nedir?

Plak olarak adlandırılan kalın ve kırmızı pul pul beneklerden oluşan ve kronşk bir hastalık olan sedef, cilt hücrelerini çok hızlı büyümesiyle meydana gelmektedir. Normal koşullarda kendini 28-31 günde yenileyen cilt, sedef hastalıkları olan kişilerde bağışıklık sistemindeki hatalı sinyaller sonucunda 3-5 gün yeni cilt hücreleri oluşturmaktadır. Vücut fazladan cilt hücrelerini dökmediği için bu hücreler birikerek cilt plaklar oluşturmaktadır. Sedef hastalığı bir cilt hastalığı değil, sistematik etkileri olan bağışıklık sistemi hastalığıdır. Sedef hastalığı bulaşıcı değildir.

 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —