Allah düşürmesin, ama yokluğunda vermesin dediğimiz yer.
Hastane…
Üzerinde çok tartışmaların olduğu yıllarca siyasetin hep içinde olmak istediği bir yer.
Neden basit, para…
Birde üstüne bu kadar hastalıklar ve üstünden para kazanan bir dolu insan.
Şimdi geçen hafta Bayram olunca insan bunalıp da bir yere gitmek ister misali; aileyi toparladığım gibi soluğu köyde aldık. Elinizin artığı Adanalı olunca mangal yapmadan olmaz misali gelsin tavuk, gitsin kıyma.
Buraya kadar her şey güzel yedik, içtik, oynadık. Fakat gecesinde müthiş bir karın ağrısı soğuk ter ve kusmaya soluğu Aşkın Tüfekçi, Seyhan Devlet Hastanesi’nde aldık. Ambulans acile bırakıp gitti sorulan rahatsızlık nedir sonrası, karın filmi için 50 metre ilerideki odaya elimde raporlarla tek başına git dediler, Allahım bu nasıl bir sancı? Bir engelli arabası yok mu diyeceğim ama kendimde değilim ki, o soruyu sorayım.
Sonrası bir serum lütfen diyorum güç kuvvet hak getire misali iniyorum, ama, serum takmadan sadece bir lama verip eve gönderdiler. Mesele basit nereden geldin düşüncesi, gelmesen yatacaktık. Hani “salla başı al maaşı” hesabı.
Kimse gülmüyor, ve insanlara hiç sevecen değiller.
Sonrası gün biraz iyileştim diyeceğim, akşamı oğlum aynı şikayetle bir özel hastaneye gittik.
Daha kapıda hoş geldi izle bir rahatlama, ve o kasketi hemen başta hissetmiyorsunuz.
Hemen benim şikayet ettiğim o serum takıldı ki, vücut direnci olsun. Sonrası bir iki tahlil belki enfeksiyon var mı diye, anlayacağınız arada sadece 80 TL fark var ve çok büyük davranış var.
Şimdi çağ atladık dediğimiz hastanelerde içinde insan yoksa şaşalı binalar olsa ne yazar?
Ortada olan insan hayatı ve bunun Devlet hastanelerinde çok kıymetini olmadığını gördük.
İki ayrı hastaneyi yaşadık, iki ayrı insanlık olduğunu gördük.
buy office 2019 home and business