İMO: DEPREMİ DEĞİL, AMA AFETİ ÖNLEMEK MÜMKÜN!
İMO: DEPREMİ DEĞİL, AMA AFETİ ÖNLEMEK MÜMKÜN!
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, 27 Haziran 1998 tarihindeki Adana - Ceyhan Depreminin 25. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, var olan yapı stokumuzun büyük oranda depreme karşı güvensiz olmasının, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olduğunu vurguladı.
Adana - Ceyhan Depreminin 25. Yılını; 6 Şubat Elbistan, Pazarcık merkezli depremlerin acıları da eklenerek karşıladığımızı belirten Aksungur, ülkemizdeki yapıların büyük çoğunluğunun ruhsatsız, iskansız, kaçak olduğunu, yani mühendislik hizmeti almamış, denetimsiz, riskli ve deprem güvenliği olmayan yapılar olduğunu belirtti.
“Bir deprem ülkesiyiz ve yapılarımızın çoğunluğu depreme karşı dirençli değil” diyen Aksungur, bu bir cümle içinde yer alan iki tanımlamanın, sadece kelimelerden ibaret olmadığını, ürkütücü sonuçların baş nedeni olduğunu ve 6 Şubat depremleriyle bu durumun yarattığı acı sonuçları hep birlikte yaşadığımızı ifade etti.
6 Şubat depremleriyle bir kez daha depreme dayanıksız binaların, bir doğa olayı olan depremi afete dönüştürdüğüne tanık olduğumuzu ve resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde insanımızın hayatını kaybettiğini belirten Aksungur; bu sayının da gerçekleri yansıtmadığını herkesin bildiğini ekledi.
Geçtiğimiz hafta, depremin 135’inci gününde Antakya'da enkazda, bir kadının cansız bedeninin bulunduğunu ve Hatay’da, daireleri 'Cennetten bir köşe' sloganıyla satılan ‘rezidans’ çok sayıda cana mezar olurken, binadaki 55 kişiye ise henüz ulaşılamadığını da ilave eden Aksungur; daha ulaşılamayan, akıbeti kesinleştirilmeyen çok sayıda kayıp olduğunu da hatırlattı.
Aksungur; deprem sonrasındaki tabloyu; binlerce insanımız yaralandığını, uzuvlarını kaybedenler olduğunu, çok sayıda insanın yaşamını, konteynerlerde, sağlıksız ve çok zor koşullarda, depremin travmasını ve yakınlarını, komşularını kaybetmenin acısını da yüreklerinde taşıyarak sürdürmeye çalıştığını belirterek tanımladı.
“Peki, bu yaşanan acıları bir daha yaşamamak, en azından daha aza indirmek için gerekli adımlar atılıyor mu?” diye soran Aksungur; açıklamasına şöyle devam etti:
“Buna evet diyebilmeyi çok isterdik. Ama depremin üzerinden dört aydan fazla zaman geçmesine rağmen ağır hasarlı binalar tehlike yaratan hasarlarıyla, boş virane ürkütücü görüntüleriyle yerli yerinde duruyor. Adana’da acil yıkım kararı olan 13 bina yıkılmıştır. Ancak son veriler itibarıyla Adana ili Merkez ve İlçelerinde tespit edilen, henüz yıkımı gerçekleştirilmeyen toplam 2 bin 944 adet ağır hasarlı bina, insanlarımızın yaşam alanlarının yanı başında tehlike yaratmaya devam ediyor.
Yine Adana ili Merkez ve İlçelerinde tespit edilen toplam 4 bin 752 orta hasarlı binaya ilişkin belirsizlikler devam etmektedir. Bilindiği gibi yasaya göre bir yıl içinde güçlendirilmesi yapılmayan orta hasarlı binalar, bir yılın sonunda ağır hasarlı kategorisine alınarak yıkılacaktır.
Güçlendirmeler konusunda halk çaresizdir. Bu çaresizliği yaratan; merkezi olarak orta hasarlı binalara ilişkin vatandaşlara yol gösterici bir yönlendirmenin olmaması, etrafta taşıyıcı sistemde zafiyetler yaratacak müdahalelere neden olabilecek yetkisiz ve sorumsuz kişilerin bina raporları hazırlamak vaadiyle dolaşmaları ve elbette vatandaşın ekonomik koşullarıdır. Güçlendirme konusunda vatandaşlarımıza aydınlatıcı bilgi ve yanı sıra destek paketi sunulmalıdır.
Bu vesileyle bir kez daha uyarmak isteriz ki; itirazların sonuçlandırılması ve kesinleşmesini müteakip; orta hasarlı binaların, deprem karşısında direncini gösterecek ve güçlendirme uygulamasına temel olacak olan performans analizleri, konusunda uzman inşaat mühendisleri tarafından yapılmalıdır. Vatandaşlarımız, yetkisiz ve sorumsuz kişilere karşı dikkatli olmalıdır. Bilgi almak isteyen vatandaşlarımız Şubemize rahatlıkla başvurabilirler.
Biz İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak Adana – Ceyhan Depreminin 25. yılında bir kez daha yinelemek isteriz ki, depremi değil ama afeti önlemek mümkündür; deprem değil, depreme dayanıklı olmayan binalar öldürür;
Yapı stokumuzun deprem dirençli duruma getirilmesi için; merkezi ve yerel yönetimleriyle, tüm kamu ve sivil kuruluşlarla, vatandaşlarımızla; elbirliğiyle tüm önlemlerin, sonuç getirici uygulamaların acilen hayata geçirilmesi sağlamak için, gereken iradeyi kararlılıkla ortaya koymalıyız.”